|
Suriye"de 13+153 kadın

Suriye"de tanık olduğumuz, yakın tarihin en kanlı iç savaşı, birkaç gün sonra dördüncü yılına giriyor. Arap baharının esintisiyle başlayan gösteriler, Baas rejiminin acımasızca karşılık vermesiyle rejimi değiştirme amacıyla kısa sürede silahlı mücadeleye dönüştü ve kanlı bir iç savaş ortaya çıktı. Hiç kimsenin başkasının adına ölmesi beklenemez. Ancak savaşlara ortam hazırlayanlar, işi dönülmez aşamaya vardırıp şiddet sarmalına yüz binleri kurban edecek süreci tetiklemeyi çok iyi biliyor.

Bu kanlı iç savaşta hangi tarafı haklı görürsek görelim, tarafımız ne olursa olsun göz ardı edilen, yok sayılan bir gerçeği, başka bir savaş gerçeği sayesinde bir kez daha hatırladık. Malula"da Aralık 2013"te kaçırılan 13 rahibe ile 3 kişinin, Katar devletinin Nusra Cephesi ile yürüttüğü müzakereler sonucunda serbest bırakılması karşılığında, Baas yönetimi zindanlarda tuttuğu 153 kadın tutukluyu serbest bıraktı. Olay ilk bakışta mutlu sonla neticelenmiş gibi görünse de göz ardı edilen, savaşın farklı bir boyutu hakkında yeniden düşünmeyi gerekli kılıyor.

Zaman zaman kaçırılan, tutuklanan, rehin alınan yabancı gazeteciler sayesinde Baas zindanlarındaki insanlık dramı gündeme gelebiliyor. Çeşitli görüşmeler, takaslar sonucunda Esad"ın büyük bir insani jest yaparak (!) tutukluları bırakmasıyla bir an için vicdanlar rahatlayıp, zindan gerçeği unutuluveriyor.

Batılı medyanın muhalefetin savaş hukukunu hiçe sayan kimi uygulamalarını alabildiğine abartarak, adeta 150 bine varan insan kaybını yok sayan, görmezden gelen yaklaşımı; Suriye"deki can pazarının sürdürülmesine, sessiz kalınmasına gerekçe oluşturdu. İnsan kafası kesme görüntüleri ile alabildiğine vülgarize edilen muhaliflerin tavrına karşılık daha steril, daha sistematik, daha derinden işleyen devlet terörünün üstü kapatılabiliyor, masumlaştırılabiliyor.

Rahibelerin kaçırılması, eğer askeri başka gerekçeleri yoksa, kabul edilebilecek bir savaş taktiği olamaz. Özellikle yabancı muhalif savaşçıların kendilerinden olmayan kadınlara yönelik uygulamalarına dair gelen haberler rahibelerin rehin alınması gibi olaylarda su yüzüne çıkıyor. Ancak aylardır rehin tutulduktan sonra bir dizi görüşmeler sonunda, aralarında çocukluların da olduğu Suriye zindanlarında tutuklu 153 kadının serbest bırakılması, kanlı iç savaşın sessiz çığlığı tutuklu kadınlar gerçeği ile yüzleşmeyi gerektiriyor.

İç savaşın artık tüm insani ölçülerden çıkıp kan ve ateşe büründüğü bir ülkede yıkılmış şehirler, yerinden yurdundan olmuş milyonlarca insan ve hastalık nedeniyle ölümle yüz yüze gelen milyonlarca çocuk fotoğrafları, doğrusu savaşın görünmeyen yüzünü unutturuyor.

Beni en çok etkileyen 13 rahibe karşılığında serbest bırakılan mahkum Suriyeli kadınlar... Karanlık, demir parmaklıklar ardında her tür aşağılanmaya maruz kalan sessiz çığlıklar... Rahibelerin kaçırılması, aylarca rehin tutulması başka kadınların özgürlüğü adına da olsa kabul edilemez. Yine de Baasçılar açısından sempatik görünmek için iyi bir fırsata dönüşen bu olayda, rehineler rahibe olmasaydı ne pazarlık mümkün olurdu ne de takas gerçekleşirdi.

Muhtemelen hemen hepsi ya gösteriye katılmaktan yahut muhaliflerle ilişkilendirilip bir tür rehin alınmış kadınlar. Rejimin en sık başvurduğu caydırma yöntemlerinden biri; muhalifleri yıldırmak, çökertmek, teslim olmaya zorlamak için en yakınlarını -ki bu çoğunlukla kadın yakınlarıdır- tutuklamak. Çeşitli kuruluşların yaptığı araştırmaya göre son üç yılda isimleri tespit edilebilen 1348 kadın ve 49 çocuk Baas zindanlarında tutuluyor. İsmi tespit edilemeyenlerle bu rakam kimbilir kaç katına ulaşıyor? Bir işkence türü olarak bu yöntemle Türkiye"de de tanışan çok insanımız var.

Bir kaç ayda bitecek diye başlayan, başlatılan, cesaretlendirilen savaş dördüncü yılına girerken görünen o ki, kısa vadede kanın duracağına dair bir ışık görünmüyor. Kendi rehinesini kurtaranlar ise geride kalanları unutuyor. Kaçırılan, kaybolan gazetecilere dikkat kesilen dünya kamuoyu, kadın söylemini öne çıkaran hareketler; savaşın en onur kırıcı yükünü çeken kadınları, zindanlardaki sessiz çığlıkları bu vesile ile hatırlayacak mı?

İç savaşın sesiz çığlığını, görünmeyen acıyı rehin alınan 13 rahibe ve kurtulmalarına vesile oldukları 153 kadından daha iyi ne anlatabilir?

10 yıl önce
Suriye"de 13+153 kadın
Siyasette yumuşama: Mümkün mü?
Genç kimdir?
Başkan Erdoğan soykırım davasının müdahili olarak ABD’ye gidecek mi?
Özgürlüğün otoriterliği karşısında Filistin taraftarı öğrenciler
Gazze ışığında üniversitenin misyonu