|
Ahlâkın kesin emri

Papa niçin Kant''ı da pek sever görünmüyor? Herhalde, Kant''ın; Allah''ın varlığını “Nazarî Akıl, Saf Akıl” ile değil, “Pratik Akıl” ile tanıması, bu ayırımı yapması; Papa''nın –haklı olarak– pek hoşuna gitmiyor. Oysa Allah''ın varlığı bir apaçıklık, bizatihî bir Evidence, bedahat (Evidenz)dir. Kant, çağının etkisi ile bunu açıkça söylemese bile, hiç değilse “sağduyu”, ahlâkî duygu, sezgi ile Allah''ın varlığını kabul ediyor. Kant, “Ahlâk''ın kategorik emri”nden söz ederken Kur''an-ı Kerim''in “festakıym kemâ ümirte [emrolunduğu gibi (kayıtsız şartsız) dosdoğru ol!] âyetini okumuş, zevkine ve bilincine varmış görünüyor. (Hûd, 11/112)

Şu halde Papa, belki de “Prusyalı ve protestan” olduğu için Kant''ı da sevemiyor, fakat biz müslümanlar bu gibi şeklî hususlara takılmayız ve saf akıl-pratik akıl takıyyesine rağmen Kant''ı sever, Allah''dan rahmet dileriz. (Bir ses ulaştırmadım Kant''a Lâmekânî''den / Königsberg Kaliningrad oldu / Davudpaşa da berbâd oldu! - Fakıyr''in bir nâçizâne şiirinden). Merhum İslâm Felsefesi Profesörü A.Cevad Felâtûrî, Kant''ın İslâm Düşüncesi ile ilişkisi üzerine bir Almanca kitapçık yayımlamıştı. Almanya''da doktora yapmakta olan genç müslüman araştırıcılara bu konuyu teklif ediyorum.

İslâm Düşüncesi''nin çıkmaz sokaklarında değil ana caddesinde, Sırat-ı Mustakıym''inde, “Saf Akıl” için Allah''ın muteâl ve mutlak varlığı aklî bir apaçıklıktır. Yoksa “Allah''ın varlığı bir postulat''dır, kanıtlanamaz, biz ibadet etmekle birşey yitirmeyiz, –hâşâ– “ya varsa halimiz ne olur?” korkusu ile veya kumar oynama güdüsü ile –hâşâ– Allah''ın varlığı ihtimaline yatırım yaparak Müslüman, Hristiyan, Musevî görünmek, âhiretde de “köşeyi dönmek” için kâfî ve vafîdir, ibadet edemeyenler, –hâşâ– “Allah var ise görürler günlerini!” zihniyeti ile ibadet etmenin değeri yoktur. Bu sebeple, Emîr-ul-Mü''minîn Ali buyurmuştur ki: Şekk içinde (şüphe içinde) ibadet etmekten ise, yakıyn (kesin ve huzurlu îman) ile uyumak daha hayırlıdır.

Şu halde Papa''nın biz müslümanlara “Sen her gece rüyama giren gözbebeğimsin!” diye hitap etmesi ve musafaha etmesi beklenirken niye eleştiriyor?

Papa''ya bu kadar eleştiri yönelttikten sonra, artık “yiğidi öldür, hakkını da ver!” soğukkanlılığına gelip “özeleştiri” yapmalıyız:

Yüce Sevgili''nin gözbebeği olan Huseyn, şiddete maruz kalarak şehid edilmiş, daha sonra da bu yolda nice başlar kesilmiş ve hiç soran olmamış ise, biz Kur''an-ı Mecid''in değerini, Ehl-i Beyt emanetinin değerini bilememiş İsek, Papa''nın mesnedsiz ve haksız sözlerinde bizim de sorumluluğumuz hiç mi yok?

Fakat, bizim de müşterek sorumlu oluşumuz; Papa''nın doğruyu, Hakk''ı bulamaması sorumluluğunu ortadan maalesef kaldırmıyor. Kaldırabilmesi için, Papa''nın, meselâ Latin Amerika''nın bir köyünde, doğru dürüst okuma yazma bilmeyen bir yaşlı kadıncağız olması gerekirdi. O zaman “kaasır” olurdu, “mukassir” olmazdı ve dolayısı ile İslâm hakkındaki su-i zannından Allah huzurunda sorumlu olmazdı. Oysa şimdi, bunca yıl “teoloji” alanında göz nûru dökmüş ve “mum dumanı yutup mürekkep yalamış” bir Ruhanî lider''in, İkinci Vatikan Konsili mirasını böylesine heba etmesine üzülmeyelim, yüzümüzü “asmayalım” da, İslâm''a aynı sevgisizliği “besleyelim” mi? ABD''de ve AB''de bir arpalık bulmuş ve ellerinden kaçmaması için dînini fedaya çoktan razı olmuş ulemâ, lütfen artık seslerini kessinler ve bize akıl öğretmesinler! Bu bir hatâdır ve Papa''dan te''vil değil, “tövbe yarabbi hatâ râhına gittiklerime / Bilip ettiklerime, bilmeyip ettiklerime!” bilincine ulaşmasını bekliyoruz. Böyle olursa, “Papa da kurtuldu!” nidası ile halay çeken ve coşan yine biz gerçek dostlar olacağız. Kışkırtıcılık yapıp arada da –iki tarafa da kin besledikleri için– bir sağ bir sol vuranlar, fırsattan istifade: bir Katoliklere, bir Müslümanlara “behey gerici!” sayhası ile şaplak yapıştırmaya çalışanlar da sus pus olup gerisin geriye fitne ve fesad deliklerine mey''ûsen çekileceklerdir. Vay değirmende saç ağartanlar! / Cengiz''in ölçeğiyle ölçenler! / Deccal''in tartısıyla tartanlar! / Geçti artık geçenler / Merdiven / Salınmadan Kalyondan / Yorulmalı mı kalpazan sözünden? / Dirilmeli mi som sevgi kaynağından? / Cân? (Fakıyr).

18 yıl önce
Ahlâkın kesin emri
BİT’lere kadrolu işçi alımında acilen tedbir alınması gerekiyor
Kuklaları oynatan Derin Kuklacılar?
‘Susadım çeşmeye varmaz olaydım’
Türkiye’yi devşirme kurtarıcılardan kurtarma mücadelesi…
Ankara’da vekâletler çekişmesi