|
O eski halinden eser yok şimdi 

Trabzonspor camiasında son zamanlarda cevap arayan en önemli soru; “Ne oldu da şampiyon olan bir takımın kulübü 6 ayda içinden çıkılamaz bir hale dönüştü?” 

Bu sorunun cevabı her ne kadar yönetimsel tabakada aransa da aslında sahada açıkça görünüyor. 

Evet. Ne oldu da 6 ayda bu hale gelindi? 

Öncelikle Nwakaeme ile başlayan değişim tesbih taneleri gibi devam etti. 

İstediği para 3 milyon Euro olduğu iddia edilen Nwakaeme’nin yerini doldurmak için geçen sezon devre arası alınan Kouassi, bekleneni veremeyince Trezeguet, apar topar transfer edildi. Sizin anlayacağınız teknik direktör Abdullah Avcı’nın isteği doğrultusunda yapılan bu sirkülasyon kulübe 10 milyon Euro civarında bir maliyete mal oldu. 

Transferleri bu şekilde sürdürürüz ama konumuz şimdilik o değil. 

14 milyon Euro maaş bütçesi ile şampiyon olan takımın 40 milyon Euro’ya varan maaş tutarı ile hali ortada. 

Takım böyle iken yönetim de çok farklı değildi. 

2021 Aralık ayında Başkan ve Asbaşkan dışında neredeyse tamamı değişen yönetim kuruluna girenler üç ay sonra şampiyonluk fotoğrafına girdiler. 

Sonraki süreç malumunuz. Bir araya gelinememesi, başkanın adamı, asbaşkanın adamı yakıştırmaları Trabzonspor’u genel kurul sürecine getirdi. 

Başkan Ahmet Ağaoğlu’nun istifa ederek genel kurul kararı aldırması gerçeği yansıtmıyor. Gerçek; sayın Ağaoğlu’nun 9 yöneticinin imza vererek yönetimi düşürme utancını kaldırmak için yaptığı hamleydi. Bir anlamda devrilen, devrik başkan olmamak için zaten alınmış olan genel kurul kararını imzalamasıydı. 

Bundan sonrası delegenin inisiyatifinde… 

Sizin anlayacağınız bu sezona girilirken ne şampiyon yönetim, ne de şampiyon takım vardı. 

Şampiyon başkan ve Asbaşkan, şampiyon teknik direktör ve ekibi.. 

Kopenhag faciasından sonra yaşanan ekonomik panik takımın neredeyse tamamının değişmesine neden oldu. 

Son Adana Demirspor maçında da göründü ki ortada şampiyon takım falan yoktu. 

Şampiyon takımdan 4 oyuncu ile karşılaşmaya başlayan Trabzonspor, berabere giden oyuna iki şampiyon oyuncu Hamsik ve Visca’nın girmesiyle şampiyon takım gibi oynadı ve farka gitti. 

Bu sezonun planlamasında şampiyon takımın nasıl dağıldığı da gözler önüne serildi. 

Maç sonu Orhan Ak’ın samimi açıklamaları gerçekleri bir kez daha su yüzüne çıkardı. 

Orhan Ak, teknik ekibin planlamada yüzde 20 veya 30 yanılma payı olabileceğini fakat kendilerinin daha fazlasını yaptıklarını belirtti. Bu aynı zamanda da bir itiraftı. 

Bunları detayları ile ortaya koyacağız ve yol haritasındaki çıkmazları değerlendireceğiz fakat önceliğimiz yine saha içi. 

Göreve gelecek yeni yönetim vaat işini bir kenara koyacak. Hatta har vurup harman savurma politikasını terk edecek. 

Ünlü bir teknik adamla sadece şampiyonluğa oynarsınız, kulübü bataktan çıkartamazsınız. 

Yeni dönem aslında bu kulüp için geçiş dönemi olmalı ve bu geçiş döneminde masanın alan değil satan tarafında olunmalı.  

Trabzonspor asla küçülmez. 

Küçüleceğiz edebiyatı değil, kararlılıkla proje üreten bir yapı oluşmalı. 

Hazır üç yıldır bu kulübün ve takımın DNA’sını bilen Orhan Ak varken de yeni arayışa girilmemeli. 

Sinerjisi ve enerjisi takım oyuncularıyla uyuşan en doğru isim Orhan Ak olmalı.  

İyi bilirim ki bu denli istikrarsız bir görüntüdeki takımda sakatlıktan çıkan oyuncuyu sahaya süremezsin. Herkesin ayağında top ağırlaşıp, koşamazken ve skor hiç de iç açıcı değilken, Hamsik ve Visca’yı oyuna sokmak işte bu sinerji ve birlikteliğin sonucudur.  

Yeni teknik adam demek yeni oyuncular demektir ki böyle bir olasılığı düşünmek bile yanlış olur. 

Genel kurulda aday olacak veya seçimi kazanacak yeni yönetim bunu camiaya uygun bir şekilde detaylarıyla anlatarak yola çıkmalı. 

Çünkü İbrahim Tatlıses’in söylediği şarkıdaki gibi Trabzonspor’un kulüp ve takım olarak o eski halinden eser yok şimdi.

#Trabzonspor
#Ahmet Ağaoğlu trabzonspor başkanı
#Ali Kemal Yazıcı
1 yıl önce
default-profile-img
O eski halinden eser yok şimdi 
İnsaf!
Dağ yürekli adamların büyük seçimine doğru
Demografik dönüşüm
Seçim bitsin, önümüze bakalım!
Yerel seçime ramak kala: DEM, Yeniden Refah ve İYİ Parti