|
Kalbi olanlar cumhuriyetinin tabii senatörü…

Londra için bavulumu topluyordum. Birden bilgisayarıma geri döndüm. Ne oldu dediler. Hiç dedim. Birine bakacaktım. Yolculuk telaşıma verdiler, birine mi diye sormadılar.

Birine bakacaktım evet, John Berger"e. Görme Biçimleri ile bir hayli vakit geçirmiş biri olarak John Berger"in yüzünü hiç tanımadığımı düşündüm. Benim gibi her şeye ve herkese üzerimde rüçhan hakkı var diye bakmıyorsanız… Londra"yı temsil eden daha doğrusu Londra"nın kalbini temsil eden kişi diye dönüp resmine bakmaya kalkmanın ne anlama geleceğini bilemezsiniz.

Görseller kısmına girdim baktım. 1926 doğumlu yazar, eleştirmen, ressam. Dağınık beyaz saçları. Kalbi olanlar cumhuriyetinin daimi senatörü bu satırların yazarı için.

Evet yanlış okumadınız, kalbi olanlar cumhuriyetinin daimi senatörü.

Sevenlerinin 150 yaşına kadar yaşasın ve durmadan yazsın dediği John Berger. Ben onu Londra"nın kalbi ve gözü olarak zihnime kazıdım, ne ki Fransız Alpleri"nde yaşayan bir "köylü" olduğunu biliyorum.

John Berger"a "filozof köylü" diyenler ne kadar haklı bilmiyorum, bildiğim köylülüğün ortadan kalkışını en iyi tasvir edenlerden birisi olduğu.

John Berger, kadın fotoğrafları yiyerek büyüyen medyanın kursağını, kadınların kendilerini görenleri görürken vardıkları bilinç halini ne güzel izah eder.

Berger"ın satırlarına bendenizi aşina kılan damar, gündelik hayat üzerinden ürettiği politika. Ürettiği politikanın kalbi, en ziyade şiir ve resimde atıyor.

Berger şairleri seviyor. Coğrafyalara sığmayan şairleri. Yakın bir arkadaşının ölümü üzerine Nazım"a yazmıştı mesela. Yazmıştı dediğim tarih, Nazım Hikmet"in ölümünden onlarca yıl sonra.

Şairler hep bizimle yaşayanlardır. Mısraları kalbimize emanet.

İnternet kuşağının şairlerle arası nasıl olacak?

Ya da internetin şiir siteleri, online şiir paylaşımı, kalbimizin sınırlarını ne kadar etkileyecek?

Dahası yeni bir dünya için şairlerin nefes alan/aldıran kelimeleri var olmaya devam edecek mi?

Dünyayı dünya yapan, şairlerin sınırları ve sırları eriten kelimeleriydi daha düne kadar.

John Berger"da mesela Nazım Hikmet ile Mahmut Derviş"i daima yan yana buldum.

Londra beni heyecanlandırıyor mu? Hem hayır, hem evet. Kitap Fuarı"nda Berger ile karşılaşmayı, okuyucuları ile sohbet edişine uzaktan bakmayı isterdim lakin.

11 лет назад
Kalbi olanlar cumhuriyetinin tabii senatörü…
Aşksızlara verme öğüt
Bu başarı hepimizin
Bin Kayrevan’dan bir Kayrevan’a
Herkeste bir ‘ben’ var, bir de ‘gerçeklik’…
Yatırım grevi