|
Putin geri adım atacak mı?
A
merikalı siyaset bilimci Parag Khanna, Kiev’de bir gazete editörünün Ukrayna için “Burası Avrupa’nın köşesi olabilir ama Rusya’yla yaşanan çatışmanın tam da ortasındadır” dediğini nakleder. Ukraynalılara göre Ukrayna “anavatan” demek. Rusça’da bu kelime “sınır bölgesi” anlamına da geliyor imiş. Parag Khanna Ukrayna için yapılan bu çifte nitelemeleri, “Bugün bakıldığında sanki iki durum aynı anda sürüyor gibidir” sözleriyle tasvir ediyor. Batı ve Rusya arasında yaşanan gerilimi bundan daha güzel bir cümle betimleyemezdi. Boris Yeltsin’in tabiriyle Ukrayna ve Beyaz Rusya “Slav medeniyeti” olarak nitelenen kültür topluluğuna dayanan bir birlik içine dahil olması gereken iki Slav devletidir. Beyaz Rusya neredeyse Rusya ile bütünleşmiş durumda. Ukrayna ise Rusya’dan uzaklaşarak Batı ile bütünleşmeye çabalıyor. AB’ye ve NATO’ya girmek istemesi bu arzunun şiddetli bir ifadesiydi. Rus milliyetçilerine göre Ukrayna’sız Rusya bir “Avrupa İmparatorluğu” olamaz. Bu yüzden Rusya ile Ukrayna arasında derin bir çatışma yaşanıyor. Batı yanlısı “Turuncu Devrim”, bu çatışmanın fitilini ateşledi.

Batı, Rusya’nın Ukrayna siyasetini içine sindiremiyor. Bunu Rusya’nın Batı’ya doğru genişlemesi olarak görüyor. Ruslar ise Ukrayna’nın AB ve NATO’ya girme teşebbüsünü ABD’nin Doğu’ya doğru genişlemesi olarak değerlendiriyorlar. Ruslar, Ukrayna ve Gürcistan’ın NATO’ya girme isteklerini “Yakındaki Yabancı” olarak niteledikleri ABD’nin köpürttüğünü düşünüyorlar. Rusya, her iki ülkenin NATO’ya girmesini her ne suretle olursa olsun engelleyeceğini hep sezdirdi. Rusya, kendi egemenlik alanı içinde gördüğü bölgelere ilişkin tutumunu, Güney Osetya’yı Gürcistan’dan, Kırım’ı Ukrayna’dan kopararak sabitledi.

Ukrayna meselesi Putin Rusyası ile ABD arasında yeni bir “soğuk savaş”a kapı araladı. Sovyet döneminde Rus nüfuz sahası içinde bulunan ülkelerde NATO tatbikatları, yanı sıra ABD ve AB’nin Rusya’ya yönelik ekonomik yaptırımlara başvurması ‘soğuk savaş’ın ısınmaya başladığını gösteriyor. Rusya “G-8”in de üyesi. ABD, Kanada, İngiltere, Fransa, Almanya, İtalya ve Japonya liderleri 1976’da “G-7”yi kurmuşlardı. Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra G-7, aralarına Rusya’yı alarak G-8 olmuştu. Kırım ve Ukrayna meselesi yüzünden bu yıl La Haye, Brüksel ve Roma’da yapılan G-8 Zirvelerine çağrılmayan Rusya’nın üyeliği askıya alınmıştı. Rus Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ise artık G-20’nin önem kazandığını vurgulayarak G-8 üyeliğiyle ilgili kararı ciddiye almadıklarını belirtmişti.

Ukrayna gerilimi Avustralya’daki “G-20 Liderler Zirvesi”ne de damgasını vurdu. Başta ABD Başkanı Obama olmak üzere Batılı liderler Rusya’ya karşı sergiledikleri kararlılıktan taviz vermeyeceklerini açıkça deklare ettiler. Batılı liderlerle yaptığı görüşmelerden hoşnut kalmayan Putin’in zirvenin sonuç bildirisini beklemeden Avustralya’dan ayrılması dikkat çekiciydi. Putin’in dört savaş gemisiyle Avustralya’ya gelmesi de çok tuhaf karşılanmıştı. Bilahare Alman “ARD” televizyonuna verdiği bir mülakatta ise Putin, “Ukrayna’da el altından gizlice Rusya korkusunun desteklenmesi durumunda tam bir felaket yaşanacaktır. Bu tam anlamıyla bir felakettir” diye konuştu. Bu sözler gerilimin dozunu gösteriyor. Putin’e geri adım attırmayı hedefleyen yaptırımlar sonuç almazsa ne olacak? Batı’dan giderek uzaklaşan Putin Rusyası Çin ile giderek daha fazla yakınlaşabilir. Burada bir başka kritik soru var: Batı ve Rusya arasındaki ‘soğuk savaş’a Çin taraf olmaya hazır mı?

#Putin geri adım
#atacak mı?
#Parag Khanna
9 yıl önce
Putin geri adım atacak mı?
Ukbe b. Nâfi’nin cehdi
İğne ve çuvaldız…
İhracatta Türkiye
Hizmet sektöründeki enflasyon işleri zorlaştırıyor!
Tarihin sonu ve ABD üniversiteleri