Netice ne olursa olsun öncelikle sahada oynanan futbola bakmak lazım. Beşiktaş, öncelikle büyük takım olma vasfını yavaş yavaş kaybetmeye başlıyor.
Daum'un izleri bu takımda henüz görülemedi. Herr Daum'a bazı sorular sormak lazım.
Nihat'la oyuna başlarken bu oyuncuyu sağ bekte hapsetmek niye? Gerçi 30. dakikada bu hatasını anladı ve Ümit'le Nihat'ı yer değiştirdi ama koskoca bir yarım saati heba etmiş oldu.
Kontraatak futbolcusu diye bildiğimiz Sertan'ın ilk onbirde yeralmasını doğrusu yadırgadık. Tüm hava topları Bekir ve Saffet Akbaş tarafından armut gibi toplanırken kanatların bol bol havadan orta yapması da anlaşılır gibi değil.
Kartal'da oyuna güzellik getiren futbolun estetiğini öne çıkaran tek bir futbolcu yok. Daum, "Baya" dedi, ama Baya, Veit gibi aldığı bütün topları rakibe teslim etti.
Kahır azabı çeken seyirciler durmadan, dinlenmeden takımı canlandırmak istediler ama onlar da bir dakikadan sonra bu işten vazgeçtiler.
İstanbulspor taş gibi bir takım. O'na bu güzel futbolu oynatan Aykut Kocaman'a ve perde arkasında bu takımın mimarı olan Adnan Sezgin'e doğrusu bravo...
Beşiktaş'ta Bushi gibi bir futbolcu dahi yok. Attığı golden de, direkten dönen topundan da adamın nasıl bir futbolcu olduğu anlaşılıyor. Kartal bu maçı kazansaydı dahi bu satırlar değişmeyecekti. Bu gidişle eski Beşiktaş'ı bile arıyor olacağız.
#Beşiktaş
#İstanbulspor
#Daum
#ALBAN BUSHAJ
23 yıl önce
Kartal kayboluyor
Hz. Âdem kaç yıl önce yaşadı?
Kara dinlilerle milletin savaşı
Turizm uğruna
Mermer atıklarının muhteşem geri dönüşümü
Tasarruf sandığı
