|
İnsânem ârzûst!

İnsanı arıyorum, insanı özlüyorum! Mevlana; Diogenes”in gündüz gözü elinde lamba ile insan aramasına işaret ediyor. Ardından da insan arayan “şeyh”e: - “Bulunmuyor, biz de aradık” diyor. Şeyh''in cevabı şöyle: -Ben de işte o bulunmayanı arıyor, özlüyorum!

“Şeyh”in elindeki lâmba, maddi anlamda aydınlığın, “şems”in simgelediği aydınlık olmadığını gösteriyor. Manevi anlamda, yanlış bir kıstas ile “aydınlanma” dediğimiz şey de Şems''in grubunun başlangıcı olabilir. Manevi anlamda bir zulmet döneminde, bir insân-ı kâmil, gönlünün simgesi olan fener ile, manen zifiri karanlıkta olan bir “polis=civitas=medine”nin karanlık sokaklarında, özlediği “insan”ı arayabilir. Pir Sultan da aramıştı. “Bir dost bulamadım, gün akşam oldu.” Esin Çelebi Hanım''ın çok tekrarladığı Mesnevi beyti: Her kesi der zann-i hod şod yâr-i men/ Ez derûn-i men ne-cost esrâr-i men [Her kes kendisinin benim “yârim” olduğunu sandı. İçimdeki sırları araştırmadı, (bunların ne olduğunu bulmayı aklına getirmedi bile) ]

Bir “medine”nin sokakları merkezi Nûr ile aydın ise, “fenerle insan arama” simgesine gerek kalmaz. Onüçüncü milâdi yüzyılı Konyası''nda gerek vardı. Şems-i Tebrizi şehid ediliyor ve bu cinayet “faili meçhul” kalıyordu. Mevlânâ da sonunda “fitne vo âşûb-o hun-rîzî me-cû! / Ba''d ez in ez Şems-i Tebrîzî me-gü!” diyerek “Kalsın benim davam Divân''a kalsın!” demiş oluyordu. [Fitne, kargaşa, kan dökülmesi arama / artık Şems-i Tebrîzî''den (açıkça) söz etme! (Rümuzlu konuş)]

Ey Azizan! Pîr; insan-ı Kâmili sokakta “eskiler alayım!” diye haykırarak dolaşan -şimdi kaldı mı bilmiyorum- eskiciler gibi “enayiler arıyorum!” diye bağırarak dolaşmaz. Aklı olan da bu gibilerin torbasına hoplamaz. [İstitrâden arz eylemede Fâide mülâhaza ederim ki “enâyi”, eski Azerbaycan yöresi dilindeki “enâyîn”den gelir, yol-yordam bilmez, hödük demektir.] “Pîr”in semzi; Merkezi Nur''dan aydınlanan gönlüdür. “İnsan” olmaya ilk adımını atanları arayan “İnsân-ı Kâmil”i aramakta isek, yine Mevlânâ''yı dinleyelim: -Gönül! O kişinin yanında otur, ondan irşâd dileki, gönülden haberi olsun!/ (Giydirilmiş kütük hükmünde olan münafıkların sohbetine kapılma da) Taze güllerle bezenmiş ağacın gölgesine doğru git!

Bu taze güllerle bezenmiş hayat ağacının, Hazret-i İsa''nın da işaret ettiği Tûba olduğunu esasen insanlığa adım atmış olanlar anlarlar. Ne var ki “karanlık kent”in sokaklarında; gönlümüzün ışığı henüz cılız ise, ilâhi işaret levhalarını gönül gözü ile göremeyip parıltılı reklâm levhalarına ve çığırtkan megafonlarına kapılabiliriz. Der/in bâzâr-i attârân me-rô her sûçu bi-kaarân / Be-dükkân-i kesî be-nşîn ki der dükkân şeker dâred! (Bu aktarlar çarşısında başıboş, aylâkça dolaşma!/ Şekeri olan kimsenin dükkânında otur!)

Elinde ölçütün yoksa kandırılırsın, birisi sana kalp para verir, sende altın olduğunu sanırsın. (Yahut senin paranı alır), istediğini getireceğini söyler, sen buna aldanma, iki kapılı (çifte standardlı) ev önünde bekleme, (Kendisi arka kapıdan sıvışmıştır) Her kaynayan kazana kâseyle koşup bekleme! Her kaynayan kazanda aynı şey kaynamaz. / Sen özlemini, arayışını (duanı) güçlendir, aşkdan mest olanların feryadının bu yolda dağa-taşa etkisi olur!/ Benliğinde düğüm (Kompleks) varsa, bu yüzden (hamhalat kalıp) iğne deliğinden geçemiyorsan, bunun sebebi bu düğümdür, bu düğümü (dua feryadı, Allah''dan istimdâd ile) gider! / Uyanmış (insanlığa adım atmış) gönlün bir kandil gibidir, onu bunalım ve şer getiren yellerden bâd-u hevâdan sakın!

Yine istitraden arz edeyim ki: bedâvâ kelimesi “bad-i hevâ”dan gelmektedir ey Azizan! Yine Pir''e kulak verelim: -Bu (bâtıl,boş)yellerden (gönlünün kandilini söndürmeksizin) kurtulursan kaynağa, pınara ulaşırsın. (Karanlık Kent''in karanlık yollarından çıkıp hayat kaynağını bulursun) Orada aradığın “hemdem”e (gönlü aşkla dirilmiş olana) kavuşursun. Senin de gönlün hayat kaynağından dirilirse, gönül âleminde sürekli yücelen ve sür ekli meyve veren yeşil ağaç gibi olursun!

-Bugün “Hrant Dink Davası”nın yargılama safhası başlıyor. Bizi zulmetden kurtar ki zulmetin zâlimleri artık hiçbir mazlûma kıyamasın ey Alemlerin Rabbi!

17 yıl önce
İnsânem ârzûst!
"Fethullah Gülen"in dini söyleminin eleştirisi"
Zamanın kameri idam edildi
Bir Başka Mesele: Sistemi psikiyatr ve psikologlar bozdu
Niçin Diyanet
Bi şey yapmalı!