Koskoca bir senenin, up uzun geceleri bitti. Üzerine çok konuşulacak bir sezonu arkada bırakırken, tartışmasız kazanan basketbolumuz olmuştur. Şartlar ne olursa olsun! Basketbolumuz Avrupa liglerinin en heyecanlı finali ile tarihe geçti. Sadece finali mi! Düşme hattında bulunan takımlarımız ölesiye bir mücadele içine girdi ki! Son haftaya kadar lige veda edecek takımı tespit etmek için falcıların gücünün bile yetmeyeceğine yemin edebilirdik!
Kısaca hakkında öykülerle süslü, kitaplar yazılacak bir ligi tamamladık. Zaman zaman sizlerle bu konuda yine paylaşacak konularımız olabilir. Avrupa''nın en heyecanlı ligini yaşadık derken, biraz sonra size Avrupa''dan kesitler sunacağım bana hak vereceksiniz… Şimdi, gelin biraz Milli Takım hakkında sohbet edelim:
Bir çok yabancı oyuncunun cirit attığı ligimizde, keşke imkanlarımız elverse, yeteri kadar Türk yıldız oyuncumuz oynasa da, dışardan hiç oyuncu getirmesek ne güzel olurdu, değil mi? Sadece bizde değil, basketbolun anavatanı sayılan bir çok ülkede yabancı oyuncular boy gösteriyor. Ancak bu sene yabancıların kalitesinden çok memnunum.
Bir de, her sene değişen yabancılara artık son versek! Seyirci hangi oyuncuya gönül vereceğine, seveceğine, formasını alacağına şaşırıyor! (Laf aramızda en baba takımlar bile hala oyuncuların basket formalarını satmıyor, basketbol formaları kulüplere para getirdiği zaman, oyuncuların gücü artacaktır.) Çünkü kimin formasının yapılacağını kestiremiyorlar! Bu arada, geçmiş senelere nazaran, takımlarımızın gelirleri otomatik olarak çok arttı.
Beko isim hakkı, naklen yayınlar, yeni çehresi ile iddaa''dan gelecek yepyeni kaynakları artan takımlarımızın yöneticileri iyi çalışırlar ise, bulacakları sponsorlar ile çok iyi gelirleri olacaktır. Paralarını akıllı kullanan takımlar üst sıralara hemen tırmanacak yapıya sahip olacaklardır.
Murat Murathanoğlu ile birlikte Radyo Spor''da yaptığımız programa gelen mesajlarda olması gereken oyuncular konusunda yaptığımız konuşmalarda, mevcut seçilen oyuncuların tabiri caiz ise “CUK” diye oturduğunu gördük ve söyledik. Bu konuda gerçekten iddialıyız.
Kadroda olan oyuncuların yanına “Keşke şunu da alsaydınız” diyecek kimseyi bulamadık. Bir tek Mehmet Okur var ki! Zaten o da Tanjevic ile gerekli konuşmayı yaparak birlikteliklerini bir yere getirmişler. Bu konuda son söz ikilinin arasında gerçekleşecek.
Kısaca asayiş berkemal… Huzurlu ve iyi bir çalışma ile Avrupa Şampiyonasında başarılı olmaktan başka çaremiz yok…Allah sakatlık vermesin diye dua etmekten başka çaremiz yok.
Bu konuda Tanjevic ve oyuncularımıza hep destek, tam destek vermeliyiz. Tüm olumlu enerjimiz onlarla. Ülkesini seven herkesin düşüncesi zaten bu olmalı değil mi?
Gelin satırlarımın başına bağdaş kurun ve Avrupa''ya şöyle bir göz atalım:
Hem iddaa yazılarım, hem merak ettiğim için bir çok görüntü ile görsel olarak Avrupa ligini yakından takip etme şansına sahibim:
Yanı başımızda ki, komşumuzdan başlayalım.
Avrupa Şampiyonluğu''ndan sonra gözünü lige diken Panathinaikos Koç Obrodovic''in kariyerine kariyer katıyor. Herhalde bir daha hiçbir koç Obrodovic''in başarılarına ulaşması mümkün olmayacak. Ligi Olympiakos''un ardında bitirmesine rağmen, Fınal-Four''da ilk gün hemşerisi Olympiakos''u yenerek saf dışı bıraktı. Ardından CSKA''yı yenerek Avrupa Şampiyonu oldu. Yunanistan liginde ise kolay bir seri sonunda Olympiakos''u 3-1 mutlu sona ulaştı. Euroleague girecek 3. takımı tespit etmek için, Maroussi, Aris''i 3-2 geçerek 3. takım olmayı başardı.
