|
Miloşeviç ve bize hatırlattıkları

Slobodan Miloşeviç, Lahey yakınlarında hapishanede! Bu müthiş bir haber, müthiş bir gelişme. Üzerinde uzun uzun düşünülmesini, ders alınmasını, içinde yaşadığımız dünyanın anlaşılmasını gerektiren…

1990''lı yıllar boyunca Balkanlar''ı kana boğan, özellikle Balkanlar''ın Müslüman halklarına, başta Bosna-Hersek ve Kosova Arnavutları, kan kusturan Yugoslavya''nın Sırp milliyetçisi eski Cumhurbaşkanı Miloşeviç, bir "savaş suçlusu" olarak Lahey Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi''nde yargılanacak.

Miloşeviç, binlerce Boşnak ve Arnavut''un kanına girerken, bir anlamda en büyük kötülüğü Sırplara ve Sırbistan''a yapmıştı. Sırbistan ve Sırplar, "uluslararası parya" konumuna düşürülmüştü.

Miloşeviç''in başına gelen, dünyanın her yerinde özellikle Avrupa kıtasındaki her "saldırgan milliyetçi"nin kulağına küpe olmalıdır. Günümüz dünyasında, "saldırgan milliyetçiliğe" yer yoktur. Bir zamanlar, cumhurbaşkanı olarak nice meslektaşının elini sıkan ve hatta Amerika (Richard Holbrooke) tarafından bile Balkanlar''da herhangi bir barış anlaşmasının vazgeçilmez partneri olarak görülen kişi, bugün bir "savaş suçlusu" olarak yargılanmak üzere "mapusane pijamaları" giymiş vaziyette Hollanda''da tutuklu.

Miloşeviç''in içine düştüğü durum, Türk Dışişleri''nin aklıevvelleri ile onların orkestra değneğinde Belgrad''a koşup, bu "savaş suçlusu"nu cilalayan bazı Türk gazetecileri için de, kariyerlerinin bir "utanç belgesi" olarak kayda geçecektir.

Türk Dışişleri''nde hem de Bosna''da Miloşeviç''in yönlendirdiği katliam sürerken ve Saraybosna kuşatma altındayken, "Sırbistan ile mercimeği fırına verme" eğilimi vardı. Üstelik, bakanlığın en tepesinde. Türkiye''yi böyle bir "ayıba" mahkum edemeyecekleri kendilerine hatırlatıldığında, ipe sapa gelmez "Realpolitik" dersleri vermekten geri kalmıyorlardı. "Sırbistan''ın (Yugoslavya) Türkiye''nin Avrupa (özellikle işçi vatandaşlarımız bakımından Almanya) yolu üzerinde olduğu"ndan dem vuruyorlar ve "Sırbistan, bu bölgede kalacaktır. Onunla ilişkilerimizi geliştirmemiz şarttır" gibisinden, bu ülkenin tarihine ve insanlık ilkelerine sırt çeviren bir politika izlemeye gayret ediyorlardı.

"Cumhurbaşkanısever" bir genel yayın yönetmenini de unutmadık. Geçenlerde patronuyla birlikte Alman Cumhurbaşkanı''yla görüşmesinin reklamını yapan, Türkiye Cumhurbaşkanı''nın kuyruğunda Kral Hüseyin''in cenaze töreninde hangi Cumhurbaşkanı''na kaç metre yakın durduğunu anlatmaktan zevk alan birisi, Miloşeviç ile görüşme yapmaya Belgrad''a koşmuş ve bugün "insanlığa karşı işlenmiş suçlar"dan ötürü tutuklu bulunan "Balkan kasabı"nı övücü biçimde Türk kamuoyunu hazırlamaya uğraşmıştı.

Biz, Miloşeviç ve onun emrindeki "Sırp kasaplar"dan General Ratko Mladiç ve Radovan Karaciç ile uğraşırken, Miloşeviç''in Ankara''daki büyükelçisi ve Bosna''da kimin nasıl katledileceği konusunda akıl veren ünlü "İslamolog" Darko Tanaskeviç''e televizyon ekranlarında propaganda ve bize saldırma imkanı sağlayan, onunla görüşmeye koşan meslektaşlarımızı da unutmadık.

Miloşeviç, Yugoslavya Cumhurbaşkanı (o da milliyetçi) Kostunica''nın itirazlarına rağmen, Sırbistan Başbakanı Zoran Cinciç tarafından, Lahey Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi''nin isteğine uyularak, bir Sırp uçağı ile Bosna''nın Tuzla kentindeki bir Amerikan üssüne gönderildi; oradan da Hollanda''daki cezaevine.

Slobodan Miloşeviç, "insanlığa karşı işlenmiş suçlar"dan ötürü olarak yargılanacak ilk Cumhurbaşkanı. 28 Haziran''da teslim edildi ve 29 Haziran''da gözünü cezaevinde açtı. Tarihin ne garip bir cilvesi. 29 Haziran, 1389 Kosova Meydan Muharebesi''nin yıldönümü. Miloşeviç, bu tarihi Türklere ve Yugoslavya Müslümanlarına karşı Sırp milliyetçiliğini ateşlemek için diline dolamıştı.

Ve bugün, tüm yorumcuların altını çizdiği gibi: "Balkanlar için tarihi bir gün; Avrupa için tarihi bir gün; Uluslararası hukukun üstünlüğü için tarihi bir gün"… Bosna''da toplu mezarlara gömülenlerin, topraklarından binbir acı içinde sürülen masum insanların ahı kalubelaya kalmadı.

Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi, Birleşmiş Milletler tarafından oluşturuldu. Sırbistan''ın yeni liderleri, BM gözetimindeki uluslararası hukuka uymadıkları takdirde, 1 milyar dolarlık yardımdan mahrum kalacaklarını biliyorlar. Sırbistan, zaten Miloşeviç''in açtığı savaş yaralarıyla yerlerde sürünüyordu. "Uluslararası hukuk"un gereklerine uyarak, "kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez" düşüncesiyle, Miloşeviç''i sattılar.

Küreselleşmenin hangi boyutlara ulaşabileceğinin çok çarpıcı bir örneği Miloşeviç''in başına gelenler. Bu arada, Şili''nin eski faşist Devlet Başkanı Augusto Pinochet''nin başına gelenleri unutmayın. İngiltere hapishanelerinde geçirdiği günlerin ardından, 80 yaşının üzerindeki eski diktatör, Şili''den burnunu dışarı çıkaramıyor.

Miloşeviç''in ve Pinochet''nin Türkiye''deki "siyasi akrabaları"nın bundan sonra atacakları adımlarda iki kez düşünmelerinde sonsuz yarar var…

Slobodan Miloşeviç, bundan bir yıl öncesine, sadece bir yıl öncesine kadar "alternatifsiz" ve "altedilmez" görünüyordu. Bugün, bir "savaş suçlusu" olarak Hollanda''da hapishanede.

Belki farkında değiliz ama Türkiye için de "tarihi bir gün"…

23 yıl önce
Miloşeviç ve bize hatırlattıkları
Evet sokağa çıkamayacak hale geleceksiniz!
Batı’da İsrail spiritüel bir tutkuya dönüştürüldü...
Din savaşı
13 şehit
İstanbul’da bir Yemenli âlim: Abdülmecid el-Zindanî