İte kaka Çek Jiri Welsch ve Necas''ın yardımlarıyla 2. gruba girdik. Gerek hazırlık maçları olsun, gerekse ilk grup maçlarımız, basketbolu bilen de bilmeyen de, Türkü de ve yabancısı da bir konuda mutabık; “Teknik ekibin başı Tanjevic''in, oyuncu değişikliği zamanlamasında ve yönteminde bir SAKATLIK var”.

Kimileri bunu iyi niyetle “oyuncu arayışı” olarak değerlendiriyor. Yok böyle birşey. Atı alan Üsküdarı geçti. Oyuncu arayışını yapacaksan, iki aylık hazırlık döneminde yapacaksın. Aslında buna kısa yoldan “oyunu maç esnasında okuyamamak” denir. “Tanjevic eskiden iyiydi”, olabilir. Şimdi değil. Eşyanın tabiatı bu. Üstelik de son dönemi maalesef milli takımımıza ve Fenerbahçe''ye denk geldi.

Hazırlık dönemi ve grup maçlarında gözlemimiz şudur; “Tanjevic, oyuncu değişikliklerinde yaptığı hatayı ya maç sonrası geç farkediyor, ya da hatası kendisine maçtan sonra bir şekilde tercüme şeklinde söyleniyor.”

Böylelikle bir maç önce milli takıma ve oyuncusuna verdiği zararı, bir maç sonra düzeltmeye çalışıyor. Bu kez de bir evvelki maçta iyi oynayan oyuncusunun hakkını yiyor. Sonuçta takımda yarattığı güvensizlik ve zarar katlanarak büyüyor. Oyuncuyu sevindirme ve küstürme arasında tuhaf bir sistem bu; “out - in - out...”. Bu istikrarsız yöntemden nasibini alan oyuncularımızın benche geldiklerinde hallerini hepimiz kameralardan görüyoruz. Yazık.. Geleceğe, 2010''a böyle yatırım yapılmaz. Bu felsefe ile olmaz.

Kısacası, Çek maçında hiç oynatılmayan Semih, Hakan ve Cenk Akyol''un, 2. grubun ilk maçında Slovenya''ya karşı oynatılacakları belli olmuştur. Böyle saçmalık olmaz.

Oyuncularımız buna daha ne kadar tahammül edebilir. Kaya dayanamadı ve Çek maçı sonrası kibarca, “Artık daha ne kadar oyuncu aranacak?!” diye patladı.

Zorlu bir gruptayız. Slovenya, Fransa ve İtalya. Yollarımız taşlı ve kayalı. Umarız Kaya''nın bu çıkışı kendi yoluna kaya koydurmaz.

Cumartesi iyi haberlerle buluşmak üzere..