|
Demir Lady"in cenaze törenine katılmak varmış kaderde…

Margaret Hilda Thatcher (1925-8 Nisan 2013) öldü.

Ölen bir kadın lider olunca ardından kurulan cümleler tarihin, siyasetin, magazinin klişe cümlelerinden oluşturulan bir paragrafa dönüşüyor.

Kendisi gibi alzeheimerin pençesine düşen Ronald Regan ile dans eden görüntüleri eşliğinde yer alıyor ekranda ölüm haberi.

Haberin dili İngiltere"nin ilk kadın Başbakanın ölüm haberi değil de sanki bir pop yıldızın ölüm haberi.

Medyamız İngiltere medyasından bile hızlı çıktı Lady"nin ölüm haberini sunuşta.(Şaşırmamalıyım aslında, sosyal medya patladığından beri haberi en erken veren olmak için ölmeden öldürme trendi var.)

Ne diyordum… Demir Lady"nin ölüm haberini önce Süleyman Demirel üzerinden "görmek" istedim.

Niye Demirel mi? Özal hayatta olsaydı elbette Özal"ın açıklamasına bakardım. "Açılım-özelleştirme" politikalarının mimarı Özal sosyal devlet düşmanı Demir Hanım"ın (Ah pardon Lady demeliydim…) ardından "burası göz göze geldiğimiz yer" temalı bir hatıra aktarımına girebilirdi. Özal aramızda olmadığına göre bakayım dedim bizim "Demir"imiz İngiltere"nin "Demir"ini nasıl hatırlıyor?

Demirel"in demecini buldum. Aradığımı buldum mu? Hem buldum hem bulamadım.

Demirel o bilindik üslubu ile yapmıştır olmuştur üslubu ile çağdaşının ardından "ağıt" yakmaya niyet etmiş. Etmiş etmesine ama mişli geçmiş zaman üslubu ile ağıt olmuyor tabi.

"Dünyanın karizması" idi diyor mesela. Dünyaca kazanılmış bir ün diye devam ediyor. Nasıl yani? Uzayın diğer devletlerine karşı biz dünyalıları mı temsil etmişti şöhret basamaklarını hızla tırmanarak?

Ama bakınız şu cümlesi ortak şuuraltı için özellikle analiz edilmesi gereken bir cümledir: " İngiliz imparatorluğunun senelerce süren egemenliğinde tek kadın Başbakanıdır."

Demir Lady" bir fani olarak sayılı nefesini tamamladı ama, açmış olduğu liberal sayfa genişleyip imha ederek büyüyor.

Sosyal Devletin bittiği, gelişmiş ülkelerin üçüncü dünya ülkelerini çöplük niyetine kullandıkları bir çağdayız. Çöplüğün içinden hayat çıkarma zorlaştıkça onlar dünyanın gelişmiş ülkelerine göç ediyor. Gelişmiş ülkeler "göçmen" nüfus ile insani paydayı paylaşmak istemediği için sosyal devleti restore ediyor.

Margaret yani inci tanesi. Yani bakkalın çalışkan kızı… Hayatı boyunca sadece çalışanların yaşamaya hakkı olduğunu düşünmüş Demir Lady, kendisini hep Başbakan olarak bildi.

Keşke bakkalın çalışkan kızı zenginlere bu kadar yakın olmasaydı. Keşke ABD"ye değil AB"ye yakın olsaydı. İki Almanya"nın birleşmesine karşı çıkıp kendisini Avrupa dışı bir konuma yerleştirmemiş olsaydı. Keşke SSCB"nin dağılması için bu kadar çaba sarf etmemiş olsaydı ve sosyalizm dünyanın ufkunda bir ihtimal olarak asılı kalsaydı.

Keşke diye yazıyorum. Ama bir taraftan da benim keşkelerimi yapmış olsaydı lider olamayacağını/kalamayacağını da biliyorum aslında. Zenginlerin lehine politikalar geliştirmemiş olsaydı bakkalın çalışkan kızının basamakları tırmanmasına kim izin verirdi!

Yaşadığı gibi uğurlandı… Zenginlerin sevgilisi idi. Muktedirler ona saygınlığın bahçesinden bir parça toprak bahşediyor Churchill(1874–1965) gibi uğurlamaya niyet ederek.

Tarihi muzafferler yazıyor. Dolayısıyla ne kadar sevildiği ile kalacak Demir Lady tarihe. Bakkalın kızı olarak hızla tırmanmış olduğu başarı merdiveninin sonunda vermiş olduğu gülüşü ile. Çok çalışkan biri olduğu için, halkını sadece çalışmaya teşvik etmek için, sosyal devletin tembelliği örgütleyen yapısını imha etti filan diyecekler arkasından.

Sonra İngiltere"nin ilk kadın Başbakanı olarak birkaç magazin cümlesi bahşedilecek: F.Mitterrand"ın (1916-1996) bakışları, Marilyn Monroe"nun( 1926-1962)"dudaklarına sahipti gibi bir cümle mesela.

Dikkat buyurunuz: Fransa"nın Sosyalist ilk Cumhurbaşkanı ile ABD"nin unutulamayan seksi yıldızı onun şahsında kes yapıştır bir bütünlemeye tabi tutuluyor.

Tarih, dünya, liderlik filan hikâye. Özne bir kadınsa kes-yapıştır bir indirgeyicilikten kendisini asla kurtaramayacaktır.

Oysa hikâyenin tamamı bundan ibaret değildi.

Başlığa gelince… Bu sene Türkiye, Londra Kitap Fuarı"nda "odak ülke" olarak bulunuyor.14-17 Nisan tarihleri arasında Kültür Bakanlığı"nın himayesinde Türkiye"den pek çok yazar Londra kitap fuarına konuşmacı olarak katılıyor.

Velhasıl kişisel tarihimize Demir Lady"nin cenaze töreninin olduğu gün ben dahi oradaydım cümlesini yazabileceğiz.

11 yıl önce
Demir Lady"in cenaze törenine katılmak varmış kaderde…
Bereket
Azınlığın zenginliği ile 1 Mayıs'ın yoksulluğu
Tadımlık hile
Öğrenci hareketleri: İsrail’e karşı ama düzene karşı mı?
Netanyahu’ya tutuklama tehdidi ve Amerika’nın uluslararası itibarı