|
Vedûd Allah

Allah''ı kendisi için vahiy yoluyla zikrettiği ve bize öğrettiği güzel isimleri ile analım. Allah Rahman ve Rahîmdir. Rahîm olan Vedûd''dur. Gafûr olan Vedûd''dur. (Hûd, 11/90; Burûc, 85/14) Allah''ın Rahmet (Caritas) tecellîsi daha geniş kapsamlıdır. O Erhamurrâhimîn''dir, acıma, şefkat duyma, koruma O''ndandır. Allah''ın sıfatları, güzel adları biribirinden soyutlanamaz. Bu sebeple yukarıda zikredilen âyetlerde Râhim ve Vedûd adları arasına ve Gafûr ve Vedûd adları arasına “ve” dahî girmemiştir. Hristiyanlar Rahim ve Vedûd adlarının ikisini de Rahmet (Caritas) ile karşılamışlardır. Kasım ayı sonlarında Türkiye''yi ziyaret edecek olan Papa''nın ilk “Ta''mîm”i de -daha önce değindiğim- “Devs caritas est”ta''mîmi olmuştur. Bu başlık da millî dillere “Tanrı Sevgidir” şeklinde çevrilmiştir.

Eyvallah! Meveddet de Rahmet de Allah''dandır. Onlara selâm olsun, Musa''nın Kayınpederi Şuayb, “Allah''a dönün, o Rahim olan Vedûd''dur!” demişti. (Hûd, 11/90). Burûc Suresi''nde de bizzat İlâhî Kelâm; Allah''ı “günahları örten ve bağışlayan, çok seven ve sevilen=Vedûd” olarak nitelemektedir.

İsa Mesih de Alemler''in Rabbi''ni millî bir inhisara -hâşâ- bağlamak, Allah''ı bir millî tanrı halinde tanıtmak, Nuh kavrimin Vedd''ine dönerek (Nuh, 71/23) Vedûd''u unutturmak isteyenlere karşı, âlemlere bir âyet olarak gelen ulu bir sevgi elçisidir. Yazık ki O''nun Tebliğinin başına da sapı samandan ayırmaksızın Kitab''a karıştırılmış kin metinlerini eklediler. Böylece Vedûd''u bâtıl ilâh Vedd''den ayırmak, gönlüne ve aklına birlikte rehbet edinemeyen hristiyanlar için de zorlaştır. Dağ Vaazi''nde İsa Mesih''in belirttiği gibi, O''nun adını kullanan ve O''nun yolunda olmayanlar ortaya çıktı. Bugün Arz''a hâkim görünen eşkıya, Vedûd''a ve O''nun elçilerine değil, kendilerinin yonttuğu Vedd''e tapanlar, dolayısı ile din değil kin ehli olanlardır. Durumları Tufan''dan önce Nuh kavminin içinde bulunduğu durum gibidir. (Nûh, 71/23). Filistin''de, Irak''da, Afganistan''da “Kîn kültü”nün gereğini yerine getirerek nice ocaklar söndürmektedirler. Bunların velâyeti altına girmek, bunlarla “musafaha ve muânakayı” şeref saymak, Vedûd''a değil Vedd''e ibadeti mübah saymak ve güzel görmek anlamındadır. AB de tutumunu açıkça belirlemelidir: Vedûd mu, yoksa Vedd mi? Bu seçim de papatya falı ile belirlenmez, Alman Anayasası''nın önsözündeki “Tanrı önünde sorumluluk” bilincimize ilişkindir. Kıvırtmalarla, dudaklarını büzün gözlerini süzerek, eliyle “alaylı kızım alaylı/ maşrapası kalaylı!” hareketleri yaparken “ich würde sagen,” (diyebilirim ki) başlangıcıyla bir “weder schisch, noch Kebab!” cümlesi kurmak, veya “bu sorular bize sorulamaz, biz sekulör bir düzene sahibiz” demek, insanı “Tanrı önünde sorumluluk”tan kurtarmaz.

AB, “Vedd mi/Vedûd mu? Kinin, Sevgi kuzu postuna girmesi mi/Gerçek Sevgi mi?” seçimini açıkça yapmıyor da biz kendimiz bu seçimi yapıyor muyuz? AB''ne girmemizin ön ve zorunlu şartı olarak bu soruyu sorabiliyor muyuz? Heyhât! Sadece çoğumuz “başörtülü mü/başörtüsüz mü?” diye soruyoruz. Karşı taraf da yine bizi oyalamak için “alaylı kızım alaylı...” el hareketlerine başlıyor. Esasen “başörtülü” de dese, “başörtüsüz” de dese, Nasreddin Hoca''nın çömlekçi ve çiftçi iki oğlu gibi, sorun çözülmüş olmayacak, içimizden bazıları “özgürlük bereketi” isterken, diğerleri kuraklığın sürmesini isteyecek. Çünkü “Vedûd” isminden kaynaklanan Sevgi nehrinin feyzi olan değerler yerine “Vedd” firmasının sahte değerlerine aldanma gafletinden uyanmış değiliz.

“Vedd” sahtekârlığından iğrenenler de, “Vedûd” adına ortaya çıkanlar olmayınca, dîni tamamen sahtekârlık sayıp “Vedd” firmasının bağlı olduğu “Şeytan” Holdingi''nin “Ateizm” firmasına rağbet ediyor. Bunu da tam bir şapşallıkla “Darwinisme”e bağlıyor. Nitekim Richard Dawkins adlı bir biyalog, kısa bir süre önce, Amerikan Cambridge Üniversitesi''nin Kilisesi''nde, Ahd-i Atıyk''in tahrif edilmiş ve Vedûd''un yerine Vedd''i koymuş metinleri etkisinde dinden imandan çıkarak “atezim”i vaaz etmiş. (Der Spiegel, 2006/43). “Havari Petrus''un nâibi” olan ve “Devs Caritas est” ta''mîmini yayımlayan Papa Hazretleri''ne de “Vedûd''un vahyi”ni, Dağ Vaazi''ni, Vedd ve Dawkins''in vaazlerinden kesinlikle ayırmaya yarayacak yeni bir ayırmaya yarayacak yeni bir Ta''mim ile, Hristiyan Dünyası''nı uyarmak düşüyor. Katolik kilisesi; “Vedd Dini”ne karşı kendisini korumak için “Opus Dei”yi desteklemişti. Şimdi Vedd ehlinin namluları “Opus Dei”ye çevrilince, bu tehlikeyi bertaraf etmek için “Deus Caritas est” metninin önüne ve sonuna İslam''a dil uzatma cümlelerinin “yorum” niteliğinde yerleştirilmesine göz yummak ve Regensburg Hitabesi''nden meded ummak yararsızdır ve Havari Petrus Naibi''ne yakışmaz. Biz “Vedd Ehli”nden değil, “Vedûd Ehli”ndeniz, “Vedd Ehli” bizi sevmez, biz onlara da sevgi (şefkat) ile davransak bile! (Al-i imrân, 3/118-120)

Ülkemizdeki bazı şaşkınların ve Vedd Ehli''nin, Papa''nın ziyareti sırasındaki şimdiden tasarlanan taşkınlıklarına karşı, imkânı olan; evliya-i umûru uyarsın; benim bu imkânım yok.

17 yıl önce
Vedûd Allah
Daha çok endişelenin ulan!...
“Görüntülere kazak ören aldatılmış büyükanneler” Türkiye’si...
Meselemiz “hesapsızlık”
Amerikan sponsorluğunda İsrail-Suudi normalleşmesi
Faz-2: Washington’un bölme operasyonuna Ankara yanıtı