|
Zeytin Dalı’nda tereddüde mahal yok

Elbette ki en zoru, sahada verilen silahlı mücadeledir. Elbette ki en zoru, “can”ını hiçe sayıp ölümle burun buruna kalmaktır. Elbette ki en zoru, teröristlerle burun buruna kalınması, onları bertaraf ederken aynı zamanda sivillere zarar vermemektir.

Ancak, silahlı kuvvetlerin sahaya inmesinden hemen öncesi ve indikten hemen sonrasını planlayıp yönetmek de bir o kadar önemlidir, bir o kadar risklidir, zordur!


Kamu diplomasisi Zeytin Dalı Harekatı’nda muazzam iş çıkartmıştır
. Harekatın başlamasının üzerinden 24 saat geçmeden bütün medya patronları ve yöneticileri Başbakan Binali Yıldırım tarafından davet edilmiş, operasyona ilişkin paylaşılması gereken bilgiler paylaşılmış, tüm sorulara cevap verilmiştir.
TÜRKİYE, TÜM MUHATAPLARINA
DOĞRU BİLGİLENDİRME YAPIYOR

Terör örgütlerine karşı sadece sahada zafer kazanmak yetmemektedir. Masada da… Siyasette de… Medyada da… Kamuoyunda da… Uluslararası alanda da… Yapılan müdahalenin haklılığının pekiştirilmesi gerekmektedir. Ve Türkiye şu anda onu da başarıyla yapmaktadır.

Peşinen söyleyelim, birkaç batılı medya organını dışında ve terör örgütünün hamisi olan birkaç siyasetçi dışında uluslararası arenada Türkiye’nin haklılığını görmeyen yoktur. Birkaç sanatçı bozuntusu ve birkaç marjinalin dışında ve elbette HDP’nin dışında iç kamuoyunda Türkiye’nin Afrin’de ne yaptığını bilmeyen de yoktur.

Zeytin Dalı Harekatı, başarılı bir anlatımla, neredeyse milletin yüzde yüzünün desteğini almıştır. İktidarı, MHP ve CHP’nin de verdiği destek Türkiye’nin dışarıya verdiği fotoğrafta son derece kıymetlidir.

HALA NEDEN AFRİN’E GİRDİK
DİYE Mİ SORUYORSUNUZ?
Zeytin Dalı Harekatı, Afrin bölgesinden PYD/YPG-PKK unsurları tarafından zaman içerisinde Türkiye’nin
700’den fazla saldırı
ya maruz kaldığı için…

Rakka’dan çıkartılan DEAŞ unsurlarının bu bölgenin kırsalına yerleştiği tespit edildiği için…

Hatta bazılarının Türkiye’ye sızmaya çalıştığı tespiti yapıldığı için…

Amerika tarafından binlerce silah ve mühimmat ile donatılan terör örgütünün Türkiye’nin bekasını tehdit ettiği için …

Ve nihayetinde neredeyse esir alınmış olan Afrin halkının terör örgütünden kurtarması için Zeytin Dalı Harekatı başlatıldı ve devam ediyor.

Birinci aşamada 20-30 km derinlikte bir güvenli bölge oluşturulacak. Hamdolsun dün akşamüzeri çok önemli bir gelişme şayandı. Burseya Dağı artık Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) kontrolünde. Burseya’yı merkez kabul edersek belki 15/20 km yarı çaplı bir çok alanın kontrolü bu dağdan sağlanabilir. Böyle stratejik bir yeri aldı TSK hem de harekatın 3’ncü günü henüz bitmeden.

Operasyon 4 aşamadan oluşacak ve nihayetinde Afrin’in merkezi de dahil olmak üzere o bölgeden PYD/YPG-PKK ve DEAŞ terör unsurları temizlenecek.

DEAŞ’a ayrı bir parantez açmakta fayda var. Zira Türkiye Fırat Kalkanı Harekatı’nda DEAŞ’ı Cerablus’tan Elbab’a uzanan hattan süpürdü. Ancak, Amerika’nın izni ve PYD/YPG-PKK terör örgütünün himayesinde Rakka’dan çıkartılan DEAŞ unsurlarının bir kısmı Afrin kırsalına yerleşti. Hatta bazılarının Afrin üzerinden Amanos’a oradan deniz yoluyla Avrupa’ya ulaştığı bilgisi de var. Bir kısmının Türkiye’ye sızmaya çalışırken yakalandığını da biliyoruz.

