|
Sünnet hakkında bir güzelleme

Ertuğrul Özkök''ün en çok tarih, din vb. konulardaki yazılarından hoşlanıyorum.

Keşke hep bu konularda yazsa..

Hürriyet''in kaptanının en fazla çuvalladığı konular bunlar..

Hem de sık sık sosyolog arkaplanına vurgu yaptığı halde.

Din bilgisi ve kültürü olmaksızın Türkiye''de sosyoloji yapılabilir mi?

Dahası, medya yöneticiliği yapılabilir mi?

* * *

Hatırlar mısınız..

Özkök, bir İtalyan gazetecinin ''Türk Mahmut'' adıyla 1500''lerde yarattığı hayali karakteri gerçek sanarak "Kurban" olayına girmişti.

"Kurban Müslümanların inancına nasıl sızmış" diyordu..

Mahmut''un fantezi ürünü olduğunu anlatana kadar çenem yorulmuştu..

Şimdi sıra "Sünnet"e geldi..

"Yahudiler, Tanrı ve Tarih" diye bir kitap okumuş..

Kafasına takılmış..

"Erkek çocukların "sünnet" olması ádeti Müslümanlığa nasıl girdi?"

"Hazreti Muhammed sünnetli miydi?"

Bu işleri bilen birine sormuş..

O da, "Hazreti Muhammed''in sünnetli doğduğuna inanılır" demiş..

Ne yapsın, kendisi kestirmiş..

Giden gitti gaari.

Ya arkadan gelenler ne yapsın?

* * *

Sünnet hakkında bir genel kültür güzellemesi yapalım..

BİR: Saint Paul, sırf sünnet olmamak için Hıristiyanlığı kabul etmeyen putperestler için "sünnet''i vaftiz şartı olmaktan çıkardı.. Yani şeriati onlara uydurdu.

İKİ: Bütün Hıristiyanların sünnetsiz oldukları doğru değil. Mısır, Sudan, Etyopya''daki Kıpti Hıristiyanlar sünnet olurlar..

ÜÇ: Sünnet (hitan) Hz. İbrahim''in sünnetidir.

DÖRT: Arabistan''da Hz. İbrahim''den kalma adetler devam ediyordu. Hollandalı Şarkiyatçı Arent Jan Wensick, eski Arabistanda sünnetin umumi bir adet olduğunu kaydeder.

BEŞ: İslam, Hz. İbrahim''i de, Hz. Musa''yı da, Hz. İsa''yı da içine alır..

ALTI: Hz. Muhammed(a), dedesi tarafından, emzikte iken sünnet ettirildi. Kabul gören görüş budur.

Yani Özkök''ün "bilen biri" dediği hazret her kimse, biraz sıkmış.

YEDİ: Cahiliye döneminde Araplar sünnet adetine uyuyordu.. Bu yüzden ne Hz. Peygamberin, ne ashabının sünnetli olup olmadıkları hakkında ne bir rivayet var ne de bir tartışma sözkonusu.. Olsa bilinirdi.

SEKİZ: Hz. Peygamber zaten cari olan adeti, İslam sünneti olarak devam ettirilmesini istemiştir.

Bu yüzden sünnet oluruz, kestiririz abiler..

Türk basınında sünnet mahalli üzerine en fazla kalem oynatan Serdar Turgut mevzuya felsefi bir derinlik getirmeli..

Belki Özkök''ü teskin eder..

Bu sessizlik niye?

Avrupa Alevi Birlikleri Federasyonu''nun internet sitesine girdim. Türk göçmenleri ayağa kaldıran ırkçı-ayrımcı Almanya Göç Yasası hakkında tek bir açıklama yoktu. Oysa Tüzüğünde "AABF, Avrupa''da yaşayan tüm yerli ve göçmenlerin eşit haklar temelinde birlikte yaşamını amaçlar; barış ve halkların dostluğu ilkelerinin uygulanması için mücadele verir" diye bir madde var. Peki bu sessizlik niye?

