Süper Lig’de geride kalan haftalar bize, bu sene de yukarı ile aşağı arasında uçurum olacağını gösterdi. Yani puan cetvelindekilerin yarısı, diğerleriyle arayı açıp gidecek. Dört büyüklerin haricinde Konyaspor, Adana Demirspor ve Başakşehir de yarışa büyük heyecan katacak ekipler olacak. 7. haftanın açılış maçı, aynı zamanda haftanın da en dikkat çekici maçı. Galatasaray, henüz ideal 11’ini bulamamış olsa da bir ritim yakaladı. Kadrosunda görkemli isimler var. İki haftadır mağlup durumdan gelip maç çeviriyorlar. Bu da iyi bir fizik gücüne işaret. Bizim ligin ilk kurallarından birisi; hem bireysel olarak hem takım olarak fiziğin iyi olacak. Ayakta kalacaksın.
Diğer tarafta henüz gol yemeyen iki ekipten birisi Konyaspor. Sezon başında Vaduz’a elenince, geçen seneki rüyanın bu sene sürmeyeceği kanısı oluştu kamuoyunda. Ancak İlhan hoca, hem de kendi stadından faydalanamadan geldi 6 haftada zirveye oturdu. Bir teknik adamın ve takımın ortaya koyduğu performansın tesadüf olmadığını ispat etmesi benim her zaman hoşuma gitmiştir. Ortada bir akıl ve emek var. Saygı duyuyorum. Çok zevkli olacağını düşündüğüm maçı ise sabırsızlıkla bekliyorum.
Beşiktaş, geride kalan haftaları kriter aldığımızda çok net üstünlük kurabileceği İstanbulspor’la oynayacak. Kartal’ın ritmini Başakşehir bozdu. Fenerbahçe derbisi öncesi bu ritmi yeniden yakalamak için İstanbulspor maçı bir fırsat. Siyah-beyazlıların coşkulu oyun başlangıcını yeniden gösterime sokacağını ve istediğini alacağını düşünüyorum. İstanbulspor gibi takımlar ise, henüz alışamadıkları Süper Lig’de her geçen hafta rakipler için daha tehlikeli olurlar. O yüzden bu tarz ekiplerle sezonun başlarında oynamak avantajdır.
Trabzonspor, Kızılyıldız galibiyetiyle nefes alma fırsatı buldu. Gerçekten çok belli etmese de camia çok bunalmıştı. Yakın zamanda büyük başarılar elde edilmiş olmasına rağmen, üst üste alınan kötü sonuçlar herkesi kötü hissettiriyordu. Abdullah Avcı’nın aşırı gerginliği basın toplantılarında kendini gösteriyor. Hoca, camianın 21 aydır eleştiri yapamayıp şiştiğini ve bunu boşalttığını ifade ederken, Kızılyıldız maçında kulübede gösterdiği gol sevinci, kendisinin de çok şiştiğini ve böyle bir deşarja ihtiyacı olduğunu gösterdi. Gaziantep teknik direktörü Erol Bulut, 2 hafta önce Galatasaray önünde çok kötü bir sınav verdi. Öne geçtiği maçı, ürkek oyunla, 10 kişi kalmış rakibine kaybetti. Kendi sistemine delice bir tutkuyla bağlı teknik adamlar, yaşadıklarından ders çıkarmak yerine, yine inandıkları şeye sıkıca sarılmayı tercih ederler. O nedenle skor nasıl ilerlerse ilerlesin, Trabzonspor’un 90 dakikanın her anında bu maça kazanma potansiyeli var.
Fenerbahçe’nin yakaladığı ritmi, önceki hafta Konyaspor bozmuştu. Sonrasında Kayserispor galibiyeti, BAY geçmek ve Rennes’e 2-0’dan dönmek sarı-lacivertlilere iyi geldi. Jesus’un ekibi her hafta değişerek sahaya çıkıyor. Bunu bazen her oyuncunun hazır tutulması olarak pozitif görsek de, birlikte oynama alışkanlığının kazanılmaması oyuncuları zor duruma sokabiliyor. Jesus, riskli oyunu seven ve gol yemekten korkmayan bir teknik adam. Bu tarzı, her zaman sevmişimdir. Hatta futbol izleyicisi olarak kendime en yakın bulduğum tarz budur. Ancak, hem ileride ve riskli oyunu tercih edip hem de kadroyu sürekli değiştirmek, riski iki katına çıkartıyor. Telafisi olan maçlarda bu durumla yüzleşmek mesele değil de, telafisiz maçlarda yüzleşirse o zaman anlatması kolay olmaz. Alanyaspor, bu ligin en ön görülemez iki takımından biri. 3 de atar 3 de yer. Öyle bir takım. Zaten ligde galibiyeti, mağlubiyeti, beraberliği, attığı, yediği eşit tek takım Alanyaspor. Teknik direktörleri Farioli, çoğu kez başına iş aşsa da kaleciden ve stoperlerden oyun kurma sevdasından vazgeçmiyor. Bu maçta da vazgeçmeyecektir. Bu da Fenerbahçe gibi hücumu kalabalık tutan bir takımın ekmeğine yağ sürecektir.
