|
A benim mor çiçeğim

Davullar, "pes" perdeden vururken, zurnacılar "tiz" perdeden dem tutuyor. Kırkpınar kurulmuş demektir. Yavuklusunu yanına alıp yaylı arabaya kurulan Tamburacı Osman Pehlivan, biraz eylenebilme arzusu içinde iken, uzaklardan kulağına davul-zurna sesleri gelir. Semada "Pehlivan havaları" vardır, yaşadığı dönemin "Mersedes"i sayılan yaylı arabaya kurulup oturmak ona yakışır mı, elbette hayır! O da bunun farkına varıp, kaçarcasına maşukasından uzaklaşır. Bu arada "A benim mor çiçeğim/Sen doldur ben içeyim/Ahdettim yemin ettim/Uğrunda öleceğim" dörtlüğünü düşer beyaz kağıda. Burada "mor çiçek" olarak sözünü ettiği maşukanın "Roman" olduğunu anlıyoruz. İnsanları "yarışatı" gibi kan grubuna ayırmak zaten yanlış! 1939''larda kurulan İstanbul Radyosu''nda tamburasıyla boy gösteren Osman Pehlivan, demek ki, bir "Çingene"ye vurgunmuş!

İnsan, önce insan olmak zorunda. Real Madrid''te yıllarca oynayan Stoykov, bugün dünyanın bütün beş yıldızlı otellerinde fon müziği olarak çalınan Rumen Neyi''nin üstadı Gregori Zamfir de Roman soylu değiller mi? Demek ki her gruba, ırka mensup iyi ve kötü insanlar oluyor. Bütün mesele, kim n''olursa olsun, yaşadığı toprakları sevmesinde.

Yağlı güreşi zenginleştiren müzisyenler "Dağlı" olduklarını söylerler. Aşiret Reisleri Osman Zurna, oğlu Faris, O''nun oğlu Orhan, demek ki 3 kuşak müzisyen, "Kat" tabir edilen Kırkpınar''ın emektarlarıyla tanışıklığımız var. Belki 20 yıl kadar oluyor, Arif Şentürk, kötü bir raslantı olacak Sarayiçi''nde gelip yanıma oturmuştu. "Alişimin Kaşları Ka''re''den, Atmartini Debreli Hasan''a, oradan A Benim Mor Çiçeğim''e" derken "Sana da Yaptırayım Naciyem Aman Fildişi Saray''a ve Yüksek Yüksek Tepelere Ev Kurulur mu/Uçan da Kuşlara Nail Olsun Ben Annemi Özledim"e, kısaca Maliham''a uzanan türküler zenginliğinde sabahın ilk ışıklarının bizleri aydınlattığında kendimize gelmiştik.

Türkler''in öz enstrümanları Davul, "kalbi", zurna "nefes"i temsil eder. Bethoowen dahi davul ve zurnadan etkilenmiştir. Bizlere özgü olan herşeyin "tu-kaka!" olmadığına yürekten inanarak Sarayiçi''nde kolbağlayan pehlivanları izlemek gerekir. Bir takım dar görüşlüler, dünyanın en ilgi çekici spor dallarının en başında gelen Kırkpınar Yağlı Güreşleri''ni dışa açmayıp, turşusunu kurmakla yetindiler, yetiniyorlar. Karate, judo, taekwando ise Olimpik oldu.

Bugün yine davullar pes perdeden vurup, zurnacılar tiz perdeden dem tutarken, hem pehlivanları alkışlayacak, hem de inanın, geçen zamana yanacağım...

24 yıl önce
A benim mor çiçeğim
Kafayı çizen adam
Milyarderlerin WhatsApp grubundan sızan bilgiler
Milli Görüş ruhundan selâm var
Son raund: Ev sahibi vs kiracı
UCM kararına tepkinin Amerika’ya maliyeti