|
Dijital Gözetim Toplumu ve İnternet Özgürlüğü

Uluslar arası Telekomünikasyon Birliği''nin (ITU)Dubai''de gerçeleştirdiği toplantıda ele alınan konular dünyada tarışılmaya devam ediyor. Özetleyecek olursak internet çok başıboş kaldığı için dünyanın buna bir çekidüzen vermesini savunanlarla, ''bırak dağınık kalsın'' diyenler arasında bir çekişme söz konusu… Son kullanıcıyı ilgilendiren kısmında ise küresel sansür anlamına gelebilecek uygulamalardan söz ediliyor.

Birleşmiş Milletler''e bağlı ITU''nun alacağı kararın küresel olarak etkili olabileceğine ihtimal verenlerden değilim. İnternete sansür konusuna gelince, bu sansürü gerçekleştirmek için ITU''den izin almaya veya alınan kararları ITU prensiplerine dayandırmaya hiç gerek yok.

Tüm bu çalışmalar havanda su dövmenin ötesine geçmiyor. Peki Google başta olmak üzere internet devlerini havanda su dövmeye sevk eden ve bu çalışmalara karşı kampanya düzenlemeye iten sebep ne?

Google internetin açık ve özgür şekilde işlemesini istiyor. Şirket karlılığı ile doğrudan ilgili bir durum olduğu için bu konuda sesini yükseltmekten çekinmiyor. İnternet''in kontrolünün uluslarüstü bir kuruma geçmesi demek Google ve benzeri kurumlar üzerinde ciddi bir kontrol ihtimali anlamına geliyor. Bu nedenle Google, konuyu internet özgürlüğü temelinde ele alarak muhalefet ediyor.

İnternet özgürlüğü söz konusu olduğunda Sınır Tanımayan Gazeteciler''den ABD Dışişleri''ne varıncaya kadar birçok kurum sesini yükseltiyor ve raporlar yayınlıyor.

Peki madem tüm bu taraflar internet özgürlüğü konusunda hemfikir neden bir araya gelemiyorlar?

Karşı çıkılan şey ve yerine ikame edilmesi amaçlananlar arasındaki farklılık internet özgürlükçülerinin aynı çatıda buluşmasını engelliyor. Örneğin ticari çıkarlar söz konusu olduğunda Google pek yakındığı Çin sansürünü pekala sineye çekebiliyor. Müttefik bir ülkenin internet sansürü konusunda ABD''li internet filtreleme şirketlerini kullanması ABD Dışişleri''nin öncelikleri arasına girmiyor.

İnternet özgürlüğü konusunda tek bir tanım olmadığı gibi yekvücut bir kamuoyu da bulunmuyor. İşte bu zeminde dijital gözetim toplumuna doğru hızlı adımlar atılıyor. Örneğin CIA''in teknolojik yatırımlarını yöneten In-Q-Tel şirketi ve Google tüm dünyadaki interneti gözleyebilecek teknoloji geliştiren Recorded Future isimli şirkete yatırım yapabiliyor. İnternetin özgürlüğünü isteyen şirketle özgürlüğün baş belası olduğunu düşünen bir gizli servisin aynı sofrada buluşması gerçekten ironik.

İnternet özgürlüğünü sadece internete erişim özgürlüğü olarak algılamak eksik bir algı oluşturuyor. İnternetin gerçek anlamda özgürlük sağlaması dijital gözetim toplumuna giden yolları engellemekten geçiyor. Bir yandan gözetimin tüm araçlarını yüksek rakamlarla ülkelere satan kurumlara tanınan sınırsız özgürlükler ve diğer taraftan tüm insanların bilgiye erişimini ve birbirleriyle iletişimini savunan bir doktrin. İkisinin bir arada olması samimiyetle bağdaşmıyor.

Bireylerin haklarını ezip geçen dijital gözetim düzeni şirketler ve devletler tarafından desteklenerek semiriyor. Ancak internet özgürlüğü ticari çıkarlara dokununca gözetim toplumunun şeytani yüzü akıllara geliyor. Google ve benzeri internet devlerinin istedikleri, internetin kontrol edilmemesi değil, bu kontrolün kendileri tarafından ve ticari çıkarlarına hizmet edecek şekilde yapılması. Özünde internet özgürlüğü ile ilgili olmayan ve milyarlarca internet kullanıcısının (Google müşterisinin) figüran olarak kullanıldığı bir kayıkçı kavgasından söz ediyoruz. Hangi taraf kazanırsa kazansın internet kullanıcılarının kaybedeceği bir kavga…

11 yıl önce
Dijital Gözetim Toplumu ve İnternet Özgürlüğü
Alafranga-Alaturka
İsmailağa buluşması
Nezahet, Zarafet ve Nezaket...
İmalat PMI, kredi kartı harcamaları ve Fed
Kim bu çılgın tüketiciler