AK Parti Türkiye’nin geleceği için potansiyeli en yüksek partidir. Kuruluşundan bugüne kadar iktidarda kalmayı başarmış ve başarısız denildiği seçimde bile kuruluş döneminin oyunu almış bir parti. Millet CHP’ye oy verdiği halde yine AK Parti'yle konuşmayı tercih etmiş bir yönüyle. Mesajını AK Parti’ye vermiştir. Kuruluşunun 22. yılında millet bir partiye hala mesaj veriyorsa bu siyasi pozisyon oldukça kıymetlidir.

Seçim sonuçlarından çıkan hüküm cümleleri nelerdir?

1- Seçim sonuçlarında yüzde 70 ekonomi belirleyici oldu. Yüzde 30 diğer sebepler. Diğer sebepler siyaset, hükümet icraatları, sistem probleminden bir bakanlığın en ücra yerdeki memur davranışı ya da siyasilerin toplumun gözüne batan tutumları vesaire. Yüzlerce başlık sayılabilir. Siyasi atmosferi okumadan, yönetim (teşkilat-hükümet) kusurlarına odaklanma olursa partiye haksızlık yapmış oluruz.

2- AK Parti kuruluş döneminde milletin önüne büyük hedefler koydu. Cumhuriyetin demokratikleştirilmesinden altyapı yatırımlarına kadar yüzde 90 oranında bu misyonunu tamamladı. Bugünkü durgunluk doğrudan yeni bir misyon arayışı ile ilgilidir.

3- Sürekli kazanma hali, yüzde 50’ye varan oy potansiyeli ve “ne de olsa kazanıyoruz” özgüveni parti örgütünde siyaset üretimini, siyasi yeteneklerin körelmesine sebep oldu. Bu süreçte rakip siyaseti öğrenmeye başladı.

4- AK Parti kuruluş dönemlerinde dinamik bir şekilde siyaset üretti, toplumsal talepleri rafine bir şekilde ele alarak bu talepleri Meclis ve bürokrasi eliyle çözüme kavuşturdu. Son dönemlerde siyaset teknokratlaştı. Erdoğan’ın en büyük sihri olan ‘taban demokrasisi’ konusunda örselenmeler oldu.

5- Vahşi kapitalist sistemlerde sermaye dar bir grubun elinde toplanır. AK Parti hükümetleri 20 yıl süresince sermayeyi gadre uğramış insanların semtine, tabana yaygınlaştırdı ve bu kesimden hak ettiği desteği aldı. Pandemi, savaşlar, ekonomik durgunluk ve sıkılaştırma politikaları sermayenin üst sosyoekonomik guruplar tarafından temerküz etmesine sebep oldu. AK Parti’nin iç kalesi sayılacak alt gelir gurupları bunu iliklerine kadar hissetti.

Seçimden hemen sonra “Çeyrek asır AK Parti siyaset şurası” başlıklı bir yazı kaleme almıştım. Bu yazıdan sonra 10 ayrı kurum kapalı oturum toplantısına çağırdı. Yüzlerce siyasi, telefonla aradı ve en az 50 kişi sayfalar dolusu önerilerde bulundu. Toplumsal dinamiklerin ne kadar diri ve canlı olduğunu gördüm. Zaten AK Parti salt bir parti olmaktan öte bir hareket, bir camia bütününden oluşuyor.

Bir yeni durumla karşılaşıldığı zaman kurumların önünde iki yol vardır:

1- Sürekli sorunları ve cürufları konuşmak,

2- Gelecek vizyonunu tekrar kurgulayıp geleceği inşa ederken sorunları da çözüme bağlamak.

Siyaset kurumunu konuşurken savaşlardan örnek vermek yadsınacak bir durum değildir. Siyaset stratejisi, savaş stratejilerinden ilham alır.

* AK Parti bugün ricat hattına çekilmiştir.

* Doğrudan gelecek ikinci 20 yılı hedefleyerek, parti misyonunu ve hedeflerini yeniden yazmalıdır. Çünkü birinci yirmi yıl hedeflerinin tamamına yakınını gerçekleştirdi.

* Yazmış olduğu ikinci 20 yıl vizyonuna göre parti program ve hedeflerini yeniden şekillendirmeli.

* Bütün dünyada organizasyon şemaları eskimektedir. Çağın ihtiyaçları ve gelişmeleri ışığında organizasyon şeması gözden geçirilmelidir. AK Parti iktidar partisi olduğu için sistemin bütününe bakacak parti yönetimi, başkanlık sistemi, Meclis ve diğer kurumlar… Organik bir şekilde işleyecek sistemin her bir unsuru diğerine ilham verecek şekilde tıkanan mekanizmalar yenilenerek saat gibi işleyen bir sistem çalışılmalıdır.

Daha önce zikretmiştim. Değişim köklü bir şekilde ele alınıp fikirler ve vizyon üzerinden çalışılmaz ise kişiler üzerinden yürütülecek bir yenilenme ihtilaftan başka bir çözüm getirmez.

Partinin ikinci yirmi yıl vizyonu Türkiye’nin yeni hedefleri, gelecek yüzyıl organizasyon şeması şekillendiğinde yeni vizyon kendi insan unsurunu bulur ve geleceğe sürükler.

Durum değerlendirmesi hem siyaset için hem de sivil toplum ve entelektüeller için çok kıymetlidir. Türkiye demokratikleşme mücadelesi için çok büyük bedeler ödemiştir. Bu milletin bütün siyasi oluşumları, dindarlardan solculara kadar bütün kesimler tek parti ceberut rejiminden darbe üstüne darbe almıştır.

Kalkınma ve altyapısını büyük oranda tamamlamış Türkiye’nin sosyolojisi kökten değişmiştir. Yeni sosyolojinin yeni talepleri oluşmuştur. Geçiş dönemlerinde sosyolojik ve siyasi çözümlemelerin zorlukları vardır. AK Parti’nin kuracağı yeni siyaset paradigması bugüne kadar olduğu gibi diğer siyasi partilere de ilham verecektir. Hukuk toplumuna geçiş bir hukuk toplumu inşa edip kamu kurumlarını ve halkı kurallar bütünü içerisinde yaşamaya ikna etmek lazım gelir.

Bu, aynı zamanda devlet ve vatandaş arasında güven sorununun hukuka bağlanması anlamına gelir ki bu güven ortamı en büyük devrimdir. Ekonomiden eğitime kadar yüzlerce alana yansıması olur.

Bir devrimi gerçekleştirenler çoğu zaman gerçekleştirdiği devrimin farkında olmazlar. AK Parti devrimci ruhunu her daim canlı tutabilir. Görelim Mevla neyler.