İç içe geçmiş iki başarı hikâyesini paylaşmak istiyorum.
Naci Sönmez, 1952 yılında iş hayatına bir teknisyen olarak atılır. Çalıştığı iş yerindeki plastik kalıp makineleri Almanya"dan mühendisler gelip montaj ve bakımını yapar. Alman mühendislerin kaprisleri bir türlü bitmez.
İş ortadayken gezmek istemeleri, talepleri bir türlü bitmez. Naci Bey, kızıp bu makineleri yapabileceğine inanır ve "Allah"ım bu makineleri yapıp ihraç etmeyi bana nasip et" diye dua eder. Boru ve plastik çekme makinelerinin (ekstruder) üretimi için 1978"de kurduğu Microsan şirketi, 1993"ten beri Almanya"ya üretim tesisleri ihraç ediyor.
Mikrosan ne mi yapıyor?
Televizyonda bolca gördüğümüz boru reklamları dikkatinizi çekmiştir. Mikrosan o boruları üreten, makineler ve fabrikaları kuruyor. Ayrıca damla sulama, korniş, lambri, süpürgelikler, kapı ve pencere profillerinin makine hatlarını üretiyor.
Özel talepler üzerine de yoğunlaşan şirket, ahşap katkılı plastik profil makine üretimiyle Türkiye"de bir ilki gerçekleştirdi.
Bir Rus petrol firmasının talebi üzerine; daha önce çelik boru ile yapılan benzin ve akaryakıt taşıma borularını da ilk Mikrosan üretmeye başladı.
İkisi Gebze"de biri İzmit"te olmak üzere mevcut 3 fabrikasında 200 kişinin istihdam eden Mikrosan, kendi alanında dünyanın 5. büyük makine üreticisi olmayı başarmış durumda.
Şimdiye kadar 54 ülkede 2 bin civarında üretim hattı, fabrika kuran Mikrosan, şimdi de Türkiye için eksikliği hissedilen yeni bir yatırımı tamamlamak üzere.
Burgu ve silindir çelik imalatı üzerine dev bir tesisi Gebze Organize Sanayi Bölgesinde açmaya hazırlanıyor. Çeliğin bütün stresi toprakta dinlendirilip iletildikten sonra Türkiye"ye getiriliyor ve ardından burgu ve silindirlere dönüştürülüyor. Ardından sertleştirme prosesi ve uzun süreli nitrasyon işlemine tabi tutuluyor. Polisaj, doğrultma gibi pek çok başka işlemlerle üretim süreci tamamlanıyor.
İleri teknoloji ve savunma sanayiinde kullanılan bu ürünler, büyük bir ihtiyaca cevap vermesi bekleniyor. Yılda 4 bin ton vasıflı çelik işleyecek tesisin, döviz kaybını da önlemesi bekleniyor.
Mikrosan"ın pazarlama biriminin başında Azerbaycanlı genç bir yönetici Genel Müdür Yardımcısı Rauf Rustamov bulunuyor. Çocukluğu Türkmenistan, Rusya"da, Azerbaycan"da geçen üniversite eğitimini Türkiye"de tamamlıyor. Fransa"da yüksek lisansını tamamlayan Rustamov, Moskova"da da doktorasını devam ettiriyor.
Dedesi, Sovyetler Birliği döneminde bakanlık da yapan Rustamov, yedi dil biliyor ve hayatını Türkiye"de sürdürmek istiyor.
Malum Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan, önceki gün Azerbaycan"daydı. Kültür coğrafyamızda daha çok insanın karşılıklı olarak seyahat etmesi ve iş yapması gerekiyor. Bunun göstergelerinden biri de Rustamov"dur.
Dünyanın en pahalı domateslerinin Azerbaycan"da yetiştiğini kaçımız bilir. Geçen yıl Bakü"ye gittiğimde domates yanı sıra birkaç sebzenin de Türkiye"den özel olarak sipariş edildiğini duymuştum. Ama domateslerin kaynağını şimdi öğrenmiş oldum.
Rustamov, buradaki yöneticiliğinin yanı sıra Azerbaycan"da ilginç işlere imza atmış görünüyor. Bunlardan biri de Royal Zira şirketiyle bahsettiğim bu domatesleri üretiyor.
Dünyanın pek çok ünlü kişi Azerbaycan domatesini tercih ediyor. Putin"den Suudi Kralına, Hollanda Kraliçesinden Fransa Başbakanına kadar giden domateslerin kilosunun 40 Euro"ya satıldığını
hatırlatmak isterim.
Bu domatesler, sınırlı bir bölgede üretilebiliyor. Bölgenin havası ve toprağı bu domatesleri bu kadar özel kılıyor. Rustamov, serada üretilen bu domateslerin dünyada daha da popüler olacağını inanıyor.
Rustamov, ailesiyle birlikte havacılık şirketlerine hizmet veren üretim kimyasalları üzerine bir şirket ile Azerbaycan"da
tedarikte bulunuyor.
Bu topraklarda kimbilir daha ne kabiliyetler ne bereketler vardır?
