Galatasaraylı''nın iyisini de kötüsünü de öğrendik bu yaştan sonra. Baksanıza, birisi futbola okulundan gelmiş, kaptanı olmuş ve başladığı yerde bitirmiş (Çorlu''daki gençlik yıllarını saymıyoruz) saygı, sevgi ile bağrımıza bastığımız Turgay Şeren.

Diğer yanda ise Galatasaray''ın UEFA Kupası''nı müzesine taşıyan 2000 yılı ekibinin başkanı Faruk Süren ve ekibi... Gelin Galatasaraylı''lıklarını tartışalım.

Süren diyor ki; "Ben kötü bir Galatasaraylı mıyım?" Şeren cevap veriyor: "Sen kötü değil (yani iyi) Galatasaraylı değilsin".

Bu nasıl iş komşular, bu nasıl bir kavgadır? Kimin malını paylaşamıyorsunuz? Turgay kaptan diyecek ki, "Sen de G.Saraylı değilsin, bilmezsin kavgamızı, nereden çıkardın böyle yazmayı."

Evet kaptan, kendine göre haklı olabilirsin, senin fikrini paylaşanlar olabilir de. Herkesin kabul etmesi mümkün mü? Beş kişilik komisyon karar verebilir de, olağanüstü kongreye gelenler "Hayır" diyebilir.

Bu kadar acımasız olman gerekir mi?.. Sevgili Turgay kaptanı Galatasaray Kulübü Başkanlığı, Futbol Federasyonu Başkanlığı, hatta Spordan Sorumlu Bakanlık görevleri bekliyor!

Neden olmasın? Baksanıza, Bakanlık hariç ikisi de barut fıçısı gibi... Biraz AYKIRI yazı gibi oldu, ama Hıncal Uluç''un kulaklarını çınlatarak nokta koyuyorum...