|
"Devrimsi bir durum yaşanıyor" diyebilir miyiz?

Taraf gazetesinden Nabi Yağcı''nın düzenli denebilecek okurlarından sayılırım. Yağcı''nın, ömrünü Castoriadis''in zamanında bir “parti-devlet” değil bir “stratokrasi” (stratos (Yunanca)=ordu) olarak nitelediği Sovyetler Birliği''nin kanatları altındaki geçirmiş eski TKP''nin bir süre en yüksek yöneticiliğini yapmış birisi olması okuru olmamın nedenlerinden birisidir. Yağcı''nın siyasi geçmişini hatırlatmamın nedeni “nereden nereye?” türünden tatsız bir sonuç çıkartmak değil tabii ki… Hatırlatıyorum, çünkü bir zamanlar “stratokrasi”nin en ideal biçimi yanında yer almış bir politik şahsiyetin bugün ülkede ve dünyada yaşanan gelişmeleri değerlendirirken benimsediği bakış açısının iyi anlaşılabilmesi için söz konusu “siyasi geçmiş”e kayıtsız kalmak doğru olmaz.

Nabi Yağcı, iki gün önce yayımladığı yazısına (“Neden olmasın?”) şu satırlarla başlamış:

“Çözülüyor... Militarist devlet çözülüyor. Tıpkı o şarkının sözlerindeki gibi ''çözdükçe dolanıyor.'' Dolandıkça daha da çözülüyor. Türkiye sivilleşme yolunda sancılı biçimde ilerliyor. Ülkemiz Cumhuriyet tarihi boyunca ilk kez tabandan gelen dinamiklerin direngen gücüyle Bonapartist “teamülleri” yıkıyor. Adını koymaktan kaçınmayalım, “devrimsi” bir durum yaşanıyor.”

Tahmin ettiğiniz gibi, “devrimsi durum”un ayak sesleri ülkeyi günlerdir meşgul eden YAŞ gelişmeleridir:

“YAŞ''ta yaşanan asker ile siviller arasındaki bilek güreşi ya da iktidar kavgası bu dediğim durumun en son ama çok önemli kanıtlarında biri. Ayrıntıları, hangi generalin ne yapmak istediği, kimin önünün kesilmek istendiği o denli önemli değil. Önemli olanı, yaşanan bu gerilimin toplam tarih birikimi içindeki anlamı.”

Peki o zaman nedir bu anlam?

Yağcı, bu “anlam”ı işin içine bir “özeleştiri” de katarak şöyle açıklıyor:

“Tarihin deviniminin dilini çözmeden sol da, Marksist de olunamazdı aslında. Gerçek tarih bilgisine sahip olmadan tarihin gidişatına müdahil olmaya çabalamakla ancak saçmalayabilirdik. Geçmişte elbette pek çok doğrumuz da vardı ama genelinde saçmalamıştık. Ne yazık ki sol adına saçmalayanlar hâlâ var. “

Yağcı, özellikle YAŞ çerçevesinde ortaya çıkan “politika-ordu” geriliminin militarist devletin çözülmesi yönünde doğurduğu sonuçları -nedenini anlamadığım biçimde- “tabandan” gelen güçlü dalganın eseri olarak yorumlamakta:

“Siyasetteki öznelerin ideolojilerinden ve öznel tüm niyetlerinden bağımsız olarak tabandan gelen tarihsel değişim dalgasının toplumu devrimci bir değişime sürükleyebileceği konusunda ciddiye alınabilir hiçbir fikrimiz yoktu.”

Ve de bunun hemen arkasından bu gözlem ve değerlendirmenin Engels''in kaleminden teyidi:

“Daha önce de birkaç kez anımsattığım gibi Engels''in ''Bazen tarih doktrinin dümenine geçer yanlışa doğru yaptırır'' sözünün farkında bile değildik.”

Nabi Yağcı''nın Engels''in şahitliğiyle yaptığı bu değerlendirmenin bugünkü Türkiye''ye uygulanması ise şöyle:

“AK Parti örneği kanımca, Engels''in sözünü ettiği tarihsel duruma uygun düşen ilgi çekici bir örnek. Neredeyse 2002''den bu yana bu kanaati taşıyorum ve söylüyorum. Yaşanan somut olaylar bu kanımı gözden geçirmek zorunda bırakmadı beni. Son örnek ise YAŞ nedeniyle açık biçimde gözlediğimiz sivil-asker geriliminin had safhaya yükselmiş olmasıdır.”

