|
Yazık, Mardin"de 29 koç murdar edildi

Şu haberi okuyanlarınız vardır:

"Bakan Güler, gittiği her yerde kazaya belaya karşı ve görevinde başarı için kesilen kurbanlarla karşılandı. Mardin"den Midyat İlçesi"ne gitmek üzere yola çıkarken, Kabala Beldesi"nde 12, Şenköy Beldesi"nde 4, Ömerli İlçe girişinde 3, Midyat İlçe girişinde 2, belediye binası önünde 3, AK Parti Midyat İlçe binası girişinde 4 ve Estel Meydanı"nda 1 olmak üzere toplam 29 koç kurban olarak kesildi".

Mardin"de alimler, seydalar, meleler vardır, neden bunun hükmünü onlara sormadınız?

Allah"ın verdiği can O"ndan başkası adına alınamaz. Bilindiği gibi, Kuranı Kerim "Allah"tan başkası adına kesilen hayvanın etinin yenmesini açıkça haram kılar". Bir hayvanı boğazlarken Allah adına boğazlamak bir bakıma O"nun hayat üzerindeki otoritesini ve egemenliğini kabul etmek anlamına gelir. Bu sebeple Şafiiler; önemli olan Allah"tan başkası adına kesilmemesidir, yoksa Allah"ın adının zikredilmesi şart değildir. Çünkü bir mümin boğazlarken Allah"ın adını söylese de söylemese de Allah adına keser, başkası adına kesmez derler. Biz Ehlikitabın kestiğini de bunun için yeriz. Çünkü onlar da besmele çekmese de Allah"tan başkası adına kesmezler.

Meşhur Fetavay-ı Hindiye"de şöyle bir fetva var: "Görev değişimi sebebiyle bir insan için kurban kesilmesi küfürdür, kesilen hayvan meytedir / murdardır, eti yenmez. Hacıların ya da gazilerin dönmesi onuruna kurban kesilmesi küfürdür. Kâdıhan"da böyle söylenir".

Bunun aksini söyleyen bir fıkıhçı görmedim.

Yeni alınan arabalar ya da evler için kurban kesilip kanını bir yerlere sürmek de böyledir. "Böyle bir uygulama Yahudilerin ve cahiliyet dönemi bedevilerin adetlerindendi. (bkz. Ali Erbaş, İlahi Dinlerde Melek. Doktora tezi).

Bu kurbanların bir sevinç gösterisi olarak Allah"a şükür için kesildiği söylenemez. Çünkü böyle bir kurban başkalarının uygulamasıdır, ikinci olarak da, önemli olan dilin söylediği değil, bir şeyin niçin yapıldığıdır. Kimin adına kesildiğini ancak böyle anlayabilirsiniz.

Zorlama yorumlarla bunlara cevaz aranabilir, ama tevhit-şirk çizgisinde hassas olunması bu gün eskisinden daha çok muhtaç olunan bir durumdur. Bizden duyurulması.

***

Fransa"da Halkın % 74"ü İslam Hakkında Olumsuz Kanaat Sahibi imiş

Diyanet İşleri Başkanlığı"nın güzel hizmetlerinden biri de her hafta Türkiye ve dünya basınında çıkan dinle ilgili haberlerin özetlerini sunması. Son bültende şöyle bir haber vardı:

"Fransa"nın başkenti Paris"te faaliyet gösteren Ibsus şirketi tarafından Fransızların İslam ve Müslümanlar hakkındaki kanaatlerini tespit amacıyla yeni yapılan bir anket, Fransızların % 74"ünün İslam"ı, hoşgörüsüzlüğe teşvik eden ve Avrupa toplumunun değerleriyle uyuşmayan bir din olarak gördüğünü ortaya koydu. Sonuçları Le Monde gazetesinde yayınlanan ankete göre 10 Fransız"dan 8"i İslam"ı, kendi görüşünü başkalarına empoze eden bir din olarak algılıyor. Ankete katılanların % 10"u tüm Müslümanları köktendinci olarak görürken, % 44"ü ise Müslümanların çoğunluğunun köktendinci yönelimlere sahip olduğunu düşünüyor."

Bunda müslümanların kötü temsillerinin etkisinin olduğu tartışılmaz. Ama iyi temsil etselerdi sonuç farklı mı olurdu? Belki de olumsuz kanaat oranı çok daha yüksek çıkardı. Bu sebeple onların müslümanları beğenmelerini beklemek safdillik olur. Allah doğru söylüyorsa bu asla olmayacaktır.

Kaldı ki, İslam da Hıristiyanlık gibi bağlılarını davet ve tebliğle görevli kılar. Onlar bu göreve misyonerlik derler. Bir Hıristiyan, üstelik kendi ülkesinde, sadece simge düzeyinde de olsa İslam"ın propagandasını yapan bir müslümanı nasıl beğenebilir? Müslümanlar mesela Türkiye"de misyonerlik faaliyeti yapan Hıristiyanlardan hoşlanıyorlar mı?

Demek ki, bu eşyanın tabiatına zıttır. Eğer beğenilmiyorsanız bunun iki sebebi olabilir: İslam"ı çok kötü temsil ediyor ve onun ahlaki güzelliklerini kendi üzerinizde yaşamıyorsunuz, ya da çok iyi temsil ediyor ve başkalarını ona özendiriyorsunuz.

Mesele bu ikincisini başarabilmek, yoksa onların beğenilerini beklemek safdillik olur.

11 yıl önce
Yazık, Mardin"de 29 koç murdar edildi
Siyasette yumuşama: Mümkün mü?
Genç kimdir?
Başkan Erdoğan soykırım davasının müdahili olarak ABD’ye gidecek mi?
Özgürlüğün otoriterliği karşısında Filistin taraftarı öğrenciler
Gazze ışığında üniversitenin misyonu