|
Şirk koşmamak kolay mıdır?

Haram-helal, ya da yasak-serbest kılma sadece Allah''ın hakkı ve yetkisidir dedik. O halde bu yetkiyi kendisinde gören kişi ya da kurum ilahlığa soyunmuş demektir.

Yani, kişinin yasak ve serbest koyucu olarak gördüğü en üst otorite neyse onun Rabbi de odur.

Bunu şöyle de ifade edebiliriz: Doğrularını yanlışlarını, güzellerini çirkinlerini, iyilerini kötülerini kim belirliyorsa kişi onu Rab ya da ilah edinmiş demektir.

Bu noktada ''Rab'' ile ''İlah'' arasındaki farka da dikkat çekmek lazım.

Rab; yediren içiren, nimet veren, besleyip katkıda bulunan demektir. Terbiye kelimesi buradan gelir. Eğitmek büyütmek ve varlığına varlık katmak demek olduğu için ona terbiye denmiştir. Oysa terbiye Türkçe''de biraz farklı bir anlam ifade eder. Edebi, saygıyı, nezaketi anlatır. Gerçi bunlar da çocuğun kişiliğine bir katkıdır, ondaki bir artıştır. Faize de, haksız da olsa bir artış anlamı taşıdığı için yine bu kökten olarak riba denmiştir.

İlah ise ibadet edilen, hayret ve içtenlikle boyun eğilen demektir.

Buna göre Rab, nimetin yegâne sahibi, İlah ise ibadete ve boyun eğmeye yegâne layık olan anlamındadır. Yani Allah''ın Rab olması, O''nun kullarına karşı fiillerini, İlah olması da kullarının O''na karşı fiillerini anlatır.

Allah''ı hamd ile tespih etmek de böyledir. Bilindiği gibi, pek çok ayette ve pek çok hadiste ''Allah''ı hamd ile tespih edin'' denir. Tespih O''nun İlah olmasına, hamd ise Rab olmasına bakar. Tespih ederek Allah''ı O''na yaraşmayan bütün tasavvurlardan arındırır ve beri biliriz, hamd ederek de bütün nimetlerin sahibinin O olduğunu itiraf etmiş, yani yegâne ilah ve yegâne Rab olduğunu söylemiş oluruz.

Onun için bazı âlimler Allah''ı hakkıyla bir bilmenin, yani tevhidin ancak bu iki yönlü birleme ile tamam olabileceğini söylerler. Vasıta ne olursa olsun, bütün nimetlerin aslında Allah''tan olduğunu bilmeye, Rabbı bir bilme anlamında ''tevhid-i rububiyet'', boyun eğmeye, ibadete, saygı ve temennaya yegâne layık olanın Allah olduğunu bilmeye de, ilah''ı bir bilme anlamında ''tevhid-i uluhiyet'' derler. Mümin ancak böyle çift yönlü bir birleme ile gerçek muvahhid, yani Allah''ı hakkıyla bir bilen olmuş olur.

Bunun açılımı şudur: Allah''ın bir olduğunu söylediği halde kişi nimeti başkalarından görüyor, onlar olmasa yaşayamayacağını sanıyor, ya da başkalarına kayıtsız şartsız boyun eğiyorsa, sözle Lailahe İllellah (Allah''tan başka ilah yoktur) demesi onu şirkten kurtarmış olamaz. Bundan olacak ki, Kur''an-ı Kerim''de Allah insanları iki kez, ''arzularını ilah edinenleri görmüyor musunuz!'' diye uyarmıştır. Oysa biz hiçbir zaman, benim İlahım zevklerimdir, arzularımdır diyen birisine rastlamış değiliz. Demek ki, önemli olan bunu söylemek değil, bunu fiilen yaşamaktır. O halde doğrunun ve yanlışın, iyinin ve kötünün, ya da güzelin ve çirkinin ölçüsü olarak zevklerinden ve arzularından başka bir ölçü tanımayan insan, hevâsını/arzularını ilah ediniyor, onlara perestiş ediyor demektir. Hedonizm, yani doğru zevk verendir düşüncesi tam da bu anlamdadır.

Bazıları da aklı, bilimi, ya da parayı böyle bir otorite görebilirler, mesela aklım ne diyorsa benim için doğru odur, bilimin dediğinden başkasına inanmam, para her şeyin ölçüsüdür diyebilirler. Bu durumda onların İlahı da bunlar olmuş olur.

Herkesin en büyüğü, onun İlahıdır da diyebiliriz. Mesela ''En büyük Cimbom, başka büyük yok!'' diyen bir taraftar, bunu mutlak anlamda söylerse şirk koşmuş olur. Ama takımlar arasında benim için en büyüğü benim takımımdır anlamında söylerse yanlış olmayabilir.

Grubu, hizbi, meşrebi, mezhebi, lideri hep bu ölçülerle değerlendirmek lazım. İnsanın sevdiğini gözünde olduğundan fazla büyütmesi, gözünün önünü kapatır ve gerçek büyük olanı göremez ve bilemez olur. Bu, işin tefrit ve şirk boyutudur.

İfrat boyutu ise vahdet''i vücuda kadar gider; Allah''ı tecellileriyle müşahede ettiği aynayı fark edemez de onu Allah zanneder, ''her şey O''dur; heme oost'' der. Oysa en azından bu hükmü veren bir kendisinin bulunduğunun farkındadır ama yine de, ''her şey O''ndandır; heme ez-oost'' diyemez.

10 yıl önce
Şirk koşmamak kolay mıdır?
Macron hangi geleneği temsil eder?
Kara dinlilerle milletin savaşı
Şehit ve Beyaz Türk"ün kaynama noktası
Seçimi bırak sahaya odaklan
İsrail yalnızlaşırken Starbucks’ın açıklayamadığı gerçek