|
Trabzonspor artık yarışta

Sezonun 8. Haftasında Gaziantep FK maçını kazanarak bir günlüğüne de olsa 9 sezon sonra liderliğin hazzını yaşayan Trabzonspor için artık zirve olmazsa olmazı.

Geçen sezon son dakikada yediği gollerle galibiyeti kaçırdığı maçları kazansa, ikili averajla şampiyon olabileceği dillendirilen bordo-mavili takım, geçen sezondan bu sezona belki kadro bütünlüğünü taşıyamadı ama ilk haftalarda sancı yaşasa da düşünce birlikteliğini ve oyun anlayışını taşıdı. Ligin yanı sıra, UEFA Avrupa Ligi’ni de kovalayan Trabzonspor’un, her ne kadar kadro derinliği olsa da yeterliliği hala tartışılıyor. Savunmada Pereira ve Novak’ın performans alternatifsizliğine tezat, çok adamlı olsa da henüz uyum bütünlüğünü yakalayamayan savunmanın göbeği görünen en önemli handikap. İlk 5 haftada oyun anlayışı ve düzeninde uyumsuzluk sorunu yaşayan bordo-mavililer için artık Sosa gibi Obi Mikel’de vazgeçilmezler arasında.

İki kulvarda bu zamana kadar taraftarını genelde mutlu eden Trabzonspor, her ne kadar düşünce bütünlüğünü sağlamışsa da bu bütünlüğü kadro darlığından sahaya yansıtmakta sıkıntı yaşıyor. Önde sprinter oyuncu olmaması nedeniyle çabuk atağa çıkmakta zorlansa da çok adamla yüksek pas oranıyla alternatifli oyun düzeninde, önde önceleri Nwakaeme ile Alexander Sörloth’ü kullanan, bunda da genelde başarılı olan Trabzonspor, kafasındaki soru yumağıyla Trabzon’a geldikten sonra artık takım arkadaşlarının düşünce birlikteliğine uyum gösteren Daniel Sturridge’in oyuna katkısıyla skor üretme adına önemli bir avantaja dönüştü.

Yukarıda belirttiğim tespitleri Çaykur Rizespor maçında sağ kenar savunma oyuncusu olmasına rağmen sağ kenar hücumda oyuna başlayıp, daha sonra Novak’ın sakatlanmasıyla sol kenar savunma bölgesinde görev yapan Kamil Ahmet’i örnek vermem açıklayıcı olur kanısındayım.

Evet. Trabzonspor, zirvede kendisine yer yaptı. Bir yandan Avrupa’da iddiasını sürdürüp, bir diğer yandan da ligde yarışın içinde olmak zorunluluğu var. Geçen sezon başında başkan Ahmet Ağaoğlu’nun, “İki sezon şampiyonluktan bahsedenlere inanmayın” söylemi henüz hafızalardan silinmemişken, bugün camianın o kanala girmesini artık kimse önleyemez. Olur veya olmaz, bilinmez ama şu anda Trabzonspor’da ışığın görünmesinde en önemli faktör, sakatlara rağmen her maçı yüksek tempo ile yüksek pas oranıyla oynaması ve bunu da kısıtlı kadrosuyla yapması.

Düşünün; Milli aralarda diğer takımlar tekrar yapma fırsatı bulurken, Trabzonsporlu futbolcular dinlenmek için izin yapıyor. Yetmedi bir diğer yandan da Sosa sakatlanmasın diye dua ediliyor. Tarihi boyunca kaybedilen şampiyonlukların ardından, yönetim, teknik adam ve futbolcu istikrarı kaybolan, bu süreçlere bağlı uzun soluklu travmalar yaşayan bu camianın; teknik adam ve futbolcusuna ayak uydurarak, yönetimi ve taraftarıyla yere sağlam basması gerekiyor. Kurullara ve hakemlere sarılmadan, her maçı tek tek düşünerek bu “uzun” denilen ama aslında çok kısa olan şampiyonluk yolculuğunu eksiğe, aksağa, yanlışa, doğruya bakmaksızın kenetlenip, bir birine destek olarak geçmekten başka bir şansı yok!

Acizane görüşüm; Trabzonspor’u ilk yarının sonuna kadar zirvede tutacak en önemli etken taraftarı olacaktır. İkinci yarıda sakatların da dönmesiyle Trabzonspor’un gücü orada kalmaya yetecektir. Gelin; teknik heyet ve futbolcuların düşünce birlikteliğine camia olarak katılın…

#Trabzonspor
#Süper Lig
5 yıl önce
Trabzonspor artık yarışta
Yorgun Efes zorlandı, F.Bahçe koltuğu kaptı
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı
Genişletilmiş teröristan projesi böyle çöktü