|
Babacan’ın krizi: Bu sözler Selçuk Bayraktar adına nasıl uyduruldu?
Ali Babacan’ın BAYKAR firmasını hedef aldıktan sonra gelişen süreç iletişim krizlerini yönetememe klişesidir. Boyundan büyük laflar edenler,
hatalarını, yanlışlarını genellikle kabul etmezler ama bir taraftan da durumu düzeltmeye çalışırlar
. Paniğe kapılırlarsa da hata üstüne hata yaparlar. Ali Babacan ve ekibi de panikle hata üstüne hatalar yaptılar.
Şimdi de “BAYKAR’ı hedef almadık. Sözlerimiz çarpıtıldı. Cımbızlandı. İHA ve
SİHA’larla övünüyoruz” diye meram anlatma derdine düştüler.

Gerçekten de çarpıtma var mı? Birlikte bakalım.

DEVA lideri Ali Babacan 14 Ocak günü yayınlanan podcast programında
Birgün gazetesi yazarı Ozan Gündoğdu’nun sorularını yanıtladı.
Ali Babacan’ın sözlerinden önce Gündoğdu’nun kendisine yönelttiği soruya dikkat çekmek istiyorum: “Cumhurbaşkanı’nın damadının şirketi var ve bu bir teknoloji şirketi. Bu şirketin ürettiği silahlar geniş kesimler tarafından teveccüh görüyor. Bu şirketin sahibi de diyor ki,
benim kayınbabam kaybederse biz bittik, bizi yaşatmazlar. Nasıl bir tablo var karşımızda?”
Ali Babacan, bu soruyu sorgulama gereği bile duymadan gelişine konuşmuş. Oysa Selçuk Bayraktar’ın “Benim kayınbabam kaybederse biz bittik, bizi yaşatmazlar” diye bir sözü yok.
Bu düpedüz yorum. Yuvarlama bile değil.
“Sözlerim cımbızlandı, çarpıtıldı” diyen Ali Babacan,
Selçuk Bayraktar’ın ağzından bir kelimesi dahi çıkmamış “uydurma alıntı söz” üzerinden yorum yapmış oysa.
Öyle soruya, öyle alıntı cümleye böyle konuşulur dercesine; “Muhtemelen bu arkadaşlar rekabetten korkuyor olabilir. Ya işte güzel güzel para kazanıyorduk bu iktidar değişirse rekabet olacak,
başka firmaların da önünü açacaklar diye korkuyor olabilirler” demiş Ali Babacan.
Soru hayal ürünü ancak tahmin şu ki; Selçuk Bayraktar’ın geçtiğimiz ağustos ayında Samsun’daki TEKNOFEST esnasında Habertürk’e konuk olduğu programdaki sözleri üzerinden üretilmiş. Kübra Par, o yayında kendisine,
“Siyasi iktidar değişirse projelerinizin akamete uğramasından veya destek görmemesinden endişeniz var mı?”
sorusunu yöneltmişti. Bayraktar’ın yanıtını tekrar tekrar izledim. Burada mühim bir detay var. Selçuk Bayraktar motamot şunları söylemiş:
“Bu projelerle alakalı mevcut siyasi iktidarın da bir gevşemesi olursa
, ciddi akamete uğrama riski ve dünyadaki liderliğini kaybetmekle riski bulunmakla birlikte, en ufak bir gevşeklik veya siyasi saiklerle yapılan, farklı farklı ajandalarla, hesaplarla yapılmış eylemlerin her biri bu projeleri yok etmeye yeter.”
Dikkatinizi çekmiştir, Selçuk Bayraktar burada
bir iktidar değişikliğinden önce mevcut AK Parti iktidarını da katarak konuşmuş
. Sonra da milyonlarca satır yazılımla üretilen ve binlerce bileşenden oluşan
AKINCI’nın tekerine konulan “takoz” örneğini vermiş.
Görüldüğü gibi ne “benim kayınbabam kaybederse biz bittik, bizi yaşatmazlar” demiş Selçuk Bayraktar ne de sözlerine “iktidar değişirse” diye başlamış.
Hatta “kayınbabasını” da katarak olası bir gevşemede neler yaşanabileceğine dikkat çekmiş.
Ali Babacan ve partisi DEVA ise başka şeyler söylüyorlar.
Hayal ürünü sözler üzerine yaptıkları yoruma tepkiler gelince
önce
ahkâm kestiler
. Parti Sözcüsü İdris Şahin’in açıklamalarına değinmek gerekiyor. Çünkü DEVA’nın içine düştüğü krizi bu seviyelere Şahin’in paylaşımı taşıdı.
BAYKAR’ın CEO’su
Haluk Bayraktar’ın Ali Babacan’a verdiği “Devlet kaynakları firmamıza akıtılmıyor
. Bilakis; kuruluşumuzdan bu yana devletten tek kuruş nakit teşvik ya da hibe almadık. Banka kredisi dahi kullanmadık” yanıtını, yanıtladı İdris Şahin.
Üstenci bir dil kullanarak genel başkanının tepki çeken o sözlerini doğrularcasına
şunları yazdı: “Siz herkesi kör, alemi sersem mi sanırsınız sayın @Haluk. Bir gece yarısı kararnamesi ile 5 Eylül 2019 tarihinde proje bazlı devlet yardımı yapılmasına dair kararı milletimizin takdirine sunuyoruz. Kararı okuduktan sonra umarım sayın Babacan’dan bir özür dilersiniz.”

