ABD Başkanı Barack Obama ülkesinin itibarlı askeri akademisi ''West Point''te yaptığı konuşmada üç aydır hazırlıkları süren ''Afganistan Planı''nı açıkladı önceki akşam. Aslında basit bir plan bu: ABD''nin Afganistan''daki askeri varlığı 30 bin kişi daha artırılarak 100 bine ulaştırılacak... NATO müttefikleri de askeri katkılarını eş zamanlı çoğaltacaklar... Hedef seçilen bölgelere saldırılar yoğunlaştırılacak... 18 ay sonra her şeyin sütliman olmasıyla birlikler çekilmeye başlayacak...
West Point''te askerliğin incelikleri hakkında en üst düzeyde eğitilen kurmay adayı subaylar, Obama''nın hiç de ''mucizevi'' olmayan planını işittiklerinde neler düşünmüşlerdir acaba?
''Değişim'' sloganıyla seçim kazanmış, henüz elle tutulur bir başarısı olmadığı halde bu yılın Nobel barış ödülüne lâyık görülmüş Barack Obama, hiçbir değişiklik içermeyen bir ''savaş'' planı ile herkesi şaşırttı. İnsanlık tarihinin hemen her dönemecinde sadece başarısızlık getirmiş bir anlayışla savaşın azdırılacağı Afganistan Amerika''nın bataklığı olabilir ancak...
Daha önce İngilizler ile Ruslar''ın bataklığı olduğu gibi... Afganistan''da iki kez yaşanan ''büyük oyun'' ilkinde İngiliz İmparatorluğu''nun dağılmasıyla bitmişti; ikincide de Sovyetler Birliği''nin sonu geldi. Bush''un ayak izlerini takip etmeye karar veren Obama''yı bekleyen muhtemel sonuç da iki kez tekerrür etmiş felâketten pek farklı olmayabilir.
Bari Irak''ta olan-bitenden ders alabilseydi. ABD''nin çok satan uluslararası haftalık haber dergilerinden Newsweek''in son sayısında kapaktan duyurulan “Herkesin kaybettiği Irak Savaşı''nın tek galibi var: Türkiye” gerçeği üzerinde bile düşünmemiş Barack Obama... Yazık.
Türkiye''nin sembolik sayılabilecek askeri varlığının Afganistan''da yapmaya çalıştığını iyi gözleyip çıkaracağı dersle o örneği ''başarı'' için yaygınlaştırsaydı ABD Başkanı, sonuçtan umutlanabilirdik; bunu yapmak yerine, Türkiye''den Afganlara karşı savaşacak ilâve asker istiyor Obama...
“Anan güzel mi?” diye sorarlar adama...
İmparatorlukları dize getirmiş bir ülkeyi savaşarak yenme rüyasının ham hayal olduğunu nasıl anlamaz Obama? İhtilâfların çözümünde ''güler yüzlü çözüm'' önerilen, silâhların susturulması öğütlenen günümüz dünyasında, şimdi o aklın verildiği ülkeye tam tersi bir yaklaşıma askeri katkıda bulunma talebi nasıl yöneltilebilir?
Sürekli ve birbiri ardına ''barış açılımları'' başlatmış bir ülke olarak, Türkiye, başkasının savaşına gönüllü yazılabilir mi hiç?
Olacak şey değil gerçekten...
Başbakan Tayyip Erdoğan pazartesi günü Washington''da Beyaz Saray''a uğrayacak ve ikili ilişkiler üzerinde fikir alış-verişinde bulunacağı gibi uluslararası ihtilâfların çözümü üzerinde de görüşlerini aktaracak. Obama''nın buluşmadan sadece üç gün önce West Point''te kurmay adayları önüne çıkarak yaptığı ''Afganistan Planı'' eksenli konuşmanın eleştirisi iyi bir başlangıç noktası olabilir.
Dışişleri Bakanı Prof. Ahmet Davutoğlu da şu sırada Bürksel''de NATO Dışişleri Bakanları toplantısına katılıyor; herhalde o da Afganistan''da neler yapılması gerektiğine dair görüşlerini mevkidaşlarıyla paylaşma fırsatı buluyordur. Türkiye''nin yurt ve dünya barışı için geliştirdiği formülü dinlemeye ihtiyacı var diğer ülke sorumlularının...
Günümüzde döverek, söverek, vurarak, öldürerek sonuç alınamıyor ihtilâflara... Afganistan dış güçler tarafından dize getirilebilen bir ülke değil... Afganlar kendilerine hizmet getirenle başlarına bomba indirmek üzere geleni ayırdedebilecek bilinçte insanlar... İsviçre''de minarenin yasaklandığı bir dönemde karşılarına gelen güçlerin niyetini sorgulamak da hakları elbet...
Türkiye Obama''nın yanlışına ortak olmamalı.
