|
Gündemde kal da nasıl kalırsan kal
Mahkeme, tam da tahmin ettiğimiz gibi, E
krem İmamoğlu
’nun duruşmasını bir ay sonrasına erteledi. Bizce durumu en iyi anlatan hukukçulardan biri hiç şüphesiz
Av. Dr. Rezan Epözdemir
idi… TV’deki yorumunda, olabilecekleri tane tane anlattı:
1
. Kamu görevlisine hakaret söz konusuysa soruşturma ve dava açılması için şikâyet gerekmiyor. Savcılık resen soruşturma açmakla mükellef.
2
. Ekrem İmamoğlu’nun ilgili cümlesi şöyleydi: “31 Mart’ta seçimi iptal edenler ve dünyada, Avrupa’da, onların gözünde nereye düştüğümüz noktasında, o olan şeylere, biten şeylere baktığımızda, tam da işte 31 Mart’ta seçimi iptal edenler ahmaktır.”
3
. Ahmak kavramının
TDK’
ya göre dört anlamı var: “a. Aklını gereği gibi kullanamayan, b. Bön, c. Budala, d. Aptal.” Eğer hâkim birinci anlamda kullanılmış olduğuna karar verirse dava beraatle sonuçlanabilir. Diğer üç anlam için mutlaka mahkûmiyet kararı verilmesi zaruridir.
4
.
İmamoğlu bu sözleri sarf etmeden önce
İçişleri Bakanı
kendisinin yurt dışında yaptığı bir konuşmayla ilgili şunları söylemişti: “Avrupa’ya giderek Türkiye’yi şikâyet eden ahmağa söylüyorum. Bunun bedelini bu millet sana ödetecek.”
5
. Eğer hâkim İmamoğlu’nun sözlerinin Yüksek Seçim Kurulu’nu ve üyelerini değil, İçişleri Bakanı’nı hedef aldığına kanaat getirir ve ‘
karşılıklı
hakaret
’ olarak değerlendirirse -ki İmamoğlu savunmasını bunun üzerine kuruyor- hapis cezasına gerek olmadığına karar verebilir ve adli para cezasına hükmedebilir ya da beraat kararı verebilir.
6
.
Eğer hâkim 7 bin ile 15 bin lira arasında adli para cezasına hükmederse, siyasi yasak söz konusu olmaz.
7
. Mahkûmiyet kararı çıksa da mahkeme hükmün açıklanmasını geri bırakabilir; o durumda İmamoğlu 5 yıl içinde suç işlemezse dava düşer; yine siyasi yasak söz konusu olmaz.
8
. Mahkeme, eğer hapis cezası verirse bunun infazını erteleyebilir. Bu; 1-3 yıl arasında denetleme olacağı anlamına gelir. Bu süre zarfında İmamoğlu başka bir suç işlemezse dava düşer; düştüğü tarihte de siyasi yasağı kalkar.
9
. Mahkeme iki yıl üstünde hapis cezasına hükmeder ve bu karar İstinaf Mahkemesi ve Yargıtay tarafından onaylanırsa, o zaman zarfında İmamoğlu siyasi haklarından mahrum olur.

Av. Dr. Epözdemir ve görüşüne başvurduğumuz hukukçuların ortak kanaati bu davadan İmamoğlu’nun siyasi yasaklı olacağı yönünde bir kararın çıkmayacağı yönünde…

Ancak bu olaydan ‘çıkacak’ başka bir ‘şey’ var… Dünya halkla ilişkiler sektöründe ‘
iki
kenarı
keskin
bıçak
’ olarak kabul edilen ve içi yeterince dolu olmadığından her an bumerang etkisiyle geri dönerek sahibini vurma ihtimali olan ‘
publicity
’ (medyada görünürlük) hevesi ile bu hevesle iktidara yürünebileceği iddiası…

Hani gündemde kal da nasıl kalırsan kal durumu…

Bir de tabii ‘
olmayan
mağduriyetin
’ edebiyatı… Ve de ah o megalomani… Öyle büyük, öyle büyük ki kendisine şunları söyletmiş: “Böyle bir yargılama olamaz. Acı bir durum. 16 milyon insanı cezalandırmak için yaptığınız hamlenin farkında değilsiniz.”

Dünyada benzerleri yok değil... Volodimir Zelenski, Boris Johnson, Donald Trump…

Gözümüze takılanlar…

Türk Telekom
’un
Atatürk Kültür Merkezi
(AKM) ile ilgili tanıtım filmini reklam kuşaklarında izlemişsinizdir. Filmin ‘kilit mesajı’ şöyle: “İçinde sanat, dışında hayat, kalbinde Türk Telekom”… Bilindiği gibi AKM’nin muhteşem opera salonunun adı da
Türk Telekom Opera Salonu
… Şirketin CEO’su
Ümit
Önal
, 2022 3. çeyrek sonuçlarını açıklamak üzere medya mensuplarını önce AKM’deki
Türk Telekom Lounge
’da ağırladı. Sonra da TT Opera Salonu’nun yanındaki alanda düzenlenen basın toplantısında büyük bir başarıya işaret etti: “Olumlu sonuçlarını görmeye başladığımız aksiyonlarımızla üçüncü çeyrek büyüme rakamlarında gözle görülür bir iyileşme kaydettik.” Türkiye’de büyük kurumları ve kamu yatırımlarını aşağılamak ve itibarsızlaştırmak için çırpınan ‘müzmin muhalefete’ cevap olsun…
* Türkiye İş Ahlakı Zirvesi,
Türkiye İktisadi Girişim ve İş Ahlakı Derneği
tarafından “Yeşil Ekonomi ve Çevre Ahlakı” temasıyla düzenlenmiş. Zirve’de ele şu hususların vurgulanması gerektiği ifade edilmiş:
a
. Ekonomik faaliyetleri gerçekleştiren insan davranışları ve şirket uygulamalarının;
b
.
Üretir ve tüketirken kaynakların verimli kullanımına dikkat edilmediği;
c
.
Daha fazla kazanma hırsı ve rekabet adına ortak kaynakların hor kullanılabildiği, çevrenin tahrip edilebildiği ve insan sağlığının göz ardı edilebildiği;
d
. Yaygınlaşan bu tür bakış açısı ve çabaları sonucunda biriken problemlerin ortaya çıkardığı iklim değişikliği ve çevre tahribatının artık yok sayılamadığı bir noktaya gelindiği… Derneğe tavsiyemiz, bu yaklaşımlarının iletişimini 365 gün 360 derece sürdürmeleri…

*Yeni yıl yaklaştıkça kurumsal hediyeleri tanıtan basın bültenleri de yığılmakta… Eli kulağındadır; müşteriler de ajanslara, basına hangi hediyeyi gönderelim diye sormaya başlarlar… Hediye meselesi her kültürde önemli her kültürde kendine özgüdür… Kalemin modası hiç geçmez, teknoloji ürünlerinde seçenek hiç bitmez ama kritik olan alıcısını memnun etmekse, bir şeye odaklanmakta fayda var: Kişiselleştirme… Yani, herkese standart hediyeler göndermemelisiniz…

#Ekrem İmamoğlu
#Rezan Epözdemir
#publicity
#İçişleri Bakanı Soylu
1 yıl önce
Gündemde kal da nasıl kalırsan kal
Ukbe b. Nâfi’nin cehdi
İğne ve çuvaldız…
İhracatta Türkiye
Hizmet sektöründeki enflasyon işleri zorlaştırıyor!
Tarihin sonu ve ABD üniversiteleri