|
Üstad ve infak

Güncel siyaset rüzgârlarına kapılıp gitmeyen Büyük Doğu neferleri Mayıs ayı boyunca düzenledikleri etkinliklerde merhum üstadımız Necip Fazıl''ı andılar. Ben o rüzgârlara kapılıp gittim, Üstad''ın aziz hatırasını ihmal etim. Şimdi, geç de olsa bir şeyler söyleyeyim diyorum, ama söylenmiş sözlere ekleyecek bir şey bulamıyorum. Onun için, arkadaşım Selami Çalışkan''a bırakıyorum sözü:

“Yıl 1977. Üstad Necip Fazıl''ın evinde sohbetteyiz. Takım elbiseli, kravatlı bir adam geliyor. ''Bunu filanca bey gönderdi'' deyip Üstad''a bir çanta takdim ediyor ve hemen gidiyor. Üstad oğluna sesleniyor: ''Şu çantayı aç bakalım, içinde ne varmış'' diyor. Çanta açılıyor; ağzına kadar banknot dolu, hepsi binlik. ''Tamam'' diyor Üstad, ''Münasip bir yere kaldır''. Aradan beş-on dakika geçiyor. Yoksul olduğu hemen anlaşılan bir adam giriyor içeri. Maruzatı olduğu da hemen anlaşılıyor. ''Buyur, ne istiyorsun?'' diye soruyor Üstad. ''Efendim, ben Elazığ''dan geliyorum'' diyor adam; ''Evim yandı, paraya ihtiyacım var.'' Üstad yine oğluna sesleniyor: ''Deminki çantayı getir'' diyor. İçinden bir tanecik banknot bile almadan, para dolu çantayı mağdur misafirine uzatıyor. Adam çantayı alıyor, teşekkür ediyor ve gidi-yor. Kaldığı yerden devam ediyor sohbet...”

Üstad''a rahmet, rahmet, rahmet diliyorum.

17 yıl önce
Üstad ve infak
Enflasyonun önceliği
Kamu yönetiminde pandemi ile öğrenip sonrasında unuttuğumuz kritik bilgiler
Uluslararası hukûkun üzerine düşen gölge
Emperyalizmin küresel hegemonyasının anahtarı: Türkiye’de laik devrim, İran'da “İslâmcı” devrim 
27 Mayıs: Demokrasi sürecinde kara bir leke