|
La Fiesta Del Cordero

Kurban Bayramı''nın İspanyolca adı ''Fiesta Del Cordero'' imiş. Koyun Bayramı anlamına geliyormuş. Bir kurban resmi üzerine Fiesta del Cordero yazılmış afişlerle süslü iki Avrupa şehrine ilişkin haber, bir Müslüman olarak çok dikkatimi çekti. Halen bir milyondan fazla Müslümanın yaşadığı İspanya''da Ceuta ve Melilla bölgelerinde ilk defa bu yıl resmi olarak Kurban Bayramı kutlaması yapılmış. İki kente, Kurban Bayramı vesilesiyle yaklaşık 10 bin koyun gönderilmiş ve kurbanlıkla koyunların fiyatı da 160 Euro civarı imiş.

Bizim laik vaizleri oraya göndersek acaba nasıl bir tartışma ortaya çıkardı bilmiyorum…

...

Dini ibadetler konusunda din ile uzaktan yakından ilgisi olmayan insanların görüşleri ancak birlikte yaşama ilişkin sınırlarımızı oluştururken bir değer ifade eder.

Ancak o ibadetin nasıl, neden, niye yapılacağına ilişkin kanaatlerin dindar bir insan için elbette bir değeri olamaz. Bu nedenle dini konuların kimlerle tartışılması gerektiği meselesini önemseyen ve Türkiye''de konunun uzmanı ismini hak eden kişilerin sayısının çok az olduğunu, bunların da ortalara hiç çıkmadıklarını bir televizyon programcısı olarak yakından bilen birisiyim. Bu nedenle bugün yıllar önce kurban tartışmalarının yoğun olduğu bir zamanda bu konunun uzmanı olarak tanıdığım bir isimden Prof. Dr. Ali Murat Daryal ve kitabından söz etmek istiyorum.

Türkiye''nin ilk din psikolojisi profesörü olan Daryal''ın İlahiyat Fakültesi Yayınları tarafından yayınlanan "Kurban Kesmenin Psikolojik ve Metafizik Temelleri" isimli kitabı, kurban ibadetine klasik yoksullara et dağıtma bakışının dışında yaklaşan ve alanında tek olan bir çalışmadır.

Kitapta yazar kurban kesen ve kesmeyen medeniyetler arasında bir karşılaştırma yaparken Müslümanların genel olarak bir ibadet felsefesi kuramamış ve bir ibadet psikolojisi ve sosyolojisi geliştirememiş olmaları konusuna da eleştiri getirir. Yazar, her bir Müslüman, ben ibadetlerimi yaparım ve arzu edilen manevi mertebelere ulaşırım, diye düşünse de amacın hasıl olabilmesi için ilacın terkibinin de bilinmesi gerektiğine dikkat çeker.

Daryal''ın tespitlerine göre her kültürde kurban var. Bunun sebebi de insanın doğasında olan kan görme ve şiddet isteğidir. Allah, bu nefret hissini kurban ile belli bir amaca yöneltmek istemiştir. Kitabında kurban kesen ve kesmeyen medeniyetleri değerlendirmeye tâbi tutan Daryal, spor müsabakaları, sporcular açısından ve seyirciler açısından konuyu birçok yönü ile birlikte ele alır. "Sporcular açısından sonucu kan, ateş ve ölüm olan sporları incelersek şunu görürüz ki, batı medeniyetinin mensupları ne kadar çok kan ve ölüm görürlerse o kadar memnun olurlardı. Boğa güreşleri, horoz dövüşleri ve canlı hedeflere atış gibi sporlar, hayvanların eziyetinden haz alan sporlardır. Eski Roma''da mermer üzerindeki güreşler ve gladyatör dövüşlerinin sonu mutlaka ölümle bitmekte ve seyirciyi coşturmaktadır. Bu oyunların uzantısı olan boks, kickboks ve tai-boks gibi sporlar da kanla beslenmektedir. Fiyatlar ringe yaklaşıldıkça artar. Çünkü ne kadar yakın olursa o kadar çok kan görülür... Kurban kesmeyen medeniyetlerde görülen eğlenceler de başkasına alay etme, onları küçük düşürme gibi durumlara yöneliktir... Kurban kesen İslam medeniyetinde ise sporlar güreş, okçuluk gibi insanı geliştiren ve hasımlarına bir zarar iliştirmeyen sporlardır. İslam Medeniyeti''nde eğlenceleri insanın izzet-i nefsine dokunmayan, eğlendirirken hisse veren oyunlardır.

Yazar bu davranış farklarını yaratılış itibariyle kan dökücü ve fitne çıkarıcı olan insanın, kurbanın akıtılan kanıyla birlikte içindeki şiddetin ve kinin boşaltılması olarak görür. Çünkü kurbanda esas olan kan akıtmaktır. Kan akıtmak farz, et dağıtmak ise sünnettir.

Yazarın görüşlerine katılırız ya da katılmayız. Ancak bu tip dini kaidelere ilişkin bence''den yani fikir beyanından ileri gidemeyen kişisel yorumlardan ziyade, bu tip analizlere rağbet göstermeliyiz. Özellikle kurban ibadetinin kişinin maddi manevi kazanımların ötesinde analiz eden bu yorumlarla ele alınması gerektiğini düşünüyorum.

LOCADAN

Bayram ziyaretleri birçok konuda dikkatimizi çekmeyen olayları fark etmemize sebep oluyor. Her Kurban Bayramı, kurbanlık koyun bağışı alan kurumlar arasında bir rekabete sahne olur. Ancak bu rekabetin bir hileye vesile olacağını hiç tahmin edemezdim. Doğrusu olayların tanıklarından konuyu dinleyince çok şaşırdım ve yakıştıramadım. Şikayetler yazılı olarak sözkonusu olan kurumun yöneticilerine iletilmiş, onlarda memurlarına konuya ilişkin bir talimat yazdıklarını söylemişler ama iş işten geçmiş. Farklı yardım kuruluşlarının hesabına kurban bağışı yapmak isteyenler ilanlarda bildirilen hesabın olduğu banka tarafından ya burada böyle bir hesap yok diye reddediliyor, ya da başka bir yardım kuruluşuna yönlendiriliyormuş. Bir iki kişi de banka makbuzunda bağış yapmak istediği kurumun değil de başka bir derneğin adını görünce şaşırdığını söylüyor. Olay münferit örneklerle sınırlı olsa da rekabet ahlakı ile bağdaşmayan bu örnekler "Müslüman (?) kardeşliği" konusunu tartışmaya açıyor.

13 yıl önce
La Fiesta Del Cordero
Evet sokağa çıkamayacak hale geleceksiniz!
Batı’da İsrail spiritüel bir tutkuya dönüştürüldü...
Din savaşı
13 şehit
İstanbul’da bir Yemenli âlim: Abdülmecid el-Zindanî