|
THE END

Bu İngilizce kelimeyi genellikle Amerikan filmlerinden sonra görürüz. THE END. Yani SON. Eğer film "mutlu" biterse "HAPPY END" olur.

Türkiye''nin 1997 Haziran ayından beri seyrettiği film, artık bir sona doğru yol alıyor. Görünen o ki filmin sonu HAPPY END değil. Amerika''ya "para bulmaya" ve "siyasi desteği" pekiştirmeye giden Kemal Derviş de, filmin sonuna görerek, "canhıraş" feryatlarına başladı.

Daha önce de yazdık, şimdi yine yazıyoruz. "Amerika evimizin içini temizlemeden, yolsuzlukları açığa çıkarmadan, devlet arpalıklarını" düzeltmeden, bize bir tek dolar vermez.

Daha önce verdiği "yeşil dolarların", "iş bilmez siyasetçiler" tarafından, yok "batık bankalar", yok "görev zararı" denilerek "gayya kuyusuna" atılmasını gören Amerika, bu "aptallığı" bir daha yapar mı?

Siz olsanız yapar mısınız? Zor durumda "yardıma muhtaç" komşunuza yardım elinizi elbette uzatırsınız. Ama o komşunun, sizden aldığı paraları "çoluk çocuğuna" harcayacağı yerde, gidip meyhanelerde "zıkkımlandığını" görürseniz ona bir daha yardım eder misiniz? Yapsanız bile bu yardımı "bazı şartlarla" vermez misiniz?

İşte Amerika o noktada. Bu durumu "kurtarıcı" Kemal Derviş, açıkça söylemese bile "ima" ediyor. Bu arada benim de sık sık "uyardığım" hiperenflasyon" konusuna da dikkati çekiyor. Evet!.. "THE END"e yaklaştık.

Ekonomi ufkunda hiperenflasyon gözüktü

Kemal Derviş''in ve arkadaşlarımızın "Amerika izlenimleri" hiç de iç açıcı değil. Amerika, Türkiye''deki "yönetime" kesinlikle güvenmiyor. O kadar güvenmiyor ki, "yapısal reformları" gerçekleştirecek yasaların Resmi Gazete''de yayınlanmasını bile "şart" koşuyor.

Daha önce programa ve Derviş''e "siyasi ve sosyal destek" şartını da önümüze koymuşlardı.

Bir de şu an "Türkiye''nin yaşadığı gerçeklere" bakalım.

Kemal Derviş, bakan arkadaşlarından "ricada" bulunuyor; "Ne olur 15 gün içersinde 15 yasayı çıkarın. Yoksa tehlike var!" diyor.

Liderler "Derviş''i destekliyoruz, arkasındayız" diyorlar ama aynı liderler "çok acil çıkması gereken 15 yasadan" bir tekini bile Meclis''e göndermiş değiller. Meclis''e inmeyen, komisyonlarda görüşülmeyen yasa tasarıları "kısa sürede" nasıl yasalaşacak? Demek ki liderler ekonominin "acil" durumunun farkında değiller.

Ayrıca liderler kendi gruplarında, kendi arkadaşlarına "söz geçirecek" bir konumdalar mı? Bu 15 yasanın, hem de "muhalefet desteği" olmadan yasallaşmasını sağlayacak "otoriteye" sahipler mi?

Kesinlikle değil. Milletvekilleri zaten "liderler sultası" nedeniyle kendi liderlerine "baş kaldırma" eğilimi içersindeler. Belki bu iş DSP''de "çok gizli" olarak işliyor ama ANAP ve MHP''de artık "ayyuka" çıkmış durumda.

Teşkilatı dolaşan MHP''li bakanlar, kendi tabanlarından gelen eleştirileri artık göğüsleyemiyorlar. Sinir sistemleri bunu kaldıramıyor. MHP''li bir bakanın, kendilerini eleştiren, kendi partisine üye bir kişiyi, "provokatör" olarak suçlayacak hale gelmesi de bunun bir kanıtı.

MHP tabanı Devlet Bahçeli''yi, "hükümette kalmak" uğruna "sürekli taviz vermekle" suçluyor. Bunun etkisinde kalan Bahçeli de, zaman zaman koalisyon ortaklarının "hoşuna gitmeyen" açıklamalarda bulunuyor. "İşin aceleye getirilmemesi gerektiğini, atılacak yanlış bir adımın daha ileri adımları zora sokma riski bulunduğunu" falan söylüyor.

Gelelim işin tehlikeli yanına. Dışarıdan para gelmezse, Hazine iç borçları çevirebilmek, kamu bankalarındaki açığı karşılayabilmek için, ya yeniden ve yüksek faizle borçlanmaya gidecek, ya da "para basacak."

"Borcu borçla ödemeye" kalkmak yüzünden bu krizlere "duçar" oluyoruz. Şimdi, "dış destek" gelmez, "akıllı" bir yönetim, iç kaynakları "döviz getirici" ve "istihdam sağlayıcı" bir şekilde yönlendiremezse, "yeni ve daha şiddetli bir kriz" Kaçınılmaz olur. Bu krizin getireceği "hiperenflasyon" hepimizi can evinden vurur ve işte o zaman Türkiye, bu beceriksiz hükümetten "ömür boyu" kurtulur.

23 yıl önce
THE END
İyi Ki Varsınız
Bir Başka Mesele: Neden cinsiyet değiştiriyorlar?
Birliğe çağrı
Adamın adı Filistin
Dünya bu gençlerle güzelleşecek