|
Çankaya"nın "veto"sunu gerektiren bir kanun

TBMM Genel Kuirulu''nda geçen hafta kabul edilen "Emekli Sandığı Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun" Cumhurbaşkanlığı''na gönderilmiş. Beklentimizin bu kanunun da "şike kanunu"nda olduğu gibi "veto" yemesi ve TBMM''ye iadesidir. Bu iadenin gerçekleşmesi durumunda Genel Kurul''un "şike" meselesinde olduğu gibi bir kere daha "birlik ve beraberlik" içinde davranabileceğini sanmıyorum. Bu tahminim söz konusu kanunun son günlerin en fazla öne çıkan ikinci konusu olan milletvekillerinin emekliliklerine ilişkin getirdiği yeni düzenlemeden kaynaklanmıyor. (Kanunun bu faslının "Fransa''ya tepki" dalgası ile aynı zamanda gerçekleştirilmiş olması -tabii ki- ayrıca konuşulması gereken bir husus.)

Çankaya''ya sunulan kanunun -iadesi durumunda- Genel Kurul''un canını sıkacak asıl yönünün bir dönem Emekli Sandığı bünyesinde çalışıp bilahare memurluktan ayrılanların "ödenmeyen emekli ikramiyeleri" meselesi olduğunu düşünüyorum. Biliyorsunuz, Genel Kurul işin bu yönüne ilişkin de bir "cinlik" gerçekleştirdi. Anayasa Mahkemesi''nin memuriyetten ayrılanlara çalıştıkları yıllara tekabül eden emekli ikramiyelerinin ödenmemesine ilişkin yasal düzenlemeyi iki kez iptalinden sonra gündeme gelen Emekli Sandığı Kanunu''nda değişiklik yapılmasına dair kanun teklifi, iptal gerekçelerini bir kere daha ciddiye almayarak -ya da gözardı ederek- milletvekillerinin yeni emeklilik haklarının düzenlenmesine hizmet eden bir fırsata dönüştürüldü..

TBMM sitesinde yer alan CHP Grup Başkanvekili M. Akif Hamzaçebi ve Hüseyin Şahin''in konuya (ödenmeyen emekli ikramiyeleri) ilişkin verdikleri kanun tekliflerinin birleştirilmiş olarak görüşüldüğü komisyon raporları istenirse etrafında büyük gürültü çıkarılabilecek bir dosyanın varlığına işaret ediyordu. Çalışma Bakanı Faruk Çelik''in başkanlığında toplanan "komisyon"dan çıkan karara CHP ve MHP''li üyelerin dile getirdiği çok güçlü muhalefet şerhleri vardı ortada. Mesela Sümer Oral, Mustafa Kalaycı ve Erkan Akçay''ın imzalarını taşıyan şu muhalefet şerhi:

"Tasarının 1 ve 2''nci maddelerinde düzenlenen hususlar, geçmişte Emekli Sandığı iştirakçiliği bulunup, iştirakçilikten ayrıldıktan sonra çalıştığı sürelere ilişkin emekli ikramiyesinin alınamaması konusunda açılan davalar sonucu Anayasa Mahkemesi''nce iki defa iptale sözkonusu edilen hükümleri yeniden düzenlemektedir. Ancak, yapılan düzenleme gerekçeyi tam karşılamamakta, bu düzenlemeyle emekli ikramiyesini alabileceklere de, ayrıldıkları tarihlerde yürürlükte olan katsayılar uygulanması suretiyle çok cüzi ödemeler yapılması öngörülmüştür. Güncelleme yapılmasını içeren teklifimiz kabul edilmemiştir."

Mesela, Musa Çam, Bülent Kuşoğlu, Ferit Mevlut Aslanoğlu ve arkadaşları tarafından kaleme alınan şu muhalefet şerhi:

"Anayasa Mahkemesi''nin kararında daha önce memuriyetten ayrılan ve sonradan hizmet birleştirmesi suretiyle emekli olan kişilerin hiçbir koşula bağlı olmaksızın ikramiye alması gerektiği kabul edildiğine göre yeni düzenleme ile ikramiye alınmasının kıdem tazminatı alınması koşullarına göre söz konusu edilmesi hakkın sınırlandırılması anlamına gelir. Özellikle kıdem tazminatına paralel bir düzenleme yapıldığını kabul ediyorsak emekli ikramiyesinin de güncel, en son alınan ücrete göre ya da gelinebilecek derece ve kademeye göre olduğunun kabulü gerekir. Hakkı sınırlarken örnek aldığınız düzenlemeyi hakkı verirken de örnek almanız gerekir."