İşte o DEAŞ unsurları da şu anda TSK’nın hedefinde.

REJİM İLE ALT DÜZEYDE DOĞRUDAN TEMAS
Zeytin Dalı Harekatı öncesinde Türkiye olağanüstü bir diplomasi yürüttü. Neticesini de aldı. Başbakan
Binalı Yıldırım, “Bu aşamaya kolay gelinmedi. Çetin görüşmeler yapıldı”
cümlesini kurdu. Ve “Çetin görüşmeler” hala devam ediyor.
Türkiye, Rusya ile uyumlu. İran ile de…
“İran’ın karşı çıkması yok ama endişeleri var”
cümlesi de Sayın Başbakan’a ait.

Tam bu aşamada, Suriyeli rejimiyle nasıl bir temas var sorusu gündeme geliyor.

Türkiye ile Suriye rejimi arasında üst düzey bir temas söz konusu değil. Zeytin Dalı Harekatı’nda da Türkiye Rusya üzerinden rejim ile temasta. Hatta bir adım daha atılmış görünüyor. Zira,
“Rejimle görüşülmedi. Rusya üzerinden görüşüldü. Hava sahasınının kullanılması konusunda rejimin sevk ve idaresi Rusya üzerinden yürütülüyor”
cümlesini kuran Başbakan Yıldırım, bizleri bilgilendiridiği toplantıda bir soru üzerine aynın şunları söyledi,
“7 yıl boyunca yaşadıklarımızı dikkate alırsak, dediğin gibi olması (doğrudan bir temas) çok gerçekçi değil
. Alt düzeylerde bu mesele konuşuluyor.
Hem Rusya hem Suriye içerisinde doğrudan temaslar sürüyor. Geldiğimiz noktada rejim bu işin bir parçası, yok sayamayız.”

Anlaşılan o ki Soçi’de 29-30 Ocak tarihlerinde gerçekleşecek olan Suriye Ulusal Kongresi öncesinde Türkiye, Rusya ve İran’ın ortaklaşa aldığı inisiyatif Afrin konusunda da hem fikir.

Çünkü Zeytin Dalı Harekatı’nın en önemli safhası hava unsurlarının kullanılmasıydı ve harekattan hemen öncesine kadar rejimin bu konuda bir direnci söz konusuydu.
Rejim hava sahasının açılması konusunda ikna edildi.
Bu Suriye iç savaşının bitmesi ve Suriye’nin tekrar istikrara kavuşması için atılan adımlar içerisinde son derece kritik öneme sahip. Soçi zirvesinden sonra rejim ile Türkiye arasındaki ilişki biçimini takip etmekte yarar var.

Çünkü, Rusya, İran ve Türkiye’nin birleştiği en önemli düşünce Suriye’nin toprak bütünlüğü. Toprak bütünlüğünün korunması için tarafların bazen içine sindiremese de alması gereken inisiyatifler var!

***

Zeytin Dalı Harekatı’nı Türkiye’nin savaş kapasitesinin nasıl olduğunu da göstermesi bakımımdan değerlendirmek gerekiyor.

Yüzde 70 yerli ve milli silah ve mühimmatın kullanıldığı Zeytin Dalı Harekatı’
nda 15 Temmuz darbe ve iç işgal girişiminden
sonra FETÖ’cülerin kısmen temizlenmesinden sonra “bitti, tükendi” denilen Hava Kuvvetleri’nin nasıl bir vurucu güç olduğunu gördük.
Yerleşimlere çok yakın olmasına rağmen vurulan hedefler imha edilirken, sivil kayıplar olmadı. Kara güçlerinin Afrin’e yürüyüşlerinde uygulanan taktik manevralar, yıllarca harp akademisinde okutulacak türden.

Zeytin Dalı harekatı Afrin’in merkezine doğru ilerledikçe çetinleşebilir. Ama bu harekat çok titiz ve uzun bir planlamanın ürünü. Göreceksiniz o aşama da başarıyla geçilecek.

Allah yar!

#Türkiye
#Afrin
#TSK
6 yıl önce
Zeytin Dalı’nda tereddüde mahal yok
FETÖ’nün Türksat’ta bıraktığı deliller
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?