Cek Cumhuriyeti maçı öncesi Fatih Hoca gazetecilere "Hasta mısınız?" diye sormuştu. Soru değil bir ithamdı aslında; hatta bir tespit;

Türk futbolu hasta...

Bedenin tamamı hasta; tepeden tırnağa. Lakin herkes kendisinin sağlam, diğerinin hasta olduğunu sanıyor. Fatih Hoca sadece gazetecilerin hasta olduğunu sanıyor mesela; haklı ama eksik. Haklı Fatih Hoca zira mesela şu anda kendisi boşta olsa ve Milli takımı atıyorum Ersun Yanal çalıştırıyor olsa, biz "hasta gazeteciler" bu puan durumu sonrası çoktan Ersun Hoca''yı kovup, Fatih Terim''i takımın başına getirmiştik bile. Bu ikircikli tutumumuz "hastalık" belirtisidir ve Fatih Hoca kesinlikle haklıdır.

Türk futbolu hastadır. Altyapı hocalarının durumundan, tribün gruplarının yapısına kadar. Yöneticilerin keyfiliğinden, hukuk kurullarının hukuksuzluğuna kadar. Hakemlerin eyyamcılığından, gazetecilerin adamcılığına kadar. Sahaya yansımayan şikeden, transferlerdeki usulsüzlüğe kadar; her hücresini kanser sarmış bir beden Türk futbolu...

Rahmetli babamın hastalığının son evrelerinde ağrıları dayanılmaz olunca doktorlar morfine başvurmuştu. İlk zamanlar öyle rahatlatıyordu ki, babamı mutlu görünce biz de mutlu oluyorduk. Sonraları o da kar etmez oldu. Sayın devlet büyükleri, futbola ve kulüplere morfin veriyorsunuz. Ona akıttığınız her para sadece morfin vazifesi görüyor. Geçici olarak rahatlama ve sonrasından daha fazla ve daha pahalı "uyuşturucu" ihtiyacı… Bırakınız bu hasta ölsün. Ölsün ve sonrasında gerçekten bu ülkede bir futbol sevgisi varsa o sevgi sağlıklı bir ortamda yeni ve gürbüz bir evlat büyütsün; eskisi çürüdü gayrı… Karmate''den dinliyoruz ama aslında futbol söylüyor; hasta oldum derdune oku bağa Yasin''i....