|
Tayyip Erdoğan-Mehmet Barlas fotoğrafı..

Dün gazetelerin pek çoğuna bir fotoğraf yansıdı.

Fotoğraftaki görüntüye göre Sabah gazetesi başyazarı Mehmet Barlas, Başbakan Tayyip Erdoğan''ın yanağına elini uzatmıştı.

İşte bu fotoğrafı fırsat olarak değerlendiren Vatan gazetesi, "Başyazar ve Başbakan" başlığı altında alaycı bir habere imza attı.

Gazete, haberin içine ise şu cümleleri de serpiştirdi: "İktidara yağcılıkta ölçüyü kaçırıp Erdoğan''ı bile isyan ettiren Sabah''ın başyazarı Mehmet Barlas, Yabancı Sermeye Derneği''ndeki toplantıda Anadolu Ajansı objektifine böyle takıldı.."

Şimdi "i"lerin noktasını koyarak "iyiyi-kötüyü" ayırt edelim..

Mehmet Barlas için bazı yazarların yıllardır "Her iktidara yakın.." nitelemesinde bulunduğunu biliyorsunuz.

Üniversite 1. sınıftan itibaren yani yaklaşık 17-18 yıldır, Barlas''ın tüm yazılarını okuyan biri olarak edindiğim kanaat şudur:

Özal''dan önceki fikirlerini tam olarak bilemediğim Barlas''ın özelleştirme, yabancı sermaye, türban özgürlüğü, Güneydoğu sorunu, AB-ABD ilişkileri, askeri vesayet, hukukun üstünlüğü gibi konularda birbirine "zıt" tek bir yazısına rastlamadım.

Peki o zaman eleştirilen nedir?

Yani Barlas, Özal döneminde özelleştirmeyi, yabancı sermayeyi, türban özgürlüğünü savunuyordu da, örneğin Ecevit döneminde bu fikirlerinden vaz mı geçmiş oldu?

Bu gibi konularda Barlas''la taban tabana zıtlık içeren düşünceleri yazan bazılarının sırf bu görüşleri benimsemiyor olması, bir yazarın kişiliğine hançer saplamanın mazereti mi olmalıdır?

Üstelik "kişilik" söz konusu olduğunda, bunu "tahlil" edecek son organlardan biri de Vatan gazetesi değil mi?

Mehmet Barlas, geçenlerde bir televizyon programında çok net bir cümle kullanarak dedi ki: "Tayyip Erdoğan Başbakan olduktan sonra sadece iki kez, o da kalabalık bir ortamda iken görüştüm.."

Vatan''ın üst kadrosu ile Mehmet Barlas arasındaki "şahsiyet" farkını daha iyi anlayabilmek için şu örnek sanıyorum yetecektir.

Farkı şu: Tayyip Erdoğan için "Muhtar bile olamaz" şeklindeki manşetlerin atıldığı bir konjonktürde ve üstelik Tayyip Erdoğan hapiste iken Erdoğan''ı birkaç kez ziyaret etme "cesareti"ni gösterenlerden biri de Mehmet Barlas''tır..

Ama Sabah''ın sahibi Dinç Bilgin cezaevinde iken, bırakınız ona destek olmayı sırf Sabah''ı batırmak için Vatan gazetesini kuran ve böylece "vefasızlık" denilen o duyguyu tarumar edenler bu kadro değil miydi?

Ve "onlar" ki 28 Şubat döneminde ordu; Bülent Ecevit ve Mesut Yılmaz döneminde ise hem ordu hem de iktidar karşısında "birey" aleyhindeki yayınların yapımcısı, yönetmeni, senaristi, aktörü, hatta figüranı değil miydi?

O dönemde Mehmet Barlas neredeydi? Mesut Yılmaz tarafından icra edilen hacizlerle boğuşmuyor muydu? Bugünkü Vatan''ın yöneticileri tarafından kalemi elinden alınmadı mı?

"Her iktidara yakın" olmak bu muydu?

Bugünkü hükümetin doğru uygulamalarını savunmak ne zamandan beri "yazarlığın şanından" oldu?

Ya da bugünkü hükümetin aleyhinde yazdığı yazılar arşivden mi kaldırıldı?

Sabah gazetesi ile AK Parti düşmanlığı, mesleğinde 45 yılı deviren bir insanın haysiyet cellatlığını yapmanın ön şartı mıdır?

İşin şu tarafı niçin hiç düşünülmüyor?

Tamam Mehmet Barlas, Başbakan Erdoğan''ın yüzünü "okşadı".

Peki bu hareketi "iktidara tümüyle yakınlığın" alameti olarak görenler bir zamanlar ne yapıyordu? Tam tersini…

Bu kişiler, örneğin Mesut Yılmaz, Bülent Ecevit, Süleyman Demirel, Vural Savaş, Yekta Güngör Özden, Kemal Gürüz, İsmail Hakkı Karadayı, Hüseyin Kıvrıkoğlu gibi bir zamanların "kudret sahiplerinin" yüzünü okşamadılar elbette..

Ya ne yaptılar? Adı geçen isimlerin arkasına geçerek "sırtlarını sıvazladılar".

Tabii bu kişilerin "kudreti sönünce" bu kişilere olan tavır hemen değişti.

Sonradan anladım ki, "sırtların sıvanmasının" sebebi meğer saplayacakları yeri tespit etmek içinmiş!

17 yıl önce
Tayyip Erdoğan-Mehmet Barlas fotoğrafı..
Siyasette yumuşama: Mümkün mü?
Genç kimdir?
Başkan Erdoğan soykırım davasının müdahili olarak ABD’ye gidecek mi?
Özgürlüğün otoriterliği karşısında Filistin taraftarı öğrenciler
Gazze ışığında üniversitenin misyonu