Yağcı''nın bu yazısını, yazarın ve sevenlerinin canını sıkmak için ele almadığımı sanmıyorsunuzdur umarım. Farklı terimlerle de olsa bu yazıda karşımıza çıkan değerlendirmelerin ana fikrini tekrarlayan başka birçok kalem de var. Dolayısıyla onların canını sıkmak gibi bir niyet de taşımıyorum.

(“Bu ''başka kalemler''e ilişkin de bir örnek de ver!” diyorsanız, Oral Çalışlar''ın karşımda hemen hazırda bulunan şu sözlerini aktarabilirim:

“Yüksek Askeri Şûra''daki tıkanmanın, uzun yılların biriktirdiği bir mirasla hesaplaşma anlamına geldiğini ve bu mirasın; “bu ülkenin sivil siyasetçiler, seçilmiş siyasetçiler tarafından yönetilemeyeceği, onların askerin, yargının vesayeti altında tutulması gerektiği” anlayışı üzerine kurulu bir miras olduğunu artık büyük bir çoğunluğun fark ettiğini gözlemliyorum.”)

Benim burada Yağcı''nın yazısını örnek göstererek anlatmaya çalıştığım mesele şu: “Gerçeklik”in düşmanları arasında abartmak fiilinin isim hali olan “abartı” da yer alır.. Bu konuda bir Fransız lafı da var: “Abarttığımız şeyi daima zayıflatırız.”

Dolayısıyla, verdiğim örneklerde ve yüzlerce benzerinde karşımıza çıkarılan “tasvir” –bana göre- ölçüsü bayağı kaçırılmış abartı örnekleridir.

Ak Parti iktidarının ülke siyasetinde nasıl bir yeniliği temsil ettiğini inkâr etmek tabii ki imkânsız. Siyasal ve sosyolojik temelleri üzerinde epeyce çalışılmış - “merkez-çevre” ya da “Anadolu sermayesinin başkaldırması” gibi terimlerle ifade edilen kimi “abartılı” yorumları barındırıyor olsa da- bu yeni siyasi akımın gelişen, zenginleşen ve özgürlüklerle tanışan toplumun sözcüsü durumuna gelmekte olduğu da bir gerçek.

Ancak –lütfen- abartmayalım. YAŞ çerçevesinde yaşanan gelişmeleri “devrimsi durum” olarak nitelemek, her şeyden önce “abarttığımız şeyi zayıflatmak” gibi bir haksızlık yapmış olmuyor muyuz?

Konuya devam ederiz ama bugünlük şu hususu da ekleyeyim: Genelkurmay Başkanı, Kuvvet komutanları, ya da filanca Ordu''nun komutanı olarak şu orgeneralin değil de bu orgeneralin atanmış olması çok mu belirleyicidir? Bu gelişmeler İmparatorluk''tan miras “asker-sivil” ilişkisinin yeniden tanziminde “devrimsi” bir duruma mı işaret etmektedir? Yaşanan süreç devletin”demilitarizasyonu” olarak nitelenebilir mi?

Sizin cevabınız nedir bilemem ama kendi cevabımı –tereddütsüz- açıklayabilirim: Devletin bütün orgeneralleri, daha doğrusu generalleri birbirinin aynıdır… Bazı kişilerin generalliğe terfi konusunda “negatif seleksiyon”dan söz ettikleri de duydum. (“Özkök Paşa” örneğini hatırlatmıyorsunuzdur umarım!)

Güzel laf doğrusu:”Abarttığımız şeyi daima zayıflatırız.”

14 yıl önce
"Devrimsi bir durum yaşanıyor" diyebilir miyiz?
Neden Şimdi?
Tevhid risalesi yazan Milli Eğitim Bakanı
Bir Başka Mesele: Kadın ve erkeğin ince ayarları bozuldu
Omelas’ı bırakıp gitmeyenler..
Tek bir zamana/ tarihsizliğe hapsedilmeye başkaldıran adam: Kadir Mısıroğlu