Muhalefet şerhlerinden de anlaşıldığı gibi, komisyondan geçerek Genel Kurul''a inip kabul gören bu kanun -bir kere daha- Anayasa Mahkemesi''nin iki iptal kararını dikkate almadan, Emekli Sandığı''na tâbi görevdeyken memuriyetten ayrılanlara emekli ikramiyesi ödenmesini kabul eder gözükürken aslında bu ödemeleri neredeyse imkansız kılacak şartlar getirmektedir. Çünkü söz konusu emekli ikramiyelerinin ödenmesi için aranan şartlar kıdem tazminatına hak kazanmak için aranan şartlara dönüştürülmüştür. Dolayısıyla, büyük çoğunluğu istifa ederek Emekli Sandığı kapsamından çıkmış olan eski memurlar açısından bir kere daha Anayasa Mahkemesi''nin kapısını çalmaktan başka çare kalmamaktadır. Üstelik, kanunun getirdiği yeni şartları taşıyan çok az sayıdaki "hak sahibi"nin de, muhalefet şerhlerinde belirtildiği gibi, emekli ikramiyelerinin hesabında ayrıldıkları tarihlerde yürürlükte olan katsayılar uygulanacaktır! "Şaka" gibi bir şey özetle....

DİSK/Emekli –Sen Genel başkanı Veli Beysülen de TBMM Genel Kurulu''nda geçen hafta kabul edilen kanunun "ödenmemiş emekli ikramiyeleri"nin ödenmesini 15 yıl çalışma şartına bağlamasını Anayasa Mahkemesi''nin iptal kararlarında altı çizilen haksızlığı telafi etmediğine dikkat çekiyor.

Konuyu toparlayacak olursak: Hakkında konuştuğumuz kanun eğer Çankaya''dan dönerse, muhalefet partilerine büyük iş düşüyor. Medyanın gerektiği kadar yer vermediği bu gelişmeyi seçmenlerin (konuya ilişkin mağdurların sayısının 250 bini geçtiği söyleniyor) önüne getirmek önce onların işi. Ama öyle sadece komisyon çalışmalarıyla değil. Ortada Genel Kurul''da kabul görmüş ama "karikatür" niteleğinde bir kanun var. "Muhalefet" istiyorsanız işte size âlâsından bir konu. Konu haliyle işçi-memur sendikalarının da asılması gereken nitelikte. Ne yaparlar bilmiyorum ama bir şeyler yapmaları şart. Çankaya''dan henüz onay almamış kanunun sadece milletvekillerini ilgilendiren faslına takılıp kalmak yeterli mi? Ama henüz ortada -komisyon kararına muhalefet şerhlerinden başka- tek bir itiraz yok. Bir dönem Emekli Sandığı çatısı altında çalışmış ama Anayasa Mahkemesi''nin kararlarına rağmen emekli ikramiyeleri hâlâ ödenmeyen ve ödenmeyecek olan yüzbinlerce insanın hakkını savunmaktan iyi muhalefet olur mu? Söz konusu emekli ikramiyelerinin ödenmesi 15 yıl hizmete ve ikramiyelerin tutarını hak sahiplerinin görevden ayrıldıkları tarihlerdeki kat sayıların uygulanmasına bağlayan son derece "kurnaz" bir kanun ciddi bir muhalefeti hak etmiyor mu? Hadi bakalım iş başına!

12 yıl önce
Çankaya"nın "veto"sunu gerektiren bir kanun
İyi Ki Varsınız
Bir Başka Mesele: Neden cinsiyet değiştiriyorlar?
Birliğe çağrı
Adamın adı Filistin
Dünya bu gençlerle güzelleşecek