Elbette ki en zoru, sahada verilen silahlı mücadeledir. Elbette ki en zoru, “can”ını hiçe sayıp ölümle burun buruna kalmaktır. Elbette ki en zoru, teröristlerle burun buruna kalınması, onları bertaraf ederken aynı zamanda sivillere zarar vermemektir.
Ancak, silahlı kuvvetlerin sahaya inmesinden hemen öncesi ve indikten hemen sonrasını planlayıp yönetmek de bir o kadar önemlidir, bir o kadar risklidir, zordur!
Terör örgütlerine karşı sadece sahada zafer kazanmak yetmemektedir. Masada da… Siyasette de… Medyada da… Kamuoyunda da… Uluslararası alanda da… Yapılan müdahalenin haklılığının pekiştirilmesi gerekmektedir. Ve Türkiye şu anda onu da başarıyla yapmaktadır.
Peşinen söyleyelim, birkaç batılı medya organını dışında ve terör örgütünün hamisi olan birkaç siyasetçi dışında uluslararası arenada Türkiye’nin haklılığını görmeyen yoktur. Birkaç sanatçı bozuntusu ve birkaç marjinalin dışında ve elbette HDP’nin dışında iç kamuoyunda Türkiye’nin Afrin’de ne yaptığını bilmeyen de yoktur.
Zeytin Dalı Harekatı, başarılı bir anlatımla, neredeyse milletin yüzde yüzünün desteğini almıştır. İktidarı, MHP ve CHP’nin de verdiği destek Türkiye’nin dışarıya verdiği fotoğrafta son derece kıymetlidir.
Rakka’dan çıkartılan DEAŞ unsurlarının bu bölgenin kırsalına yerleştiği tespit edildiği için…
Hatta bazılarının Türkiye’ye sızmaya çalıştığı tespiti yapıldığı için…
Amerika tarafından binlerce silah ve mühimmat ile donatılan terör örgütünün Türkiye’nin bekasını tehdit ettiği için …
Ve nihayetinde neredeyse esir alınmış olan Afrin halkının terör örgütünden kurtarması için Zeytin Dalı Harekatı başlatıldı ve devam ediyor.
Birinci aşamada 20-30 km derinlikte bir güvenli bölge oluşturulacak. Hamdolsun dün akşamüzeri çok önemli bir gelişme şayandı. Burseya Dağı artık Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) kontrolünde. Burseya’yı merkez kabul edersek belki 15/20 km yarı çaplı bir çok alanın kontrolü bu dağdan sağlanabilir. Böyle stratejik bir yeri aldı TSK hem de harekatın 3’ncü günü henüz bitmeden.
Operasyon 4 aşamadan oluşacak ve nihayetinde Afrin’in merkezi de dahil olmak üzere o bölgeden PYD/YPG-PKK ve DEAŞ terör unsurları temizlenecek.
DEAŞ’a ayrı bir parantez açmakta fayda var. Zira Türkiye Fırat Kalkanı Harekatı’nda DEAŞ’ı Cerablus’tan Elbab’a uzanan hattan süpürdü. Ancak, Amerika’nın izni ve PYD/YPG-PKK terör örgütünün himayesinde Rakka’dan çıkartılan DEAŞ unsurlarının bir kısmı Afrin kırsalına yerleşti. Hatta bazılarının Afrin üzerinden Amanos’a oradan deniz yoluyla Avrupa’ya ulaştığı bilgisi de var. Bir kısmının Türkiye’ye sızmaya çalışırken yakalandığını da biliyoruz.
İşte o DEAŞ unsurları da şu anda TSK’nın hedefinde.
Tam bu aşamada, Suriyeli rejimiyle nasıl bir temas var sorusu gündeme geliyor.
Anlaşılan o ki Soçi’de 29-30 Ocak tarihlerinde gerçekleşecek olan Suriye Ulusal Kongresi öncesinde Türkiye, Rusya ve İran’ın ortaklaşa aldığı inisiyatif Afrin konusunda da hem fikir.
Çünkü, Rusya, İran ve Türkiye’nin birleştiği en önemli düşünce Suriye’nin toprak bütünlüğü. Toprak bütünlüğünün korunması için tarafların bazen içine sindiremese de alması gereken inisiyatifler var!
***
Zeytin Dalı Harekatı’nı Türkiye’nin savaş kapasitesinin nasıl olduğunu da göstermesi bakımımdan değerlendirmek gerekiyor.
Zeytin Dalı harekatı Afrin’in merkezine doğru ilerledikçe çetinleşebilir. Ama bu harekat çok titiz ve uzun bir planlamanın ürünü. Göreceksiniz o aşama da başarıyla geçilecek.
Allah yar!