|
TORA Cezaevi 1957

Hikayeleri insanın kanını donduran Mısır"daki Tora Cezaevi hücrelerinden birinin kapısı açıldı. 51 yaşındaki fikir suçlusu mahkumu hava alması için koridora çıkardılar. İşkenceden yıpranmış bedenini zorla hareket ettiriyordu. Koridorda bir kaç adım atmıştı ki yan hücrenin kapısından bir ses duydu:

"Ahi, Selamun Aleykum."

Hücrenin kapısına baktı, sadece mahkumun parmaklarını görebildi.

"Aleyküm Selam" dedi sessizce.

-/-

Rabiatül Adaviyye Meydanı"nda kalan yüz binlerce kişi arasında bir çadırda küçük tartışma çıktı. Aziziye bölgesinden gelen gençler zafer işareti yapılmasına karşı çıkarak bunun Tahrir meydanındaki darbe taraftarlarının işareti olduğunu söylediler.

Bu işaret yerine dört parmakla başka bir işaret yapılmasını istediler. Gerekçe- lerini de açıkladılar: "Rabia" Arapça dördüncü demekti ve bu meydanın adıydı. Parmaklarıyla "dört" yaparlarsa özgürlükleri için gün- lerdir bulundukları bu meydanın adına vurgu yapmış olacaklardı. Ayrıca Tahrir"de darbe taraftarlarıyla aynı işareti yapmayacak, kendi işaretleri olacaktı. Gençler esmer parmaklarıyla "dört" yaparak sevinçle ilk denemeleri yaptı.

-/-

Bilge adam ertesi günü aynı saatte koridora çıkartıldığında yine o güzel ses:

"Ahi, Selamun Aleykum" diye selamadı onu. Dualar etti, hayırla andı.

Aynı şekilde karşılık verdi bilge adam.

İnsanın en büyük yalnızlığını yaşadığı o korkunç hücrede, Allah"ın selamıyla selamlayan bir kardeşinin sesinden daha güzel ne olabilir?

Bilge adam her gün kendini selamlayan bu mahkumun selamından, dualarından o kadar etkilendi ki bir gün hücresinin kapısından ona şöyle seslendi.

"Ahi, ente hurrun vera es-sudud

Ahi, ente hurrun bitil-kel kuyut"

(Kardeşim, sen parmaklıklar ardında olsan da hürsün.

Kardeşim, sen prangalara vurulsan da hürsün)

Bilge adamın yüreğinden kopan bu beyit, hücresinde hürriyeti yok edilmiş, işkenceler altında inleyen makhumların sanki yeniden doğmasına vesile oldu.

Bilge adam sonraki günlerde yeni beyitler okumaya devam etti.

"İza künte billahi müstağsima

Femaze yediru ke keydül abid"

(Sen Allah"a sıkıca bağlanırsan

Sana kölelerin tuzağı ne zarar verebilir)

Darbe yönetimi tarafından faaliyetleri yasaklanmış ve mal varlıklarına el konulmuş İhvanı Müslimin mahkumlarının işkencelerle dolu karanlık hücrelerine ışıklar doldu. Bu kaside onların direnme gücünü ve davalarına bağlılığını arttırdı.

Bilge adam Seyyid Kutub"un beyitlerine karşılık, mahkumlar kendi beyitlerini okuyarak ona eşlik ettiler. Böylece 32 beyitlik bir kaside meydana geldi.

Kasidenin yazılmasından kısa bir sure sonra 1 Haziran 1957 yılında hapishane yönetimi, bir karışıklıklığı bahane ederek İhvan üyesi mahkumların üzerine ateş açtı. 21 mahkum şehid oldu, 23"ü yaralandı.

Hapishane yönetimi o kadar vahşice şiddet uyguladı ki mahkumların bir kısmı hücre- lerinde aklını yitirdi.

Kutub"un yazdığı kaside tam bu dönemde Tora Hapishanesi"nde diğer İhvan üyesi mahkumlar arasında dilden dile dolaşmaya başladı:

"Kardeşim, sen parmaklıklar ardında olsan da hürsün..."

Mahkumlar yüksek sesle bu kasi- deyi okuyarak akıl sağlıklarını korumaya çalıştılar.

Mısır"da yayınlanan "İhvanu"l Müslimin" gazetesi 26 Temmuz 1957 yılında, Seyyid Kutub"un bu kasidesini "Parmaklıklar Ardından" başlığıyla yayımladı. Tora Cezaevi"nde işkenceler ve katliamlar arasında doğan o muhteşem kaside böylece dünyaya yayıldı.

