|
Kudüs"te bir Papa

Papa''nın Kudüs''ü ve Filistin''i ziyaret etmiş olması Filistin yönetimi tarafından değerlendirilmesi gereken iyi bir fırsat gözüyle bakılıyor.

Papa 2. John Poul''ün Kudüs ve Filistin''deki Hristiyanlar''ca kutsal bilinen bölgeleri içine alan gezisi Katolik dünyası ile Yahudi ve İsrail arasında ilişkiler açısından önemli bir kilometre taşı olarak kabul edilmelidir. 1964 yılından bu tarafa Kudüs''ü ziyaret eden ilk Papa olması İsrail açısından hayli önemli. Her ne kadar Papa Tel Aviv''deki Ben Gorion Havaalanı''na indikten sonra İsrail''de sadece 12 saat kalmış olsa da Cumhurbaşkanı Weizman tarafından "Yeniden birleşen Kudüs''e hoş geldiniz" sözleriyle karşılanmış olması da İsrail diplomasi adına başarı sayılır..

Aslında bu ziyaret Papa John Poul''ün kutsal toprakları ilk ziyareti değil. 1963 yılında Polonya''nın Krakow şehrinde bir din adamı iken ziyaret maksadıyla özel bir gezi yapmıştı. O zaman Polonyalı arkadaşlarına yazdığı mektupta, Kudüs''ün Yahudi ve Araplar arasında paylaşıldığını belirttikten sonra, "tüm kutsal alanların Araplar''ın elinde" olduğundan ve "Yahudiler''in Ağlama Duvarı''na giriş imkanlarının bulunmadığı"ndan yakınacaktır.

Vatikan''ın resmi sözcüleri Papa''nın yetişme çağından bu yana Yahudiler''e sempati beslediğini özellikle belirtiyorlar. Kimsenin Yahudiler''i tanımadığı Vatikan''da John Poul''ün başka avantajları vardı şüphesiz. 1920 yılında doğduğu Wadowice kasabasında Hristiyanlar''la birlikte Yahudiler de bulunuyordu. 8 bin Katolik''in yaşadığı bu kasabada 2 bin kadar da Yahudi yaşıyordu.

Çocukluğunun Yahudiler''le iç içe geçmesinin bu yaklaşım tarzında önemli etken olduğu hemen akla gelebilir. Ancak, bu sempatinin nedenleri konusunda daha ileri iddialarda bulunanlar da var. Buna göre, Papa''nın aslında Yahudi kanı taşıdığı iddiasının da ortaya atıldığını burada belirtmeliyim. Polonyalı bir Orta Çağ tarihçisi olan ve daha sonra Müslümanlığı seçen Profesör Abdullah Kopanski aynı bölgeden yetişmiş bir bilim adamı. Kopanski, Papa''nın aslen Yahudi olduğunu ve küçük yaşta öksüz kaldığı için Hristiyan bir ailenin yanında büyüdüğünü iddia ediyor. Bu iddiaları kendisiyle 1995 yılında yaptığım bir konuşmada ortaya atmış ve konuşma Yeni Şafak''ta yayınlanmıştı. Bu iddiaların da yer aldığı uzun konuşma yayınlandı ancak ne Papa tarafından ne de Vatikan''dan herhangi bir açıklama gelmedi. Papa''nın hemşehrisi olan bir bilim adamının Papa''nın geçmişi hakkında söylediklerinin Vatikan''ı ilgilendirmesi gerekmez mi?

Papa''nın Yahudiler''le ilgili pekçok ilki bulunuyor. Bir sinagogu ve Yahudi soykırım müzesini resmi olarak ilk ziyaret eden Papa olma özelliğini taşıyor. 1994 yılında Vatikan''ın resmi olarak İsrail''i tanıması onun zamanında gerçekleşti. Ziyaretten önce de, Katolik Kilisesi''nin tarih boyunca Yahudiler''e karşı dışlayıcı tutumundan ve soykırımdan dolayı özür diledi. Her ne kadar dolaylı olarak Haçlı Seferleri''nden de özür dilese de bu Vatikan açısından ilk özür dileme değildi.

Gerek diplomatik kişiliği gerekse temsil ettiği dinî makam ve yetişme tarzı onun Yahudiler''e karşı seleflerine kıyasla çok daha yakın bir duruş sergilemesine neden olsa da Hristiyan dünyasının, özellikle kilisenin Yahudiler''e karşı tarihsel ayrımcılığı bir anda ortadan kalkacak gibi değildir. Bunun için Papa''nın İsrail''le ilişkilerinde çok dikkatli bir dil kullanmaya çalıştığı gözlemleniyor. Örneğin Hz. İsa''nın doğduğu yer olan Betlehem Filistin yönetiminde olduğu için bir bakıma Yaser Arafat''ın misafiri sayılıyor. Bu zamana kadar tam 9 kez Vatikan''ı ziyaret eden Arafat''a Papalığın ilk iade-i ziyareti. Ayrıca Betlehem, nufusunun üçte birinden fazlası Hristiyan Araplar''dan oluşan bir Filistin şehri. Ve Filistinli Arap Hristiyanlar''ın İsrail yönetimiyle arası hiç de iyi değil. Bu noktada hem tarihsel Hristiyan hissiyatı hem de bölgesel gerçeklikler nedeniyle Papa''nın İsrail''le çok yakın durması mümkün değil. Örneğin Vatikan resmi sözcüsü, Kudüs''ün gayri meşru yollardan işgal edilmiş olduğunu açıklamak ihtiyacını hissediyor. Her şeye rağmen Papa, ziyaretinin siyasi bir nedenini olmadığını özellikle belirtmek ihtiyacını duyarak, bundan Filistinliler''e bir destek mesajının çıkarılmamasına gayret sarf ediyor.

Papa''nın Kudüs''ü ve Filistin''i ziyaret etmiş olması Filistin yönetimi tarafından değerlendirilmesi gereken iyi bir fırsat gözüyle bakılıyor. Filistinli bir analist olan ve PASSIA''nın başındaki Mehdi A. Hadi, "Papa''nın siyasi ağırlığını gözardı edilemeyeceği"ni, "Filistinliler olarak bunu ciddiye almak zorunda" olduklarının altını çiziyor.

Papa''nın kişiliği hakkındaki iddialar bir yana, Vatikan''ın "dünya sistemi"nin gereklerinin dışına çıkması mümkün değil. Medyayı çok iyi kullanmasıyla da tanınan Papa bakalım başka ne türden ilklere imza atacak? Mesela, Kopanski''nin iddiası doğru çıkarsa bizzat Papa olarak kendisi bir ilk olacak?

24 yıl önce
Kudüs"te bir Papa
Evet sokağa çıkamayacak hale geleceksiniz!
Batı’da İsrail spiritüel bir tutkuya dönüştürüldü...
Din savaşı
13 şehit
İstanbul’da bir Yemenli âlim: Abdülmecid el-Zindanî