|
Terör ve istihbarat

"11 Eylül"ün Amerika"da yarattığı travmanın istihbarat kuruluşlarını tartışmaların odağı haline getirdiğini hatırlayacaksınız. FBI ve CIA"nın rekabetçi yapıları kıyasıya eleştirilmiş idi. Senato İstihbarat Komitesi Başkan Yardımcısı Senatör Richard Shelby de "11 Eylül Soruşturma Raporu"nda CIA ve FBI"nın biribirinden bilgi sakladıklarına ilişkin örnekler vermişti. İstihbarat kurumları arasındaki ilişkinin yeniden formatlanması gerektiğini vurgulayan Shelby, "11 Eylül hikayesi kurumlar arasında (ve içerisinde) bilginin hemen ve verimli biçimde paylaşılmamasının tehlikeleri konusunda ibret olmalıdır" demişti.

II. Dünya Savaşı"na ABD"nin müdahil olmasını sağlayan olay, Japonların "Pearl Harbor" saldırısıydı. Hazırlıksız yakalanan Amerikalıların elinde saldırıyı öngören bilgiler vardı, ancak bu bilgiler birimler arasındaki karmaşaya kurban gitmişti. ABD 1961"de Küba"ya yönelik "Domuzlar Körfezi Çıkarması"nda da istihbarat zaafiyeti gösterdi. Amerikalılar, Castro muhalifleriyle birlikte adaya çıkarma düzenlemişler, ne ki Kübalıların mücadele kapasitesini ve Castro"ya verdikleri desteği doğru hesaplayamamışlardı. Fiyaskoyla sonuçlanan çıkarma CIA"ya büyük darbe vurdu. Castro"nun başarısında Küba"lılara danışmanlık yapan Sovyet Rus ajanları ile subaylarının adadaki varlığı ciddi rol oynamıştı. Çıkarmanın ardından Küba Moskova"dan füze savunma sistemleri istemiş ve bu da meşhur "Füze Krizi"ne sebebiyet vermişti. Rusya ve "Esed Rejimi" arasındaki ilişkiyi bu örnek ışığında da okuyabilirsiniz.

Malcolm Gladwell"in "Köpeğin gördüğü (What the Dog Saw)" kitabında aktardığına göre, Senatör Shelby sözkonusu raporunda yeniden merkezileşme ve işbirliğine daha fazla odaklanılmasını istemiş. Shelby"e göre bilgi toplamak için, tartışmacı bürokrasilerin üzerinde ve onlardan bağımsız, ulusal düzeyde merkezi bir bütünlük şarttır. İstihbarat servisi küçük, birbirine son derece kenetlenmiş bir grup tarafından yürütülmelidir ve bu nedenle FBI anti-terör işinden bütünüyle uzaklaştırılmalıdır. Senatör Shelby raporunda bakın ne demiş:

"FBI sanığın suçuna ilişkin kanıt destekli raporların elde edilmesini, karar alma sürecini desteklemek için eksik ve parça parça bilgileri temel alarak olasılık türünden anlam ve sonuç çıkarma çabalarına üstün tutan, köklü biçimde yerleşmiş eğilimler tarafından yönetilmeli. Yasaları uygulayan kurumlar bilgileri ele alıyor, sonuçlara varıyor ve gerçekte sadece istihbarat kuruluşlarından "farklı" düşünüyor. Kuşku yok ki istihbarat analistlerinden iyi polis çıkmıyor, polislerden de iyi istihbarat analisti çıkmadığı iyice açıklık kazandı."

Shelby"nin önerileri ABD Başkanı G. W. Bush tarafından kabul edilmiş. "2003 Birlik mesajı"nda Bush, FBI ile CIA"nın anti-terör faaliyetlerini biraraya getiren "Terörist Tehdit Entegrasyon Merkezi"nin kuruluşunu ilan etmiş. Bizde de "istihbaratta çok başlılık" ve "kurumlararası rekabet" öteden beri tartışma konusu. Benzer merkezler bizde de kuruluyor tabii ama bu kuruluşların tam anlamıyla fonksiyonel olmaları şart. Türkiye"nin bölgesel yahut küresel ölçekte bir aktör olma iddiası ülkemizi ciddi tehditlerle yüzyüze getirmiş iken, yakın bölgemiz bir terör ve şiddet sarmalına çekilmiş iken, bu konuların çok daha derinlikli şekilde ele alınması gerektiğine işaret etmek bile fuzulidir.

11 yıl önce
Terör ve istihbarat
İfâde hürriyeti
21. yüzyılın Şah İsmail’i ve Türkiye-İran savaşı..
Kuklaları oynatan Derin Kuklacılar?
‘Susadım çeşmeye varmaz olaydım’
Türkiye’yi devşirme kurtarıcılardan kurtarma mücadelesi…