|
Kadima"nın "barışçı işgal" stratejisi

İsrail seçimlerinden galip çıkan Kadima lideri Olmert''in verdiği ilk beyanat Filistin''de kopacak fırtınanın ilk işaretleri gibiydi. Filistinlilerle barış görüşmelerine hazır olduklarını ama gerektiğinde "2010 yılına kadar İsrail''in kalıcı sınırlarını tek taraflı olarak belirleyecek"lerinin ilanı; önümüzdeki dönem sadece İsrail-Filistin ilişkilerini değil Ortadoğu''daki temel çatışmayı ateşleyen bir manifesto sayılmalıdır. Çünkü Şaron''un mirasını devralan Kadima, barıştan yana söylem geliştirerek İsrail açısından radikal bir strateji değişikliğine hazırlanıyor. Nitekim Filistin adına hem M. Abbas, hem Hamas "tek yanlı sınır belirleme" planına şiddetle karşı çıktıklarını açıklayarak tepki verdiler. Bu stratejinin, Ortadoğu''daki barut fıçısını ateşleyecek iki hassas noktası bulunmaktadır. Bunlardan ilki, inşası tamamlanmak üzere olan ve yeşil hattın çok ilerisini kapsayan duvarın kalıcı hale gelerek İsrail''in sınırlarını genişletmesi... 1967 savaşıyla Batı Şeria ve Gazze''yi işgal eden İsrail, BM kararlarına aykırı olarak Kudüs''ü de başkent ilan etti. Birinci ve ikinci intifada sonunda ve uluslararası tepkilerden İsrail yönetimi şunu anlamış bulunuyor; Filistinlileri yok sayarak güvenlik sorunu çözülemeyeceği gibi yeni süreçte İsrail''in Amerika desteğinde küresel stratejiler geliştirmesini engelliyor. Güvenlik başta olmak üzere uluslararası meşruiyet sorununu aşmak ve küresel stratejiler geliştirebilmek için iki devletli bir çözüm realitesini kabul etmek zorunda kaldı İsrail devleti.

Bu noktada Beyrut kasabı olarak ünlenen Şaron''un Gazze''den çekilmesi yeni stratejinin bir parçasıydı. İkinci aşama, Batı Şeria''yı içine alan kalıcı sınırları ilan ederek kendi belirlediği sınırlarda Filistin devletine izin vermek. Yani 67 sınırlarına çekilmek bir yana Batı Şeria''dan bir miktar çekilerek tek yanlı olarak genişletilmiş İsrail''i meşrulaştırmak. Nitekim Kadima, Şeria Nehri''ne kadar olan Batı Şeria''yı İsrail toprağı sayarak "sevgili yurdumuzdan çekilmek acı verici ama barış için bu tavizi vermeye hazırız" mesajını vermesinin anlamı budur. Bu çerçevede Batı Şeria''ya yerleştirilen yarım milyon kadar Yahudi işgalciden 60 bin kadarının yer değiştirmesi planlanıyor.

Bu durumda ''genişletilmiş İsrail'' içinde Filistinlilerden arındırılmış bir sınır ortaya çıkarken, kuşatılmış, sömürge durumunda, İsrail''e bağımlı bir ''ırkçı Güney Afrika modeli''ni Filistinlilere dayatmak istemektedir. Bu noktaya yıllardır hazırlanan İsrail, Yahudilerin yerleştirildiği bölgeleri çok stratejik tercihle belirleyerek adeta etten duvar örerek Filistinlileri işgal içinde kat kat kuşatmaya almıştı. Mesela Kudüs''ün Filistin''le olan tarihi ve coğrafi ilişkilerini koparacak şekilde Yahudi uydu şehirler inşa edildi. Şeria Nehri boyunca yoğunlaşan Yahudi işgalci yerleşimcileri ile de Filistin''in diğer Arap bölgeleriyle olan doğal ilişkisinin kesilmesi bu stratejinin parçasıdır. Filistinlilere ait su kaynaklarına el konarak kuşatılmış çorak bir Filistin toprağı bırakılmıştır şimdiden..

Fakat stratejinin ikinci aşaması çok daha ürkütücü ve daha büyük bir çatışmanı fitilini ateşlemek üzeredir. İki devletli çözümden yana fedakarlık yapmış(!) taraf olarak İsrail, Kudüs''ü tümüyle ilhak ederek başkent olarak uluslar arası platformda kabul ettirmeye hazırlanıyor. Oysa Filistin sorunu her şeyden önce bir Kudüs sorunudur. Kudüs''ün İsrail tarafından ilhak edilmesi, hatta başkent yapılması Filistinlileri de aşan tüm İslam dünyasını, hatta Hristiyanları ilgilendiren kritik adımdır

Bunun içindir ki Şaron, Mescid-i Aksa baskınıyla barış sürecinin Kudüs ve mülteciler sorununu müzakere etmeden provoke ederek ortadan kaldırmıştır. Özellikle 11 Eylül sonrası gelişmeleri bir piar malzemesi olarak kullanan İsrail dünyayı verdiği barış mesajıyla aldatmaktadır.

Filistin 1967''den beri en kritik aşamalardan birine gebe...Bu durumda kim tarafsız kalabilir?

18 yıl önce
Kadima"nın "barışçı işgal" stratejisi
Dövizde çözülme hızlandı: Bir haftada 15 milyar USD
“Evine dönemezsin...”
Antisemitizm, 7 Ekim ve Biden’ın Vietnam’ı
Yangından mal kaçırma: Terör örgütü ABD’den tanınma istiyor!
Unutma sakın!