Montepaschi Siena, Play-Off''lara fırtına gibi başladı, ilk önce Scavolini''yi, ardından Benetton''u 3-0 lık skorlarla geçerek finale sürpriz bir şekilde gelen Armani Milano (ligi 7. bitirmişti.) ile eşleşti. Finalde son maçın skoru bana çok komik geldi: 47-82, netice 4-0 ile rakibini süpüren Siena bir kez daha şampiyonluğa ulaştı. İtalya''da bana eskisi gibi heyecan veren takım sayısının azaldığını söyleyebiliriz. Şampiyonun ilk maçtan belli olması bunu göstermiyor mu?
Avrupa''da para ise para, salon ise salon, seyirci ise seyirci: Hepsi var ama bir türlü güzel keyifle izlenen bir lig olmadı! Ben bunu yazınca inanıyorum, Erman Kunter hemen bana itiraz edecektir. Bu benim ve basketbolu iyi bilen ve Fransa ligini yakından takip eden dostlarımın düşünceleri. Kalite olarak vasat olan Fransa''da bizi en çok mutlu eden olay; Erman Kunter''in takımı Cholet''in İtalya''da Kinder ile final oynaması. Yenildiler ama olsun. Bir Türk koç''u için final oynamak, büyük başarı Villeurbanne Asvel, finalde! (Bana göre Fransa''da finalin tek maç ile geçiştirilmesi, hiçte güzel ve keyifli değil!) Entente Orleans 45''i 55-41 yenerek Şampiyonluğunu ilan etti.
Avrupa''nın her türlü organizasyon konusunda birinci ülkesi olan İspanya, rekorları kimseye bırakmıyor. Her takımın kendi salonu var. Seyirci garantisi var. Oyuncular garanti parasını alıyor! Aksilik olursa her takımın garantörlük parası içerde. Salona gelen ailelerin çocukları için özel park ve eğlence yerleri ve öğretmenler hazır. Çağ atlayan İspanya''ya nasıl imreniyorum bilemezsiniz!
Barcelona final serisinde Tau Ceramica ile karşılaştı. Ersan''ımız mükemmel bir sezon geçirirken, kariyerinin en istikrarlı ve başarılı sezonunu yaşadı. Barça''nın şampiyonluğunda Navarro ile birlikte en çok emeği geçen oyuncuydu. Son maçta Tau''yu 3-1 yenerek şampiyonluğa ulaşırken, sık sık Rakocevic- ten bahsettim. Dileğim Efes''in bu oyuncuyu almasıydı. Bunun gerçekleşmesi çok hoş. Bana gelen görüntülerde kendine hayran olduğum Rakocevic, İspanya liginde 17.8 sayı ortalaması ile büyük bir yüzde yakaladı. Avrupa Liginde ise 19.4 ile oynadı. Ortalama 26.1 dakika oynayan Rako''yu Türk Basketbol Severler''in en kısa zamanda yıldızı olacaktır. Naumoski''den beri aynı ayarda hayranlık uyandıran bir oyuncu göremedik ve bunun sıkıntısı artık bitiyor.
Basketbolun Avrupa''da ki, anavatanı Sırbistan''da artık işler hiç de öyle kolay değil! NBA''nin birinci derecede takip ettiği Sırbistan''da öyle yıldız olacak oyuncular kolay yetişmiyor. Yılların en deneyimli ve şampiyonlukların abonesi Partizan yine şampiyon. Ancak bu yıl çok zorlandı. Final serisinde, Crvenazvez''i ( Bu ismi bakalım kolay okuyabilecek misiniz?) 3-2 yendi. Rasiç, Tripkovic, Velickovic ve yeni transfer yapan Tepic ile zafere ulaşan Partizan bu sene takımını tutabilmek için yeni sponsor arayışlarına başladı. Eski günlerine hasret kalan ülkede ne malzeme var ama iyi koçlar yetişmiyor. Aynı bizim ülkemiz gibi, malzeme var ama yetiştirici koç yok!
