|
Beyt Hanun"lu Fatma Najar

Bugün sizlere Türkiye''deki malum meselelerden biri hakkında birşeyler yazacaktım. Tam yazıya başladım gözüm Guardian gazetesi yerine pazar günleri yayınlanan The Observer''ın dünkü sayısında gördüğüm bir başlığa takıldı.

Çarpılıp kaldım.

"Yaşlı kadınlar şehit olmaya hazır" diye çevrilebilecek olan bir başlıktı.

Gazetenin Sandra Jordan isimli muhabirinin, geçtiğimiz haftalarda İsrail''in seri saldırılar ve insanlık adına utanç verici katliamlar düzenlediği Filistin''deki Gazze bölgesinin kuzeyinde yer alan Beit Hanoun, (Beyt Hanun) kasabasında yaptığı röportajlardan oluşan bir yazıydı bu.

Jordan bu yazısında, o kasabada yaşayan ve İsrail saldırılarında yakınlarını kaybeden, evleri başlarına yıkılan yaşlı kadınların katliamlara ve saldırılara duydukları tepki nedeniyle canlı bomba olmaya hazır olduklarını anlatıyordu.

Tıpkı geçtiğimiz günlerde kemerine patlayıcılar yerleştirip İsrail askerlerine saldıran Fatma Najar gibi.

70 yaşındaki Fatma Najar, İsrail''in bazı silahlı militanları yakalayabilmek amacıyla kasabanın 16 ile 40 yaşındaki bütün erkeklerini gözaltına aldığı, askerlerin militanların sığındığı 800 yıllık tarihi camiye saldırısını engelleyebilmek amacıyla cami etrafında canlı kalkan oluşturan Filistinli kadınlardan biriydi.

Kadınların bu direnişi sayesinde İsrail geri çekilmek zorunda kalmış ve bu arada militanlar da kaçabilmişt. Bu arada iki kadın da açılan ateşle hayatını kaybetmişti.

Daha sonra cami İsrail askerleri tarafından yerle bir edilmişti. Sacede minaresi ayakta kalmıştı.

Bu olayda Najar bir İsrail buldozeri tarafından yaralanmıştı.

Olaydan üç hafta sonra Najar İsrail askerlerine üzerindeki bombalarla saldırdı. Patlamada iki İsrail askeri yaralandı.

İşin ilginç tarafı Najar''ın böyle bir işe girişeceğinden ailesinin haberi yoktu. Ölümünü radyodan duydular.

İsrail saldırılarında ailesinin önemli bir bölümünü kaybeden, evi başına yıkılan yaşlı kadın, ailesinden habersiz Kasım Tugayları isimli örgütle temas kurarak örgüt adına çalışmak ve canlı bomba olmak istemişti.

Örgüt önce bu talebi kabul etmemiş. Fakat kadının kararlı ısrarları ve "Her koşul altında ben İsrail askerlerinin üzerine gideceğim ve öldürüleceğimi biliyorum. Siz bana patlayıcı vermeseniz dahi ben bunu yapacağım" sözleri üzerine onu kabul etmek zorunda kalmışlar.

Bu durumu Najar''in ölümünden sonra ailesine taziyeye gelen örgütün bir sorumlusu anlatmış. Fatma Najar iki yıldır örgüt adına çalışıyor, cephedeki militanlara yiyecek ve mühimmat taşıyormuş.

Najar şimdi Filistin''de kahraman olarak anılıyor. Ölümü nedeniyle rasmi yas ilan edilmiş.

Posterleri her yerde asılı.

Şimdi onun posterleri önünde oturan yaşlı kadınlar (Ki hemen hepsi ya çocuklarını, eşlerini, torunlarını ya da ailelerinin büyük bir bölümünü İsrail saldırılarında kaybetmişler) "Hepimiz Fatma gibi olmaya hazırız" diyorlar. "İsrail bir daha geldiğinde bizim neler yapabileceğimizi görecek."

Ve ekliyorlar:

"Şimdi kadınların zamanı, artık bizim yaşımızdaki kadınlar bile işe yaradıklarını gösterecekler."

Şiddetin insanları getirdiği noktaya bakın.

Şiddetin hiçbir şeyi çözemediğinin, çözmesi imkanının olmadığının bundan daha açık ve elim bir örneği olabilir mi?

İsrail''in bu kararlılık ve inanç karşısında uzun vadede bir şansı olabilir mi?

Nitekim Observer muhabirinin konuştuğu, evi başına yıkılmış, yakınlarını kaybetmiş ve komşularının yardımıyla yaşamaya çalışan kadınlardan biri olan Watfa Kafarna şöyle diyor:

"Barışa inanmak istiyoruz. Ama tepemizin üzerinde her gece savaş uçakları dolaşırken, torunlarımız korkudan ağlayıp her gece altlarını ıslatırken, sınırda hala İsrail tankları bekliyorken ben barış olacağına inanmıyorum."

İnsanların barışa yönelik bütün umutlarını yitirmeleri feci bir durum.

Bu durum hiç kuşkusuz insanların bu hale gelmesinde sorumlulukları olanları da yakından ilgilendiriyor.

Şiddet şiddeti kışkırtıyor. Bundan kimse kaçınamaz.

Oysa şiddetin sonu yok ve bu yöntemle herhangi bir meselenin esaslı bir şekilde çözüldüğü de görülmüş değil.

Dilerim bizdekiler dahil olmak üzere tüm şiddet yanlıları Filistin''de olup bitenlerden bazı yararlı dersler çıkarabilirler.

17 yıl önce
Beyt Hanun"lu Fatma Najar
Ukbe b. Nâfi’nin cehdi
İğne ve çuvaldız…
İhracatta Türkiye
Hizmet sektöründeki enflasyon işleri zorlaştırıyor!
Tarihin sonu ve ABD üniversiteleri