|
Ölümsüzler, kaynanalar ve saksılar

Bir ara Japon Mucizesi diye tutturmuştuk.. Şimdi moda, "Çin mucizesi"..

Kapalı rejimde, nasıl oluyor da ''ekonomik büyüme'' gerçekleşebiliyor?

NTV, "Ejder Canlanıyor" diye bir kitap yayınladı..

Yazarı Jasper Becker..

Bir süredir kafamı meşgul eden sorulara cevap da buldum..

Kitabın alt başlığı "Bugünkü Çin''e içerden bakış"..

Becker''in ondört yılı Pekin''de geçmiş..

İş, hiç de dışardan görüldüğü gibi değil..

* * *

Çin''de Komünist Parti egemen.. Ancak, hiçbir sosyalistin rüyasını süslemiyor artık..

Başkan Mao, Kültür Devrimi''yle tek tip toplum yaratmak istiyordu..

Komünist Ütopya yaratmaya yönelik isterik telaş, gerçeklik duvarına toslamış..

Ekonomi çökmüş..

30 milyon insan açık ve hastalıktan ölmüştü..

Mao''dan sonra tasfiyeler başladı.. Bu kez tasfiye edilenler, Mao''nun adamlarıydı..

Mao''nun eşinin de yer aldığı ekip "Dörtlü Çete" diye anılıyordu..

Çin, dışa açılmaya, piyasa ekonomisine geçmeye çalışıyordu.

Cendere açılıp, kapanıyordu..

* * *

Bizde de değişime, benzer dirençler görmüyor değilim..

1982''de Çin Politbüro''sunda yaş ortalaması yetmiş yediydi.

Yaşlı generallerin astığı astık, kestiği kestikti.

Çin halkının bunlara taktığı isim, "Ölümsüzler" idi. Bir türlü ölmek bilmiyorlardı..

Başkan Deng, yaşlı generallerin çoğunu danışmanlıklara kaydırdı.. Halk "Kaynanalar" demeye başladı bu kez.. Çünkü her şeye karışıyorlardı..

Yozlaşma karşısında hiçbir şey yapmayan yöneticilere ise "saksı" diyorlardı..

Çünkü öylece oturuyorlardı.

* * *

Öğrencilerin reform çığlıkları Tianenmen Meydanı''nda tanklarla susturuldu..

Partideki yozlaşmaya dur diyorlardı, o kadar..

Çin,''en ucuz emek cenneti'' şimdi..

Şehirlere akan köylüler, askeri kışlayı andıran fabrikalarda karın tokluğuna çalıştırılıyorlar..

Kafa kaldıranlara, "Köyüne dön" diyorlardı..

Bu da açlığa mahkum edilmek anlamına geliyordu..

1954 anayasasında kutsanan grev hakkı, 1982''de kaldırılmıştı..

Çünkü proletarya devletin efendisiydi.. Hiç efendi kendine karşı grev yapar mıydı?

Yapamazdı..

* * *

Beş on milyon zengin Çinli yaratmıştı değişim..

Çin Komünist Partisi''nin ipleri bu yeni sınıfın elindeydi.

İki Çinli gazeteci 1 milyar köylünün yaşadığı kırsalda bir araştırma yapmış..

"Akla hayale sığmaz yoksulluk, kötülük, çile, umutsuzluk, akla hayale sığmaz direnç ve sessizlik gördük" demişti..

Bir de kitap yazmışlardı..

Ne oldu yazdılar da.. (Yasaklandı.)

İşte Çin Mucizesi''nin gerçeği..

Yerseniz.

Malezya, makara tukara

Zeki Alasya da Malezya''ya sardırmış. Vatan''a konuşan Alasya,"Asker bağırıyor, bu ülkenin sanatçısı bağırıyor. ''İrtica büyük bir tehlikedir'' deniyor. Metin Akpınar''la Devekuşu Kabaresi''nde yıllardır bağırıyoruz. Şimdi mi farkına varıldı? Demokrat geçinen aydınlar bu tehlikeyi yeni mi görüyor?" demiş..

Ne feraset ama.. 30 yıl "İrtica geliyor" diye bağırmışlar.. 1950''lerde "Bu kış komünizm geliyor" derlerdi. Halk, her kış, komünizmi bekledi.

Haldun Taner, 1972 ''de kurucusu olduğu Devekuşu''nu bekleyen tehlikeyi görmüş, uyarmış. "Estetik kaygı, sanat kaygısı kabareden çekilirse kabare çok adileşir" demiş, 1979''da ayrılmış gruptan. Ekonomik nedenlerle yozlaşan kabare, seçkin izleyici yerine kalabalıklara uydurmuş kendini. 80''lerin sonunda da, Elfatiha..

Alasya, hayali mevzulara sardırmak yerine, Haldun ustasını dinleseydi, hâlâ tiyatro yapıyor olurdu?

Oynuyor da, farkında mı değiliz?

Yeni Şafak''ta mahalle baskısı yokmuş!

Var kardeşim.. Ben kendim bizzat yaşadım yani.. Bir sakal bırakayım dedim, başıma neler geldi.. En başta Genel Yayın yönetmenimiz Yusuf Ziya Cömert''in gözüne takıldı. Çok şükür o da sakallı da işi yırttık.. Yok efendim yaşlı gösteriyormuş. İnce telli yuvarlak gözlük taksaymışım manzarayı kurtarabilirmişim? Yok, pek sofiyane imaj veriyormuşum.. Bizim Sabri Abi de sakal bırakmamış mı? "Bunlar sakallılar takımı mı kuruyorlar" diye söylenmezler mi? Al başına bela.. Gazete dışındaki çevremde de sakalım, günün konusu.. Kıldan tüyden bir mevzuyla bile olsa, yakın alaka beni mutlu ediyor tabii. Ama dayanamayacağım baskıya. (Fehmi Ağabey''e hatırlatırım..)

Bu sakal bıyık hikayesini Hürriyet başlattı.

Yeniköy Yalısı Sultanı Tansu Çiller, başbakan olmuştu ya..

"Yahu bıyıklı Türkiye görüntüsünden kurtulmak lazım" demişti ya..

Hani, o mahalleden birileri bıyıklarını kesmiştiler ya.

İşte onların önde gideni Ertuğrul Özkök''tü..

Alttakiler durur mu, "Madem kaptan bıyık kesmiştir. Şu dakika bizim bıyık burkmamız racona uymaz" diyerek gitmişti bıyıklar. İyi, güzel de, hiç mi bir babayiğit çıkıp, kesmiyorum dememiş? Oktay Ekşi "Kesmem" diye siper etmiş göğsünü..

"Niye kesmiyorsun abi?" diyenlere de "Yüzüme karakteristik bir çizgi veriyor, ondan" cevabını vermiş.. Eğer yüzüme karakteristik bir çizgi veriyorsa veriyor. Vermiyorsa, gitti benim sakal.

Umarım Türkiye İran miran olmaz.. Sakallı bir Ertuğrul Özkök görmeye kalbim kifayet etmez.. Ölürüm.

17 лет назад
Ölümsüzler, kaynanalar ve saksılar
Kara dinlilerle milletin savaşı
Evet sokağa çıkamayacak hale geleceksiniz!
Batı’da İsrail spiritüel bir tutkuya dönüştürüldü...
Din savaşı
13 şehit