Sizin daha ülkeyi yazar yazmaz şampiyonu tahmin ettiğinizi biliyorum. CSKA 3-1 Khimky''i yenerek alıştığı kupayı bir kez daha müzesine götürdü. Lorbek, Holden, Smodis, Siskauskas gibi isimler yeterli sanırım. Hepsi teker teker bir takıma bedel. Hele Trajon Longton (Türk yapılması planlanıyor. Türk olup Milli Takımda olursa en başta ben çok sevinirim. Basketbolun iki yönünü oynayan muhteşem bir oyuncu.) CSKA''nın normal ligi 22-0 mağlubiyetle bitirmesi bir rekor.
Çok yakından tanıdığımız Cibona Zagrep, iki gurupta oynanan maçlar sonunda Zadar ile final oynadı ve 3-1 ile şampiyonluğa ulaştı. Davor Kus ve Rozic en iyi oyuncularıydı. Kus ve Rozic''i Türk Takımları neden almaz bir türlü inanamıyorum! Eski basketbol fabrikası Cibona yıllardır yıldız oyuncu yetiştiremediği için büyük sıkıntı yaşıyor.
Yılların en önemli ve tek takımı U.Olimpija finalde, Helios''u 3-0 geçerek şampiyon oldu. Normal ligi de, 13-1 gibi çok iyi bir galibiyet yüzdesi ile bitirdi. Slovenya''nın baş köşede ki, haberi Fenerbahçe Ülker''de oynayan Preldzic''in başarısı. Çünkü uzun zamandır yıldız yetiştirmeyen Slovenler Tanjevic''in Preldzic''i NBA''ye gidecek bir star olarak hazırladığını söylüyorlar.
Liteuvas yılların deneyimli ve adı şampiyonluklarla anılan Zalgiris''i final serisinde 4-1 yenerek zafere ulaştı. Petravicius ve Zavackas''ın üstün performansı ile Liteuvas''ın şampiyonluğunda baş rol oynadılar., Zalgiris''li Jankunas''ı bir yerinize not edin. Yakında onu başkaları kapmadan, keşke bizim takımlarımız sahip çıksa! Hani basketbol ile yatıp kalkan Litvanya''da da, yıldız oyuncu sıkıntısı çekiliyor siz ne dersiniz? Aklınıza gelen kaç genç istikbal vadeden oyuncu var?
Futbolun birinci değil, süper lüks muamele gördüğü ingiltere''de “Basketbol var mı?” diye sorsanız haklısınız! Ancak İngiltere NBA''nin göz bebeği. Hepsinin dileği ABD''nin atası kabul edilen İngiltere''de basketbolun çok iyi yerlerde olması! Ama ne yazık ki, Avrupa kupalarında ne sesleri var ne de, sedaları! Oysa basketbol maçları kapalı gişe oynuyor! Ama seslerini duyuramıyorlar! Newcastle final serisinde Everton''u kapalı gişe oynanan final serilerinde, 3-1 yenerek büyük başarıya imza attılar. Newcastle son maçını 87-84 kazanırken sahanın yıldızı 1.86 boyunda l976 doğumlu, Connecticut üniversitesi mezunu Elmeres Harrison''un oyunu ile ulaştı. Newcastle normal sezonu 28-5 galibiyet yüzdesi ile bitirdi.
Ya lale! Ya futbol! Basketbolda nereden çıktı diye sakın sormayın. İnanır mısınız, kıran kırana lig oynanıyor. Amsterdam final serisinde Eiff Towers''ı 4-3 yenerek şampiyonluğu kucakladı. Ligi normal sezonda 35-5 galibiyet yüzdesi ile bitiren Amsterdam Gipson 26, Harrison''un 21 sayı ortalaması ile kupaya ulaştı.
Yılların bu ülkede kralı olan Tel Aviv ekonomik krizden çok etkileniyor! Basketbol denince akla basketbol ve o takımın başkanı Sımon Mizrahi gelir. Dünyada özel izinle basketbolu yedek oyuncularının arasında izleyen tek başkan Mizrahi''dir. İsrail''i Avrupa''da başarı ile temsil eden, TelAviv Maccabi''nin Avrupa''da pek sesi duyulmuyor. Pini Gershon gibi şovmen koçu olan Tel Aviv Maccabi, Haifa''yı final maçında 85-72 yenerek çuvalla kazandığı kupalara bir yenisini daha ilave ederek şampiyonluğa ulaştı.
Şimdilik bu kadar. Şimdi hedef Avrupa Şampiyonası. Milli Takımımıza tekrar takrar başarı diliyoruz. Yeni haber ve yorumlarla buluşmak üzere.
