|
Tez konusu şampiyonlar

Trabzonspor şampiyonluğu ilan ettiğinde "Zor olan başarıyı yönetmektir" diyerek bir yazı yazmıştım. Böyle düşünmemin sebebi ligde son yıllarda şampiyon olan takımların içine düştüğü durumdu. Başarıya giderken camialar kenetlenir, sorunlar ötelenir. O dönemlerde konsolide olmak, bir arada durmak daha kolaydır. Mesele, hedefe vardıktan sonra o başarıyı yönetmek ve sonrasını organize etmektir. Son yıllarda sırayla şampiyon olan Galatasaray, Başakşehir ve Beşiktaş gibi Trabzonspor da bu süreci yönetemedi. Geldiğimiz nokta hem sportif hem de yönetimsel açıdan hüsran oldu.


İnanın, son 4 şampiyonun sonraki sene düştüğü durumlar, üniversitelerin Spor Yönetimi bölümlerinde tez konusu olur...

En acısı da, kimsenin bir önceki süreçlerden ders almaması.


JESUS VE MAYIS AYI

Fenerbahçe'de son günlerde önemli gündemlerden birisi Jorge Jesus'un Brezilya basınına verdiği "Mays ayını bekleyin" mesajı. Sonradan toparlanmaya çalışıldı ama ilk ihtimal daha güçlü. Kamuoyu büyük oranda Jesus'un sezon sonunda ayrılacağını tahmin ediyor. Bu gizli saklı bir şey değil. Ancak Fenerbahçe camiası Jesus'a maddi olarak tarihin en değerli sözleşmelerinden birisini vermişken, taraftarlar da kendisini baş tacı yaparken, medyanın önemli bir bölümü pamuklara sarıp sarmalamışken, "Mayıs'ta zaten gideceğim" tarzını aşikar etmesi hoş değil. Kendisine bu kadar kıymet veren Fenerbahçe camiası Jorge Jesus'un bu çıkışlarını hak etmiyor. Bu tarz bir yaklaşım "Nasılsa gidecek, kendisi de artık saldı" anlayışına sevk edip, takımda bir gevşemeye sebep olabilir. Umarım en yakın zamanda kamuoyu önünde bu konuya net cümlelerle bir açıklama getirir.


BEŞİKTAŞ ETKİSİ

Beşiktaş, lig sıralaması için çok kritik bir maçı kazandı. Bu maçın Başakşehir için tarihi öneme sahip iki Avrupa maçının arasına denk gelmesi siyah-beyazlılar için önemli avantajdı. Bazen çok iyi oynamasanız da büyük takım olarak kalitenizle işi bitirirsiniz. Tam da öyle bir maçtı. Golcülerin önemini bu sayfalarda defaatle yazdım. Aboubakar, ilk maçlardaki görüntüsünü geride bırakıyor. İki hafta üst üste attığı, şık gollerle takımına maç kazandırdı. Büyük takım golcüsü tam da böyledir. Takımın vasat görüntüsü verdiği anlarda, bireysel becerinle maçın gidişatını değiştirirsin. Bu formunun üstüne koyarak devam etmesi, Şenol Günel gibi hücumcu bir teknik adamın elini çok rahatlatacaktır. Beşiktaş, sezonu neredeyse bitirme aşamasında bulunurken, bir anda Avrupa serüveninde iddialı duruma gelişiyle, kalan haftaların kritik takımı oldu. Galatasaray'ın şampiyonluk yolundaki serüvenini Beşiktaş belirleyebilir. İki takımla da maçı var. Yakın olan Fenerbahçe ile... Beşiktaş Kadıköy'den çıkaracağı bir galibiyetle hem şampiyonu belirleyip hem de ikincilik için önemli bir yolu kat edebilir. Öte yandan Galatasaray'la da son haftalara doğru Vodafone Park'ta oynayacak. O haftaya kadar iş kopmamış olursa, yine son haftalar için zirve yarışının heyecanını katlayabilir.


Olması gereken de budur. Beşiktaş, asla ve asla bu ligin edilgen ekibi olamaz. Karar verici ve belirleyici rolünden vazgeçmez. Bunun için de büyük düşünüp büyük hamleler yapması gerekiyor. Sezon başında yapılan vasat tercihlerin ceremesi hala çekiliyor. Şenol Güneş, istediği kadroyu ve oyun formatını yavaş yavaş oturtmaya başladı. Ama ben ce hala yetmez. Ne oyun ne de kadro istenilen düzeyde değil. Takım seneye hem Avrupa kupalarında hem de şampiyonluk yarışında olacaksa, kadronun en az yarısının değişmesi lazım. Tabi bir sezonda kadroyu 2 kere değiştiremiyorsunuz. En azından ara transfer döneminde bir yol alındı. Bu yol alınmasa, Avrupa kupaları da hayal olabilirdi. O da camiada başka sorunları beraberinde getirecekti. Başakşehir galibiyeti Beşiktaş'ın önünü görmesi için, belirgin bir hedefe yürümesi için çok önemli bir galibiyet oldu.

#Ergin Aslan
#Beşiktaş
#Fenerbahçe
#Trabzonspor
#Galatasaray
1 yıl önce
Tez konusu şampiyonlar
Fenerbahçe'nin 3 seçeneği
Sahaya şef lazım
Çalıştay bildirisindeki kamu mühendislerine ilişkin göze çarpanlar
Kritik eşik aşıldı
Akbank’ın önünde armut ağacı