Yasa 14 Haziran 2007''de Federal Parlamento''da kabul edildi. 7 Temmuz''da Eyaletler Meclisi''nden geçti. 23 Haziran''da Hürriyet Almanya''da, AABF Başkanı Turgut Öker ile yapılan bir röportaja yer verilmiş. Hürriyet muhabiri Göç Yasası''nı sormamış bile. Peki Öker niçin bir çift laf etmemiş?

Dernek açıklamalarını taradım. Son açıklama 11 Temmuz tarihli ve 22 Temmuz seçimlerine ilişkin. Diğer açıklamaların başlıkları "Türkiye erken seçime gitmelidir", "Madımak Müze yapılsın", "Alevi adaylara destek", "Alevilerin cumhurbaşkanı adayı Yaşar Seyman", "Cemevlerimiz camileştirilemez", "Laik ve demokratik bir Türkiye", "Sol Güçbirliği halen yetersiz derhal giderilmelidir" şeklindeydi.

"Asimilasyon cephesine karşı "Bir''iz, "İri"yiz, "Diri''yiz" başlıklı 18 Haziran tarihli açıklamayı görünce, "Hah işte, tamam" dedim. Yanılmışım. Göç Yasası değil, Hacı Bektaş Belediye Başkanı Ali Rıza Selmanpakoğlu Paşa hedef alınmış (28 Şubat döneminden hatırlarsınız). "Vay be! Paşaya reva gördükleri muameleye bak" dedim. "Ev içindeki düşmandan kork" diye Hacı Bektaşi Veli''den laf da çakmışlar. Dernek Alevicilerine göre Aliriza Paşa Aleviliğin Sünnileştirilmesinde rol oynuyormuş. (Hadi canım sende!)

Zaten açıklama 2006''da yapılmış. Anladım ki, aradığımı bulmam imkansız. Açıklamalar hep Türkiye''yle ilgili.. Bu size tuhaf gelmiyor mu? Bana geliyor da..

Güzel ve şapşal

Show Tv''de yayımlanan Güzel ve Dahi (Doğrusu Güzel ve Şapşal olmalıydı) programında yarışanların fena halde cahil çıkmaları nadirattan değil, yaygın bir durum.

Önceki gün SKY Türk''ten Musa Ağacık''ı izliyorum..

İstiklal Caddesi''nde üniversiteli bir kıza soruyor:

"İkinci Ramses bağımsız aday olmuş ne diyorsunuz?" (Güzel ve Dahi''de yarışanlar da kolejli, üniversiteli).

Kızımız gayet ciddi cevap veriyor:

"Valla tanımıyorum. Kendilerini tanıtamıyorlar."

Ağacık yakalamış bir kuş, bırakır mı..

"Kadeş Anlaşmasını imzalaması yeterince tanıtmış olmuyor mu? Kadeş Anlaşmasını biliyorsun değil mi".

"Tabii, biliyorum.. Ama tanıtım yetersiz."

Gençlerin şöhret düşkünü aptallara dönüştürülmesinde televizyonların hiç mi payı yok? Yoksa bu cehalet şovunu da magazinleştirip geçiştirecek mi?

Tek kültür aracı olarak, gençlere televizyonu kakarsanız, sonuç bu olur.

DERKENAR

Bir de sorum var Ertuğrul Özkök''e..

CHP''nin gazetelere verdiği tam sayfa reklamlarda Hürriyet gazetesi kullanıldı, niçin?

Siz mi izin verdiniz?

Destek mi, ticari amaçlı mı?

Ne?

Mehmet Yılmaz, köşesinin reklamlarda yer almasına ne diyor?

Hani, Baykal''a atıp tutuyordu da..

Merak ettim.

17 yıl önce
Sünnet hakkında bir güzelleme
Millî Eğitim Bakanlığı’nın çözmesi gereken beş kritik sorundan birisi de “mülakat”
Ukbe b. Nâfi’nin cehdi
İğne ve çuvaldız…
İhracatta Türkiye
Hizmet sektöründeki enflasyon işleri zorlaştırıyor!