|
2018 yılı kapsayıcı büyümenin ve yerli enerjinin yılı olacak

Geçtiğimiz hafta açıklanan iş gücü istatistikleri, 2017 yılı Kasım döneminde Türkiye’de iş gücü piyasalarında önemli gelişmeler yaşandığına işaret ediyor.

Açıklanan verilerden öncelikle işsizlik oranlarında ciddi bir düşüş yaşandığını gözlemlenirken istihdam oranlarında yakalanan artışın da kritik bir öneme sahip olduğunun altını çizmek gerek.



İşsizlik, bir önceki yılın aynı döneminde yüzde 12,1 seviyelerinde iken 2017 yılı Kasım döneminde bu oranda 1,8 puanlık bir azalma yaşanarak yüzde 10,3 olarak gerçekleşti.

Ayrıca bu dönem işsizlik göstergelerindeki iyileşmeler aynı şekilde istihdam oranlarına da yansıdı ve 2017 yılının Kasım döneminde istihdam edilenlerin sayısı bir önceki yılın aynı dönemine göre 1 milyon 448 bin kişi artarak 28 milyon 515 kişiye ulaştı.

Türkiye’nin istihdam oranlarında elde ettiği bu başarının arkasındaki en önemli faktörler ; çalışma hayatına yönelik reform ve yeniliklerin hayata geçirilmesi, Türkiye’de yakalan yüksek ekonomik büyüme trendi ve 2017 yılında uygulamaya konulan istihdam seferberliğidir.

Gerek ilave istihdam kapsamında işverenlere gerek kadın ve gençlere gerekse gerekse işbaşı eğitim programlarına yönelik teşviklerle bugün Türkiye istihdamda çok iyi bir seviyeye ulaştı.

2018 YILINDA HAYATA GEÇİRİLECEK İSTİHDAM TEŞVİKLERİ NELER?

Şimdi sırada 2018 yılında uygulamaya konulacak olan “İstihdam Teşvikleri” var. İstihdam seferberliğinin ikinci fazı olarak hayata geçirilmesi planlanan bu teşvikler geçen yıla kıyasla bu sene daha geniş kapsamlı ve daha cazip fırsatları içerisinde barındırıyor.

Bu teşvikler bir yandan kadın ve gençlerin istihdamdaki rolünün daha etkin bir hale getirilmesini diğer yandan da özellikle imalat ve bilişim sektörlerini ön plana alarak bu alanlarda ciddi bir canlanma sağlanmasını hedefliyor.

Bu sayede imalat ve bilişim sektörlerinde sağlam bir iş gücü potansiyeli ortaya çıkarılmış olacak ve üretim rakamları üzerinde doğrudan etkili bu sektörlerin büyümeye katkısı artırılacaktır. Dolayısıyla bu teşvikler 2018 yılında hem istihdamdaki artışın sürdürülebilir olmasını sağlayacak hem de Türkiye’nin kapsayıcı büyüme hedeflerine ulaşmasını destekleyecektir.

2018, YERLİ VE YENİLENEBİLİR ENERJİNİN YILI OLACAK

Dünyada hızla artan enerji tüketimi her geçen gün fosil yakıtlar kadar yenilenebilir kaynakların önemini de artırıyor. 2040’a kadar küresel enerji tüketiminde öngörülen artışın yaklaşık yüzde 28 civarında olması tüm dünya ülkelerini enerji arz güvenliği konusunda alternatif çözüm arayışlarına yöneltiyor.

Peki bu süreçte özellikle de 2018 yılında Türkiye’nin enerji gündeminde neler bulunuyor?

Akdeniz’de gerçekleşecek ilk deniz sondajı, Yenilenebilir Enerji Kaynak (YEKA), ihaleleri ve yerli kömür teşvikleri Türkiye’nin yerli enerji potansiyelini en verimli şekilde kullanması için 2018 yılında gündemine aldığı konulardan yalnızca birkaçı.

Küresel enerji tüketiminde kömür, petrol ve doğalgaz gibi fosil yakıtlar kısa vadede de olsa belli bir süre daha önemini koruyacağı için bu süreçte Türkiye’de yerli kömür üretimi noktasında atılacak her adımın stratejik bir önemi bulunuyor.

Öte yandan Türkiye’nin oldukça yüksek potansiyele sahip olduğu yenilenebilir enerji kaynakları konusunda Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak’ın dile getirdiği gibi, 2019 yılı sonuna kadar yenilenebilir enerji kaynaklı elektrik üretim santrallerinin toplam kurulu gücünün 45 bin megavatın üzerine ulaşması hedefleniyor.

Türkiye şu anda yenilenebilir enerjide toplam 38 bin megavatlık bir kurulu gücü sahip. Yani önümüzde yıl sonuna kadar bu alanda yüzde 20’ye yakın yakalanacak bir artışla Türkiye yerli ve yenilenebilir enerjide ciddi bir mesafe kat etmiş olacak.

Neticede 2018’in hem enerji yatırımların ekonomiye olumlu yansımalarının hem de öngörülen kapasite artışının istihdama olumlu katkılarının hissedildiği bir yıl olacağı gayet açık.

#Türkiye
6 yıl önce
2018 yılı kapsayıcı büyümenin ve yerli enerjinin yılı olacak
Haftanın ekonomik özeti ve beklentiler
Mülâhaza etmek
Siyasetçileri bürokratlara kurban etmek
Musallada bir sosyolog daha… Vehbi Başer’in ardından
Taşkent’in öbür yüzü