2 Kasım tarihli yazımın başlığı “Efes Toparlanıyor” idi. Bu yazı, arka arkaya içte ve dışta kaybedilen Fenerbahçe-Ülker, Cibona Zagreb ve Türk Telekom maçlarından sonra, Armani Milano''ya karşı kazanılan Euroligdeki 2''inci maçın yorumuydu.

Efes gard''larının kötü gidişinden, tedirginliklerinden ve hatta birbirlerini bozduklarından söz ederken, son Avrupa Şampiyonu koçu Davit Blatt''a; “Hallo, Nereye?” demedik. Mümkün olduğu kadar eleştirmemeye çalıştık. Çünkü bu adam boş değil. Üstelik iyi savunma yapabilecek, hızlı hücuma yatkın bir takıma sahipti. Sezon başında uygulamak istediği stratejisi tutmuyordu.

Efes''in çabuk toparlanma umudunun olduğundan, Avrupa''da iddialı olacak kadar güçlü olduklarından ve “Avrupadaki zorlu grupta sevineceğimiz günlerin yakın olduğundan” söz ederek yazımızı bitirmiştik. Açıkcası ben Efes''ten bir patlama bekliyordum.

Aradan bir ay geçti. Aynı grupta son 5 maçını kazanan grup lideri Unicaja Malaga maçı geldi çattı. Malaga özellikle 2.16''lık uzunları Santiago ile dengeleri bozan, geçen yıl dörtlü finali gören, Jimenez, Welsch ve Chilinsky gibi yeteneklıi oyunculara sahip oturmuş bir takımdı. Efes''in işi zordu. Efes işte bu korkulan maçta öylesine patladı ki, hatta şimdiye dek uyumsuz görülen gardları Ender, Penn ve Gregory''i koç David''in bir ara birlikte parkeye sürerek arayı açtığını görmezden gelemeyiz. Malaga''lılar; “Ne oluyor bize?” dercesine dağılmışlardı.

Bu tempolu maçta Efes''in müthiş keyifli serileri oldu. 22 asist ne demek. İkisi gard altı oyuncusunun çift haneli sayı üretmesi ne demek. Malaga gibi dengeli bir takımı sürklase ettiler. Artık Efes geliyor. David Blatt da geliyor.

Efes Pilsen, bundan sonra hem kendi ligimizde, hem Eurolig''de dominant takım olduğunu gösterecektir. Bundan kuşkumuz yok. Tebrikler Efes. Yeter ki bozulmayın..