Kutub, darbe lideri Cemal Abdünnasır tarafından, devlete karşı "darbe girişimi planladığı" iddiasıyla 29 Ağustos 1966 yılında idam edildi. İdama götürülürken hücre arkadaşlarından genç İhvan üyesi Muhammed Bedii göz yaşı döküyordu.

Kutub"la beraber, Tora"da kalan, yüzünü hiç göremediği hergün selam veren mahkum da dahil bir çoğu şehit oldu.

-/-

Dört parmakla yaptıkları el işaretiyle, Rabiatül Adeviyye meydanında kimi zaman bir milyonu bulan göstericiler; özgürlük, adalet, meşruiyet ve oylarıyla seçtikleri Cumhurbaşkanları Mursi"nin serbest bırakılması için iki ay boyunca direndi. Ne silaha dokundular, ne şiddete başvurdular. Meydanda namazlarıyla, dualarıyla ve Kur"an okuyarak direndiler. Hiçbir millet özgürlükleri için bu kadar güçlü bir direniş göstermedi tarihte.

O meydanda kurulan sahnede genç bir adam eline mikrofonu aldı ve askeri darbenin esir tuttuğu Mursi"ye seslendi:

"Kardeşim, sen parmaklıklar ardında olsan da hürsün.

Kardeşim, sen prangalara vurulsan da hürsün."

Seyyid Kutub"un yılardır İslam dünyasında dilden dile dolaşan kasidesi, 2013 senesinde Rabiatü"l Adeviyye meydanında başlayan özgürlük direnişinde yeniden ortaya çıktı. Bilinmeyen birisi kasideye yürekleri yakan bir beste yaptı ve ümmete armağan etti.

-/-

Tarihin gördüğü en korkunç sivil katliamını yapmak için General Sisi ve adamları Rabia meydanına doğru tankları ve toplarıyla ilerlerken Mısırlı gençlerinin keşfettiği "Rabia işareti" onbinlerce kişi tarafından coşkuyla meydanda kameralara gösteriliyordu.

Saatlerce özgürlük, adalet, meşruiyet ve Mursi için slogan attılar. Yoruldular. Bir kısmı çadırlarına uyumaya gitti. Darbecilerin tankları, zırhlı araçları ve silahlı askerleri tam o saatte meydana girdi. Binlerce sivil acımadan öldürüldü, çadırları, camileri ateşe verildi.

Bir ordu silahsız halkına karşı katliam yaparken televizyonlar canlı yayındaydı ve takvimler 14 Ağustos 2013"ü gösteriyordu.

-/-

Hikayeleri insanın kanını donduran Mısır"daki Tora Cezaevi hücrelerinden birinin kapısı açıldı. İçeriye 70 yaşındaki İhvanı Müslümin mürşidi Muhmmed Bedii"yi attılar. Tora"daki hücrelere aşina olan Murşid acı bir tebessümle seslendi: "Bana ne yapabilirsiniz ki benim 10 yılım zaten burada geçti."

Korkunç Tora Cezaevi"nin hücreleri 2013 yılında binlerce İhvanı Müslimin üyeleriyle dolduruldu. İşkenceden inleyen mahkumların sesleri tıpkı 1957 yılında olduğu gibi yeniden duvarları kapladı. İhvanı Müslimin teşkilatı kapatıldı, faaliyetleri yasaklandı ve mal varlıklarına el konuldu.

-/-

Uzaklarlarda, onlarca farklı ülkede elleriyle "R4BIA İşareti" yapan binlerce genç, hep beraber Tora Cezaevi"ne doğru haykırmaya başladı:

"Ahi, ente hurrun vera es-sudud

Ahi, ente hurrun bitil-kel kuyut"

#ETİKET

Tora Cezaevi"nin korkunç hikayesini 1965-71 yıllarında bu cezaevinde 6 yıl kalan İhvanı Mülimin"in kadın üyesi Zeynep Gazali"nin kitabından okuyabilirsiniz. Zindan Hatıraları/Zeynep Gazali/Madve Yayınları.

Yazıda bahsedilen konuların önemli bir kısmı www.R4BIA.com sitesinden alındı.

Twitter.com/alinurkutlu
11 yıl önce
TORA Cezaevi 1957
Kamu yönetiminde bölüşüm sorunu ve çözüm yöntemi
Başıboş köpek sorunu nasıl çözülür?
Gazze yanarken Hac ve Umre
Fiîlî işgalden zihnî işgale kapitalizmin insanı ve hakikati yok ediş serüveni… 
Yeni anayasa tartışmaları ve siyasetin normalleşmesi