|
Petkovic imza attı mı?

Önceki gün iki acıyı birden yaşadık.

Önce Trabzonspor’un tarihi, kurucu üyesi, birilerine göre bileni bana göre kulübün hafızası, bileşeni ve kesin hükmünü hayata geçiren ismi Nizamettin Algan’ın vefatıyla sarsıldık.

Ardından, spor adamı olmasına rağmen bizim cenahta mücadele eden meslektaşım kardeşim Orhan Çavuşoğlu’nu sonsuzluğa uğurlamanın üzüntüsünü yaşadık.

Önceki gün, önce Nizamettin Algan için cami avlusundaydık. Ailesine sabır dileyip eş dostla konuşurken araya biri sıkıştı...

“Petkovic imza attı mı?”

Derken cenaze namazını kılıp duamızı okurken arkamızdaki saftan başka bir ses;

“Petkovic imza attı mı?”

Nizamettin Algan’ı ebediyete uğurladıktan sonra kadim dostum, kader arkadaşım, dostum Orhan Çavuşoğlu için ikindi namazını beklerken bir çay ocağına tünedik.

Biri açık dört çay derken bu talebe karşıdan cevap; “Başınız sağ olsun, Petkovic imza attı mı?”

Çayları tazeleyelim derken aynı ses tonundan aynı sorgulama. “Petkovic imza attı mı?”

Hesabı ödedik bir meydan turu derken ayakkabı boyacılarının önünden geçerken sorgulayan bir başka ses tonuyla fırçasıyla hasbihal olan bir fert aynı soruyu yöneltti…

“Petkovic imza attı mı?”

Derken zaman daraldı ikindi namazı sonrası efsane başkan Ahmet Celal Ataman ve eski başkan Ahmet Ağaoğlu ile ayaküstü konuşurken yine aynı soru; “Petkoviç imza attı mı?”

Acıya, kedere, gama ve hayata dair bütün yaşanmışlığa rağmen tüm acıları içinde barındıran ve doğasında önce insan olarak hayata bakış açısını insan üzerinden görmeye çalışan biri olarak kendimi değiştirme şansım yok. Öyleyse, böylesine acı dolu bir yaşam diliminin çok daha küçük bir parçasında, eğer Petkovic yaşam biçimimizi bu denli değiştirip tekdüze bir yaşam biçimine dönüştürüyorsa imza atsa ne olur, atmasa ne olur…

Gerçekten Petkovic imza attı mı?

Bundan sonrasını yönetim kuruluna soruyorum. Gerçekten Petkovic imza attı mı?

Toplum tepkisini dijital yolla halk konserine dönüştürüp tepkilere kulak tıkayan anlayışın uzun vadede yaşam şansı olmaz. Bir başka olmazsa olmaz da yazmaktan yorulduğum bir konu ki; bu da yaşam nedeni futbol olan bir kulüpte futbolla ilgili bir sorumlunun olmaması.

Konuyu biraz daha detaylandırırsak günümüzde endüstriyel futbol sadece bir teknik adamın sorumluluğuna verilecek kadar basit bir eylem değildir.

Kendi değerlerini imha etmeye planlanmış bir anlayışın uzantısında bu değerleri yükseltmek için göreve gelenlerin nasıl bir kulüpte görev yaptığını bilmesi gerekiyor.

Nasıl bir camianın yetkilisi olduğunun bilincinde hareket ederek asli işlerini bir kenara bırakarak alt yapıdan gelen oyuncuları değerlendirmek yerine, bu oyuncularla pilot takımların güçlenmesi için çaba sarf etmemeli.

Asli olarak sorumsuzluk ve sorunsuzluk diye iki büyük sorunu olan Trabzonspor’un birlikte çalışması gereken gruplarının çatışma noktasına geldiği gerçeğini göz ardı etmeden toparlanması gerekiyor. Bunca sorunu olan bir camianın toparlanması ve rayına oturması için güçlü bir iradeye ihtiyacı var.

Yoksa değil Petkovic, bu yapıda kim imza atarsa atsın bu horon mümkün değil dik oynanmaz…

#spor
#Trabzonspor
#Ali Kemal Yazıcı
8 ay önce
Petkovic imza attı mı?
Ukbe b. Nâfi’nin cehdi
İğne ve çuvaldız…
İhracatta Türkiye
Hizmet sektöründeki enflasyon işleri zorlaştırıyor!
Tarihin sonu ve ABD üniversiteleri