|
Tetikçi Ömer Güney "kurban" olabilir mi?

Paris''te üç PKK''lı kadının infazının tetikçisi olduğu iddiasıyla tutuklanan Ömer Güney''in öldürülen Sakine Cansız''ın koruması olması, cinayet gecesi sabaha kadar kapıda beklemesi, Almanya''da bir misyoner teşkilatında çalışması, Türkiye''ye defalarca gelip gitmesi, renkli kişiliği sorguya muhtaç bağlantıları bana bir başka suikasti hatırlattı.

Geçtiğimiz yıl, yine Fransa''da 32 saatlik kuşatma sonrası öldürülen Muhammed Merah''la Ömer Güney arasında ilginç benzerlikler var.

23 yaşında, Toulouse''un banliyölerinde büyümüş bir otomobil tamircisi olan Cezayir asıllı Merah, 11 Mart''ta bir askeri, dört gün sonra iki askeri öldürdü. Yine dört gün sonra bir Yahudi okuluna saldırıp üç çocukla bir öğretmeni vurdu. Uzun bir takip sonrası Toulouse''daki evi kuşatıldı. Pazarlıklar sonuç vermedi ve pencereden atlayarak öldü.

Ama bilinmezliklerle dolu Merah dosyası, bu ölümden sonra şaşırtıcı bir hal aldı. Camdan atladığı için ölmediği, keskin nişancı tarafından öldürüldüğü ortaya çıktı. Öldürülmeden önceki son konuşmasında ''beni kullandınız'' diye bağırıyordu.

Fransız polisi Merah''ın Afganistan ve Pakistan''a gidip kamplarda eğitim gördüğünü, ABD askerleri tarafından gözaltına alınıp Fransa''ya gönderildiğini, El Kaideci olduğunu iddia etti. Daha sonra bu iddiaların da asılsız olduğu ortaya çıktı.

Gerçekten de Merah''ın bu ülkelere gittiği ancak Türkiye dahil başka bir çok ülkeye seyahatler yaptığı ortaya çıktı. El Kaide kampında bulunmadığı da.

Asıl şok bundan sonra geldi. Merah''ın Fransız iç istihbarat servisine çalıştığı ortaya çıktı. Fransız istihbaratının eski patronu Yves Bonnet, onun iç istihbarat teşkilat DCRI''ye para karşılığı muhbirlik yaptığını açıkladı. İddia resmi olarak yalanlandı ama daha sonra ortaya çıkan yeni gelişmeler bu iddiayı oldukça güçlendirdi.

İtalyan basını Merah''ın, Fransız istihbaratının referansıyla İsrail''e gittiğini yazardı. Merah; Türkiye, Lübnan, Suriye, Mısır''a da, büyük ihtimalle Fransız istihbaratının referansıyla seyahatler yapmıştı.

Babası Fransız hükümetine dava açacağını açıkladı.

Merah bilmecesi Nicolas Sarkozy üzerinde düğümleniyordu. İçişleri bakanlığı döneminden Cumhurbaşkanlığı görevi sona erene kadar benzer hemen bütün operasyonların merkezinde yer alan Sarkozy''nin karanlık döneminin bir uzantısıydı Merah trajedisi.

O aslında bir kurbandı. Fransız istihbaratı tarafından kullanılmış, bir çok ülkeye gönderilmiş, sonra da ortadan kaldırılmıştı.

Avrupa''da, istihbarat teşkilatlarının içerideki ''yabancı unsurlara'' karşı ya da dışarıda içinde ''İslam'' olan operasyonlarda benzeri isimler sıkça kullanılır.

Ömer Güney''le ilgili her gün yenisi ortaya çıkan gelişmeleri takip ederken Merah örneği geldi aklıma. Birbirine çok benziyor.

Merah zavallı bir kurbandı. Cinayet, suç profili olarak kullanıldı ve yok edildi. Merah''ın ortadan kaldırılmasıyla hangi suçların üstünün örtüldüğünü hiçbir zaman bilemeyeceğiz.

Ömer Güney de benzer bir rol üslenmiş olabilir mi? O da bir ''kurban'' olabilir mi?

Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Söylemez''in öldürülmesi hangi suçları, gizli ilişkileri toprağa gömdüyse, Ömer Güney''in suçlanması, daha doğrusu bütün suçun Ömer Güney üzerinde yoğunlaşması bir başka kamuflaj olabilir.

Bu suikastte ''devlet eli'' mutlak. Ama öldürülenler ya da suçlananlar üzerinden nelerin gözlendiğini bilemiyoruz. Sarkozy dönemi ilişkilerine, özellikle danışmanı Patrick Deveciyan üzerinden PKK ve istihbarat bağlantılarına dikkat çekiyorum.

Bu yüzden Muhammed Merah suikastine bir kez daha bakmayı öneriyorum. O da bir ''kurban'' olabilir…

11 yıl önce
Tetikçi Ömer Güney "kurban" olabilir mi?
Ukbe b. Nâfi’nin cehdi
İğne ve çuvaldız…
İhracatta Türkiye
Hizmet sektöründeki enflasyon işleri zorlaştırıyor!
Tarihin sonu ve ABD üniversiteleri