Beşiktaş çok zor bir virajda Gaziantep FK'yı 2-0'la geçerek en azından bir nefes aldı. Bu 3 puan ligde zirve yarışını elbette şimdilik etkilemiyor ancak futbolda 3 puan her zaman güzeldir ve kimse de buna hayır diyemez. Peki bunca tartışmanın arasında başkanlık yarışını gidilirken futbolcuların ruh haliyeti nasıl? İdmanda neler konuşuyorlar ve durumla alakalı acaba neler düşünüyorlar. Keşke bir fırsatım olsa da onlara bu sorularımı sorabilsem.
Profesyonelce baktığımızda sonuçta bundan para kazanan taraf için işin en somut hali kazanç halinin devam etmesi lakin bu insanlar da robot değil ve duyguları var. İşler kötü giderken yüzler asılıyor ve keyifler kaçıyor haliyle. Özellikle yerli oyuncular taraftarı, basını ve camiaları çok iyi bildiklerinden ötürü yaşadıkları şeyin ne anlama geldiğini çok daha iyi analiz edebiliyorlar. Futbolcunun başkanla ne kadar ilişkisi olur burası tartışılır ancak başkanın hangi teknik adamla çalışacağı bir takımdaki en önemli konuların başında geliyor. Yani futbolcular şu an en çok bunu bekliyorlardır diye düşünüyorum. Futbolcu teknik adam meselesini kendince çok önemsiyor. İletişiminden tutun da oyun anlayışına kadar tesislerde nasıl bir hava var buna göre şekilleniyor. Rıza Çalımbay'ın adı geçse de elbette bu durumla alakalı net bir şey. Bana kalırsa kendisi siyah-beyazlılar açısında doğru bir isim. Daha da önemli tam doğru bir zaman. Böyle birlikteliklerden hele ki böyle zamanlarda yeniden bir efsane doğar. Rıza Çalımbay'ın da bu görevi ne kadar istediği herkesçe biliniyor. Bana kalırsa taraftar da durumun farkında ve şu an en doğru ismin tecrübeli hoca olduğunu düşünüyor.
Hazır lig bu şekle bürünmüşken Avrupa kupalarında devam eden bir Beşiktaş görmekse bir futbolsever olarak en büyük temennim. Hem ülke puanı hem de futbol prestijimizin daha iyi noktada olması için Beşiktaş bu gruptan muhakkak çıkmalı. Hazır Rıza Çalımbay'ın da Konferans Ligi tecrübesi varken...