DEVA’nın iletişim krizi tam olarak burada başladı. İdris Şahin’in “gece yarısı kararnamesi” dediği zaten geceleri yayınlanan Resmi Gazete’ydi. Paylaştığı kararda ise bir hibe değil de BAYKAR’ın öz kaynakları ile yapacağı İHA üretimi için alacağı vergi indirimleri sıralanmıştı.

Haluk Bayraktar’ı bir tweetle susturmaya çalışıp Ali Babacan’dan özür dilemesini isteyen İdris Şahin kamuoyundan yükselen tepkiyi görünce “öyle söylemedi de böyle söylemek istedi” videoları yayınlamaya başladı. Ancak her yeni açıklamada tepkiler daha da büyüdü.

Nasıl bir tesadüf ki; bu kriz, Ali Babacan,
TSK’ya kimyasal silah iftirası atan Şebnem Korur Fincancı’ya geçmiş olsun
demeye gittiği günlerde patlak verdi. Yine nasıl bir tesadüf ki; eski Pentagon yetkilisi
Michael Rubin’in “Türkiye’nin SİHA ihracatı ABD için tehdit” açıklaması
da bu krize denk düştü. Son bir tesadüf daha var. Babacan,
“BAYKAR’a dokunma” taahhüdünü HDP’ye
göz kırptıkları günlerde
verdi
.
Başa dönelim. Ali Babacan eğer Selçuk Bayraktar’a atfedilen, uydurulmuş,
hatta “gazetecilik kumpası” denilebilecek alıntı sözlere
itiraz etseydi böyle içinden çıkılamaz bir gündemin içine düşmezdi. Ancak yanıtlarına ve “övüyormuş gibi”
yapması
na bakılırsa “Babacan
böyle bir soruya hazırlıklı
mıydı”
sorusu da akla gelmiyor
değil.
#Ali Babacan
#SİHA
#Selçuk Bayraktar
#DEVA Partisi
1 yıl önce
Babacan’ın krizi: Bu sözler Selçuk Bayraktar adına nasıl uyduruldu?
Bir Başka Mesele: Çözülme baba otoritesinin sarsılmasıyla başladı
Ayasofya’da namaz kılma zevki
ABD’nin raporu tutarsızlık abidesi..
Maskeli balo bitti: Gazze, dünyanın Siyonistlerin esareti altında olduğunu ispat etti!
Erdoğan’ı erken finale zorlamak: 2015