|
Ehlen ve sehlen Devlet-i Osmaniyye

Lübnanlı tarihçi Ziyn, 1958 yılında hazırladığı doktora tezinde şöyle diyordu:

“Halihazırda Türklerin, Arapların ''geri kalmışlığının'' ve dört yüzyıl boyunca kültürel gecikmelerinin ana sorumlusu olduğu yolundaki popüler görüşü destekleyecek hiçbir tarihi kanıt yoktur. Bilakis, Arap yurtları öyle görünüyor ki Türk hakimiyetinden kârlı çıkmıştır… Bütün hakkaniyetle şu da söylenmelidir ki Türkler Arapları, İttihat ve Terakki Cemiyeti''nin 1908''de iktidara gelişine kadar asimile etmeye ya da Türkleştirmeye çalışmamışlardır.” (Kaynak: Zeine N. Zeine, Türk-Arap İlişkileri ve Arap Milliyetçiliğinin Doğuşu / Gelenek Yayıncılık 2003)

Arap şovenizminin tavan yaptığı bir dönemde kaleme alındığı için o zamanlar pek iltifat görmeyen bu hakikat, artık Arap ülkelerinin başkentlerinde düzenlenen uluslararası tarih kongrelerine damgasını vurarak şovenist literatürün canına okuyor, elhamdülillah.

***

2005 Yılında Suriye''nin başkenti Şam''da “Osmanlı Belgelerinde Bilad-i Şam” konulu bir tarih kongresi düzenlenmişti.

Merkezi İstanbul''da bulunan İslam Tarih, Sanat ve Kültür Araştırmaları Merkezi (IRCICA) ile Suriye hükümetinin ev sahipliğinde gerçekleşen bu kongrede emperyalistlerin yazdığı yalan-yanlış Osmanlı tarihi bir güzel masaya yatırılarak tashih edilmişti.

Baasçılar tarafından yerden yere vurula gelen Sultan 2. Abdülhamit''in “kıymeti bilinmemiş mazlum bir padişah” olarak anıldığı (hem de Basçı Suriye yönetiminin kültür bakanı tarafından bu şekilde anıldığı) ve Suriye okullarında okutulan ders kitaplarındaki Osmanlı bahsinin elden geçirilmesi –yani Osmanlı aleyhtarı ifadelerin değiştirilmesi- gibi kararların alındığı kongreden çok etkilenen Mısırlı tarihçiler, o zamandan beri, benzeri bir kongrenin Kahire''de de toplanmasını talep ediyorlardı.

IRCICA bu talebe kayıtsız kalmadı ve iki hafta önce Mısır''ın başkenti Kahire''de 12 ülkeden 70''i aşkın uzmanın katılımıyla “Osmanlı Döneminde Mısır” konulu bir tarih kongresi düzenlendi.

Genel olarak ''tarihin farklı bir gözle yeniden okunması'' –yani tarih yazımındaki emperyalist fitnelerin aşılması- amacına hizmet eden kongrenin Mısırlı katılımcılarından Prof. Safsafi Ahmed, “bin yıldan fazla süren ortak bir tarih”in altını kalın çizgilerle çizerek Türklerle Mısır''ın iç içeliğine dikkat çekti ve “haksız yere Türkiye karşıtı olarak tanıtılan” Cemal Abdünnasır''ın şu sözünü hatırlattı:

“Hangi Türk''ün kanını tahlil etseniz Arap, hangi Arap''ın kanını tahlil etseniz Türk kanına rastlarsınız.”

Romanyalı katılımcı Prof. Mihail Maxim ise Mısır''ın Osmanlı dönemindeki geniş özerkliğine dikkat çekerek Osmanlı-Mısır münasebetinin Commonwealth''e (İngiliz Uluslar Topluluğu''na) benzetilebileceğini ifade etti ve “Bu yapı günümüzde yeniden değerlendirilebilir; Osmanlı ülkeleri arasında yeni bir birlik oluşturulabilir” dedi.

Hamiş: Dört yıl önce Doğu Konferansı Heyeti olarak ziyaret ettiğimiz Mısır El-Ahram Stratejik Araştırma Merkezi''nin yöneticileri de “günümüz şartlarına uygun yeni bir birlik formülünün geliştirilmesini” arzu ettiklerini söylemişlerdi…

***

IRCICA Genel Müdürü Halit Eren, gelecek sene Fas''ta da bir Osmanlı kongresi (“Osmanlı Döneminde Mağrib”) düzenlemeye hazırlandıklarını söylüyor.

Cenâb-ı Hak, gayretlerini bereketlendirsin.

16 yıl önce
Ehlen ve sehlen Devlet-i Osmaniyye
Putin ‘Çılgınlıklar Çağı’nı başlattı
İyi Ki Varsınız
Bir Başka Mesele: Neden cinsiyet değiştiriyorlar?
Birliğe çağrı
Adamın adı Filistin