Maç öncesine döndüğümüzde Beşiktaş’ın sezon başlangıç havasının çok da iyi olduğunu söyleyemeyiz. Teknik direktör Valerien İsmael’in geçen zamana rağmen henüz kendini tam anlamıyla kabul ettiremeyişi, oyun planında önemli rol oynayan genç futbolcuların satışları, Josef’in sakatlığı derken işler hoca için de çok iç açıcı değildi. Yönetim, direkt sahaya 4-5 oyuncu transfer etti etmesine de ayrılıklar yaşanınca bir yandan dolarken diğer yandan boşalıyor gibi oldu. Ligin ilk maçının Vodafone Park’ta olması, sezona iyi bir oyun ve galibiyetle başlayarak havayı yakalamak için bir fırsattı. Oyunu rakipten ayrı düşünemeyiz. Kayserispor, transfer yasağına rağmen kadrosunu büyük oranda korudu. Rakibe çok kafa yoran, idealist bir hocası var. Maçın ilk yarısı özelinde de istediklerini büyük oranda yaptılar. Beşiktaş adına, ilk yarıda yazacak kayda değer bir organizasyon yoktu. Geçen hafta oynanan Sampdoria maçının ilk yarısının bir benzeri gibiydi. Salih’in 6 numarada oyuna dahil olamayışı, Gedson ve Kartal’ın 8 numarada üretimden uzak olmaları, Ghezzal’a alınan önlemin aşılamayışı, Muleka’nın çok çizgide kalması... Bunlar, Weghorst’un yalnızları oynamasına neden oldu.

İkinci yarıda hamleler gecikti. Valerien İsmael, Muleka’yı çıkarmak yerine arkadan bir adam eksiltip çift forvete daha erken dönebilirdi. Çünkü elinizde Muleka ve Cenk varken, Weghorst’u ileri uçta yalnız adam gibi kullanmak yanlış hareket. Öte yandan kafanızı kulübeye çevirip hamle yapmak isteseniz, net oyuncu göremeyip tekrar sahadakilerden medet beklersiniz. Oyuna alınacak iki oyuncu vardı, ikisini de aldı. Salih ne zamanki öne çıktı, Ghezzal ne zamanki Weghorst’a daha yakın oynamaya başladı, takım ne zamanki çift forvete döndü, gol beklentisi oldukça yukarı çıktı. Bu kadronun oynayabileceği en mantıklı sistem de bu görünüyor. Beşiktaş, Weghorst gibi üst düzey bir oyuncudan üst düzey bir verim almak istiyorsa, sahada ona yakın oynayacak oyuncular konumlandırmalı.

Kadro yetersiz. Sakatlık ve ceza futbolun bir gerçeği. Sezon içerisinde çokça yaşanacak. İyi kadro 16-17 kişiden oluşur. Beşiktaş’ın şu an ilk 11’e net 3 transfere ihtiyacı var. Zaten eksik olan kadroda bir de takımı hem o dakikada hem de haftaya yalnız bırakmayı göze alarak sinirlerine hakim olamayan Cenk’in yaptığı da kendi profesyonelliğine yakışmayacak bir amatörlüktü.

Beşiktaş adına dikkat çeken pozitif şey; takımın fizik gücü idi. Bu sıcakta 100 dakika oynanan oyunun son bölümünde o kondisyonu ve arzuyu ortaya koymak, kamp döneminin fiziki olarak iyi geçtiğini ve işe yaradığını gösterir. Her şeye rağmen kazanmak iyi hissettirir. Futbolda, son dakikada atılan galibiyet golleri kadar taraftara haz veren başka bir şey yoktur. Ghezzal gibi özel oyuncular tam da böyle anlar için vardır. Beşiktaş, 3 puanı aldı almasına ancak bugün yönetimin ilk işi; en kısa sürede hem sahayı hem de kulübeyi takviye etmek olmalı... Yoksa bu görüntüyle yarışa ortak olmak çok kolay değil...