|
Korku pompası!

Korkular... Korkular...

Yıllardır korkularla yaşamaya ve yaşatılmaya şartlandırılmış bir ülkenin insanlarıyız biz... ART kanalında Ümit Zileli''nin “Ses ver Türkiye” programını izlerken bir kez daha aynı duyguyu yaşadım dün...

Korkularla yaşamak ve yaşatılmak...

“Türkiye İran olacak... Eyvah... Olmamalı”

Yıllardır birileri bu korkuyu pompalıyor sistemli bir şekilde...

Ümit Zileli programını açarken, bazılarının son günlerde dillendirdiği “Sivil dikdatörlük” tanımlamasını vurguluyor. Ardından konuğuna, yazar Meltem Vural''a dönüyor... “Şu dağın ardındaki İran” kitabının yazarı Meltem Vural...

1980''li yılların başında ülkemizde eğitim alan İranlı bir dişçiye âşık olmuş. Evlenmiş ve onun peşi sıra gidip İran''a yerleşmiş... Orada yaşadıklarını anlatıyor... Dinlerken tüyleriniz ürperiyor:

“Anneler çocuklarını ihbar edip astırdı. Bakireler cennete gider diye tecavüz ederek idam ettiler”...

Ardından canlı yayında bir yorum geliyor: “Evet darbeler bir ülkeyi 30 yıl geriye götürür ama Türkiye İran olursa bu ülke biter”...

Eyvah diyesi geliyor insanın... Zaten korku filmi gibi izlemişin programı... Bakireler cennete gitmesin diye tecavüz edilerek asılacak Türk kızları... Aman yarabbi... Memleket hiç olmazsa 30 yıl geriye gitsin, darbe yapılsın ama bakirelere tecavüz edilmesin diyesi geliyor insanın. Korkuyu pompalayarak bu noktaya öyle tatlı getiriyorlar ki... Anlayamıyorsunuz nasıl geldiğini.

Halbuki Türkiye''de mevcut hükümet iktidara geldiği ilk gün ne yaptı, düşünmüyorlar. Seçimlerin ertesi günü iktidara oturanlar İran''a gitmedi... Batıya koştular. Avrupa Birliği''ne girmek için işi gücü bırakıp kendilerini yırttılar. Bu uğurda 50 yılda bir dirhem yol alamayanların aksine çok kısa zamanda bir süreci başlattılar.

Avrupalıyı müzakere masasına ilk kez oturttular. Kopenhag kriterleri gibi uluslararası anlaşmalara imza attılar.

Batıda... Avrupa Birliği yasalarında ne var? Avrupalı kadının yaşam biçimini düzenleyen kanunlarda ne yazıyor? Avrupa Birliği bizden kadının yaşamı için ne istiyor? Hangi yasaları çıkarmamızı sağladı, daha hangilerini istiyor?

“Kadını İrandaki gibi eve kapatın mı” diyor? Tam aksine kadın haklarını, özgürlükleri istiyor Avrupa... ve biz de imza atıyoruz altına...

Ancak Türkiye İran olacak diye korkanlar ve korkuyu pompalayanlar ne ilginçtir ki “Avrupa Birliği''ne girmeyelim” diye de kendilerini yırtıyorlar...

İran gibi üçüncü dünya ülkesi olmamız için çırpınıyorlar...

Türkiye İran olacak diye kâbus görüp bununla yaşayanlar, ne ilginçtir ki “Ne işimiz var Avrupa''da? Rusya-İran-Çin paktına katılalım” diyorlar...

Halk tek başına iktidar diyor... “Olmaz sivil diktatörlük” diye avaz avaz bağırıyorlar...

Çözümü biliyorlar, çözümden kaçıyorlar, halkı küçümsüyorlar, demokrasi dışında ne varsa ondan medet umuyorlar... Amma velakin en öz ve hakiki demokrat takılmaktan kaçınmıyorlar...

Korkulardan ve demokrasi dışı yerlerden medet umma dönemleri artık bitti... Türkiye İran paktına girmiyor...

Türkiye Avrupa Birliği ve onun kriterlerini imzalamak için masada...

Artık bu kafaları ve korku edebiyatını bırakın...

Sakızın şekeri bitti. Yemiyor...

Korkuları pompalamak yerine, çözümler üretin, liderler çıkarın, sandıktan çıkın... Köhnemiş sloganlarla ve korku pompası ile iktidar olamadınız... Bu kafalarla da olamazsınız...

Değiştirin kafanızı...

14 yıl önce
Korku pompası!
Evet sokağa çıkamayacak hale geleceksiniz!
Batı’da İsrail spiritüel bir tutkuya dönüştürüldü...
Din savaşı
13 şehit
İstanbul’da bir Yemenli âlim: Abdülmecid el-Zindanî