|
Avrupa Konseyi ve medya hizmetleri...

İkinci Dünya Savaşı sonrasında kurulan dünya düzeninin en önemli özelliklerinden biri her alanda bölgesel düzeyde uluslararası örgütlerin kurulması ve o güne kadar devletlerarası politikanın bir bakıma tek aktörü olan “egemen devletler”in yanında bu örgütlerin de birer aktör olarak ortaya çıkmaları olmuştur.

Her ne kadar Birinci Dünya Savaşı sonrasında galip devletlerin çabaları ve kendi menfaatlerini korumak amacıyla Milletler Cemiyeti adıyla uluslararası bir örgüt kurulmuşsa da kuruluşundaki hatalar yüzünden etkili olamamış hedeflenen amaçların gerçekleştirilmesi mümkün olmamıştır. Milletler Cemiyeti''nin temel amacı Birinci Dünya Savaşı sonrasında kurulan dünya düzenini sürdürmek, savaşı gayri meşru ilan etmek ve statükonun değişmesini önlemekti.

Ama olmadı, zira savaş sonrasının düzeni derin haksızlıklarla örülüydü ve mağlup milletlere giydirilen demir zırhın sürüp gitmesi imkansızdı. Başta Almanya ve diğer ülkeler kendilerine zorla imzalatılan antlaşmaların hükümlerini birer birer söküp atmaya yöneldiklerinde Millet Cemiyeti hiçbir şey yapamamıştı.

İkinci Dünya Savaşı bir yandan mevcut dünya düzenini ortadan kaldırırken diğer yandan yeni bir dünya düzeninin kurulmasını sağlamıştı. Savaş sonrasının yeni dünya düzeninin en önemli örgütü, hiç şüphe yoktur ki Birleşmiş Millet Örgütü (BM) olmuştur.

BM''nin organları ve bağlı kuruluşları tarihin hiçbir döneminde görülmemiş bir biçimde toplumsal hayatın her alanında milletlerarası işbirliği çabalarının gelişmesine ve ortak sorunlarla mücadelede büyük katkıda bulunumuşlardır.

Dünya ölçeğinde BM ve bağlı kuruluşlar bir yana, bu süreç bölgesel düzeyde işbirliğinin gelişmesine de olumlu katkıda bulunmuş ve ellili yılların başından itibaren Avrupa''da, Afrika''da, Asya''da ve Amerika kıtasında çok sayıda bölgesel örgüt kurulmuştur.

Türkiye için öncelikle Avrupa kıtasındaki bölgesel örgütler önem taşımış ve buradaki örgütlere üye olmak noktasında tereddütsüz bir inisiyatif kullanılmıştır. Hatta bu örgütlerin bir kısmında Türkiye kurucu üye olarak aktif rol almıştır.

Avrupa düzeyinde en eski ve etkin örgütlerin başında Avrupa ülkeleri arasında her alanda işbirliği ve dayanışmayı tesis etmek, demokrasiye dayalı siyasi sistemlerin kurulmasına katkıda bulunmak amacıyla kurulan Avrupa Konseyi gelmektedir. Avrupa Konseyi''ne merkez olarak Strasbourg''un seçilmiş olması bile kuruluşun amacını yansıtması bakımından önemlidir.

Türkiye''nin de kurucu üyesi olduğu Avrupa Konseyi, genellikle Avrupa İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunması Sözleşmesi ile tanınmıştır. Sözleşmenin insan hakları ve temel özgürlüklerin korunması konusunda getirdiği uluslararası koruma mekanizması bu alanda büyük yenilik olmuştur. Kurduğu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, yargı yetkisini kabul eden ülke vatandaşları için hak arama mercii olarak hizmet vermektedir.

Bunun yanında Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, sosyal hayatın nerede ise hemen her alanında belli işbirliği platformları oluşturmuş ve bu alandaki işbirliği çabalarıyla demokrasi ve insan hakları temelinde bir toplum düzeninin tesisine yardımcı olmaya yönelmiştir.

Avrupa Konseyi''ne üye ülkelerin işbirliği alanlarından biri de medya hizmetleri alanıdır. Bu alanda

- ifade ve haber alma özgürlüğünün demokratik ve çoğulcu bir toplum için daha da geliştirilmesi,

- bilgi ve görüşlerin sınırlar ötesine serbest dolaşımının sağlanması,

- çeşitli görüş ve kültürleri yansıtacak bağımsız yayıncılığın desteklenmesi

- ve yayıncılık alanında gerçekleşen siyasi, ekonomik ve teknolojik değişikliklerin dikkate alınarak Avrupa ülkeleri içinde işbirliğini tesis etmek amacıyla Kitle İletişimi Yürütme Komitesi (Comité Directeur Sur les Moyens de Communication de masse: CDMM) adıyla bir komisyon oluşturulmuştur.

CDMM''in adı Mart 2005''teki Bakanlar Komitesi toplantısıyla Medya ve Yeni İletişim Hizmetleri Yürütme Komitesi (Comité Directeur Sur Les Medias et Les Nouveaux Services de Communication: CDMC) olarak değiştirilmiştir.

CDMC dört alt komisyon halinde çalışmalarını sürdürmekte ve ilgili Bakanlar Komitesi toplantılarına medya hizmetleri ile ilgili tavsiye ve deklarasyon raporları hazırlamaktadır. Dört alt komisyonun her biri (Kriz Zamanlarında İfade ve Haber Alma Özgürlüğü Alt Komisyonu (MM—IC; Medya Çeşitlilik Alt Komisyonu (MM-S-MD; Bilgi Toplumunda Kamu Hizmeti Yayıncılığı Alt Komisyonu (MM-S-PSB; Bilgi Toplumunda İnsan Hakları Alt Komisyonu (MM-S-IS) kendi alanıyla ilgili gelişmeleri değerlendirmekte ve demokratik toplum için gerekli hassasiyetleri raporlaştırmaktadır. Raporlar CDMC''in yılda iki kez yapılan toplantısında değerlendirilerek Bakanlar Komitesine tavsiye ve bildiri metinleri önerilmektedir.

CDMC''in kabul ettiği tavsiye ve bildirilerde öncelikle İnsan Hakları Sözleşmesindeki düzenlemelerin hayata geçirilmesi için özen gösterilmesi, kabul edilen metinlerin Bakanlar Komitesince üye ülkelere tavsiye edilmesi önemli adımlar olmaktadır. CDMC''in temel haklardan olan ifade ve haber alma özgürlüğünü hayata geçirme noktasındaki çabaları küçümsenmemelidir.

17 yıl önce
Avrupa Konseyi ve medya hizmetleri...
Ekonomik kalkınmada nitelikli işgücünün rolü
Cumhurbaşkanlığı Tasarruf Tedbirleri Genelgesi’nin kamu personeline yansıması (2)
Türkiye’yi devşirme kurtarıcılardan kurtarma mücadelesi…(3)
Devletsizlik ve ulussuzluk
Yasa ve toplumsal meşruiyet: 28 Şubat