|
Küresel ekonomide yeni senaryoya adım adım

Son iki hafta içerisinde iki görüşme beni oldukça etkiledi. OYAK Genel Müdürü Coşkun Ulusoy ile Akkök Grubu İcra Kurulu Başkanı Mehmet Ali Berkman''dan küresel krizin yolunun nasıl olabileceğini dinledim. Türkiye ekonomisinde ağırlıkları oldukça yüksek olan bu iki grubun profesyonel yöneticisi aynı görüşleri paylaşıyordu. Küresel krizde yeni bir evre yaşanabilir ve bu durum büyük sıkıntıları da beraberinde getirebilir.

Son günlerde Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz''ın ise “tüneldeki ışık üzerimize gelen arabanın ışığı mı yoksa gerçek ışık mı” benzetmesi de kamuoyunda tartışıldı. Siyasi taraftan doğal olarak gerçek ışık umudu sesleri yükseldi.

Piyasaya çıkıp baktığımızda geçen yıl “ne krizi, kriz miriz yok” söylemlerine aldanmayan bir iş dünyasını karşımızda görüyoruz. Artık herkes hesabını karamsar senaryoya göre yapıyor. Kriz olmaması halinde ise ne âlâ diyecekler.

Küresel krizin birinci dalgasını kısa vadeli çözümler yerine uzun vadeli çözüm önerileri ile aşmaya çalışan Türkiye bugün çok farklı bir noktaya taşınıyor. Hani Başbakan Recep Tayip Erdoğan''ın deyimi ile “teğet geçme” hadisesi ikinci kriz aşamasında daha elde tutulabilir tespit olarak görülüyor.

Bize bizden çok daha iyi bakan bir dış dünya ile karşı karşıyayız. Artık geçen yılki felaket raporları yerine çok daha olumlu senaryolar karşımıza çıkıyor:

-Türkiye krizden erken çıkar,

-Türkiye krizin ardından en hızlı büyüyen ülkelerin ilk sıralarında olur,

-Türkiye krizden güçlenerek çıkar, gibi tespitlere rastlıyoruz.

Hatırlanacağı üzere 2008 yılı başında finansal piyasalarda başlayan çöküş, reel sektöre yıl ortasında dahi uğramadı ki krizin büyüklüğünü öngöremedik. Ne zaman ki reel sektör krizden etkilenmeye başladı, krizin farkına vardık. Ama o farkındalık içerisinde dahi enerji gibi kilit alanlara zam yapan bir Türkiye karşımıza çıkıvermişti.

Bugün küresel krize ilişkin yeni senaryoya bakınca Türkiye''nin bugün dezavantajlarının avantaja dönüşebileceğini görüyoruz. Konuyu kendi şirketleri üzerinden açıklayan Akkök Grubu''ndan Mehmet Ali Berkman “milyar dolarlık yatırımlarda kullanacağımız krediler belki de çok büyük fırsatlar oluşturabilir” diyordu. Coşkun Ulusoy ise ellerindeki 3 milyarlık likiditeyi bir an önce madenler gibi varlık yatırımları ve şirket satın almalarda kullanmak istediklerini söylüyordu.

Bu iki görüşün temel kaynağı ikinci kriz dalgasının talep yetersizliğinden kaynaklanan bugünkü deflasyonist baskının yerine bol paradan kaynaklanan “parasal enflasyonun” almasıydı. Küresel krizin bir değişimle yeni bir yapısal ortam oluşturabileceği hesaplanıyor. Bu hesabın temel dayanağı ABD''nin karşılığı olmayan dolarları her gün piyasaya sürmesiydi.

Bugün ABD Merkez Bankası bilânçosu geçen üç kata yakın artış gösterdi. Bu kadar büyüklükteki dolar bolluğunun bir süre sonra patlamasından korkuluyor. Hatta Çin ve Rusya''nın başını çektiği birçok ülke rezerv para konusunda ABD''ye karşı ciddi bir oluşum içerisine girdiler bile.

Küresel ekonomik krizin bir ara dönemden sonra farklı bir yapıya bürünerek parasal enflasyona yol alması elbette Türkiye gibi borçlu ülkelerin görece olarak yararına olacaktır. Kasasındaki dolarlardan dolayı serveti eriyen bir ülke yerine borçları eriyen bir ülke olmak çok daha iyi olacaktır.

Yeni ekonomik kriz senaryolarını dinledikçe insanın borçlanası geliyor. Tıpkı Cenabı Allah''ın (cc) Bakara Suresi 216. ayette belirttiği “sizin hayır bildikleriniz şer; şer bildikleriniz hayır olabilir” gibi.

Yarının ne olacağını elbette bilmiyoruz. Ama bugün 2009 yılının senaryosunu yıl ortasında dahi hem de Dünya Bankası yeniden değiştiriyorsa, 2010 yılına ait iyimser senaryolara nasıl güveneceğiz. Yani kimse yarın ne olacağını dün olduğu gibi bilmiyor. Ama biz en iyisi eşeği sağlam kazığa bağlamak gibi temkinli duruşumuzu bırakmayalım.

Ve yeni krizlere fırsat gözü ile yelkenleri açalım.

15 سال واپس
Küresel ekonomide yeni senaryoya adım adım
Ramazan medeniyeti-1: Orucun benzersizliği
İyi Ki Varsınız
Bir Başka Mesele: Neden cinsiyet değiştiriyorlar?
Birliğe çağrı
Adamın adı Filistin